Gündem

CHP'li karttan Ergenekon hakimiyle ilgili iddia

CHP Konya Milletvekili Kart, Ergenekon hâkim ve Fatih Cumhuriyet Savcısı hakkında önemli bir iddia ortaya attı.

25 Kasım 2009 02:00
T24 - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Ergenekon davasına bakan Silivri Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Sedat Sami Haşıloğlu ile Fatih Cumhuriyet Savcısı Ercan Altuncu'nun, icra satışlarını takip ederek ucuza taşınmaz mal alma girişiminde bulunduklarını iddia etti.

Kart, CHP Mersin Milletvekili İsa Gök ve İstanbul Milletvekili Nur Serter ile düzenlediği basın toplantısında bazı iddialarda bulundu.

Atilla Kart, Haşıloğlu'nun, Çatalca Sulh Ceza Mahkemesi hakimi iken, eşinin dayısı Eyüp Aytemur adına fiilen icra satışlarını takip ederek ucuza taşınmaz mal alma girişiminde bulunduğu, bu süreçte de Çatalca İcra Müdürü'nü tehdit ettiği ve olayın da 17 Mart 2008'de Adalet Bakanlığı'na intikal ettirildiğine dair bilgi ve belgelerin kendilerine ulaştığını söyledi.

Hakim Haşıloğlu hakkında ne gibi bir işlem yapıldığının bilinmediğini ifade eden Kart, "Şikayette bulunan icra müdürü ise Gaziantep'e tayin edilmiş ve daha sonra da meslekten ihraç edilmiştir" dedi.

CHP'li Kart, Haşıloğlu'nun bu girişimleri, olay tarihinde Eyüp Savcısı olan Altuncu ile birlikte gerçekleştirdiğini ifade ederek, hakim ve savcının, yaptıkları bu işlemle "ihaleye katıldıklarını, sıfatlarını gizlediklerini, adres olarak da Fatih ve Tuzla'da bulunan sanayi bölgesindeki bir iş yerini gösterdiklerini" bildirdi.

'Bakanlık hakim ve savcıları kullanıyor'

Mesleğin şeref ve nüfuzunu kötüye kullanan bu kişilerin "yer değiştirme cezası" ile cezalandırılması gerektiğini vurgulayan Kart, "Olay böylesine açık ve somutken, Adalet Bakanlığı, 2 kişi yönünden yasal sorumlulukların gereğini yapmaktan kaçınmaktadır. Hatta bu hakim ve savcıyı himaye etmektedir. Bakanlık, hakkında böylesine ciddi iddia bulunan bir hakimi, Türkiye'nin siyasi ve sosyal gündemini etkileyen bir davada görev başında tutmaya devam etmektedir. Soruyoruz: İhale alıcısı konumunda olan Eyüp Aytemur adına Sedat Sami Haşıloğlu'nun 120 bin lira bedel teklif ettiği, Ercan Altuncu'nun ise kendi adına 220 bin lira teklif ettiği kayıtlardan anlaşıldığına göre, haksız mal iktisabı ya da kayıt dışı ilişkiler yönünden neden inceleme ya da soruşturma yapılmamıştır? Bu süreç; Adalet Bakanlığı'nın sınırlı bir kısım yargıç ve savcıların zafiyetlerini bildiği halde, bu durumu bir baskı yöntemi olarak kullanıp, bu kişileri kritik olay ve davalarda kullandığı anlamına gelmez mi?" dedi.

Fatih Hilmioğlu'nun durumu

Atilla Kart, eski İnönü Üniversitesi Rektörü, Ergenekon davasında tutuklu olan Fatih Hilmioğlu'nun durumu hakkında da açıklamalarda bulundu.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin 10 Haziran 2009 tarihli kurul raporuyla; "Hilmioğlu'nda yüz felci ve kronik karaciğer hastalığının mevcut olduğunu, cezaevi koşullarında hastalığının olumsuz seyrettiğini, hayatını tehdit edecek boyutlara ulaştığını ve yakın aralıklarla karaciğer kanseri için kontrol altında tutulması gerektiğini tespit ettiğini" ifade eden Kart, hastalığın ciddiyetinin, Adli Tıp 3. İhtisas Daire Kurulu'nca da kabul edildiğini bildirdi.

Kurul raporunun ulaştığı mahkemenin, Adalet Bakanlığı'ndan, Hilmioğlu ile ilgili gelen yazıyı hastanenin başhekimliğine ilettiğini belirten Kart, "Yazıda, hastanede mahkum koğuşunun bulunup bulunmadığının bildirilmesi isteniyor. Hastane de Hilmioğlu'nun tek kişilik odada kaldığını ve mahkum koğuşu bulunmadığını bildiriyor" dedi.

Kart, yapılanlardan da anlaşılacağı üzere; bakanlığın, gayret, imkan ve yetkileriyle Fatih Hilmioğlu'nu cezaevine gönderme çabası içine girdiğini iddia etti.

Bakanlığın bu girişimlerine karşın, hastanenin "yeni Kuddusi Okkır hadiseleri yaşanmasın diye" yeni bir rapor oluşturduğunu kaydeden Kart, "Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz: Yargıya müdahale etmekten vazgeçin. Bırakın hukuk işlesin, yargı görevini yapsın" diye konuştu. CHP'li Serter ise bugün burada bir insanın yaşamı için, "imdat çağrısı" yaptıklarını söyledi.

Hilmioğlu'nun, laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilkelerine sahip çıkmaktan başka bir suçu olmadığını belirten Serter, "Adalet Bakanlığı'nın, intikam alma duygusuyla olaya müdahil olması, ne insanidir ne vicdanidir ne de hukukidir" dedi.