CHP Balıkesir Milletvekili, TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Namık Havutça, Silivri Cezaevinde 10. gününü dolduran Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün, MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklanmasının, hiçbir meşru hukuksal gerekçeye dayanmadığını söyledi. Havutça, “’’İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin yargılama sürecinde verdiği tutuklama kararı tamamen yersizdir. Can Dündar ve Erdem Gül delili mi karartacak, firar mı edecekler” diye sordu.
Tutuklama kararını meşru kılan hiçbir hukuksal gerekçe olmadığını ifade eden Havutça, “Bu yapılanlar baştan ayağa bir hukuk skandalıdır” dedi. Basın Kanununu 26. Maddesi'nde net ifadeler yer aldığını hatırlatan Havutça, “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak, günlük süreli yayınlar yönünden dört ay, diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması zorunludur. Basın kanununa göre zaten dava açılamaz!” dedi.
Anayasanın 90. Maddesi'ne göre, AİHS ile CMK’nin çatışması halinde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun esas alınamayacağına da dikkat çeken Havutça, şunları söyledi:
“Anayasa md. 90/son bendinde Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.
Bu anlaşmalara göre Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklama kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. Maddesinde yer alan Özgürlük ve Güvenlik Hakkı aykırı olduğu görülmektedir.
5. madde özet olarak ele alınırsa; Sözleşme, özgürlükten söz ederken kişinin nesnel özgürlüğünü vurgulamamıştır. Bu kuralın amacı, hiç kimsenin keyfî olarak özgürlüğünden yoksun bırakılmamasını sağlamaktır.
Kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılıp bırakılmadığı belirlenirken; kişinin içinde bulunduğu somut durum, önlemin türü, süresi, etkileri ve uygulanma biçimi gibi etkenler göz önüne alınır.
Bu bağlamda, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması hem Anayasaya hem de evrensel hukuka aykırıdır.
Adalet ülkenin temelidir; bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk ve tutarlılık, dürüstlük, eşitlik yargının vazgeçilmezi olmalıdır.
Ülkemizde hukukun ve adaletin yok sayıldığı bir dönemdeyiz. Gazetecilerin görevlerini yaptığı için tutuklanmalarına, yargı mensuplarının siyasi baskılar sonucu sindirilerek yönlendirilmesine, kolluk kuvvetlerinin siyasi talimatlarla hareket etmesine bakıldığı zaman adaletin ülke idaresinde yerinin olmadığını görmekteyiz.’’