Gündem

CHP: 'Merkez Türkiye' projesiyle Anadolu'ya mega kent kuracağız

CHP'nin 'Merkez Türkiye' projesine göre, 82. şehir 'mega kent'te 3 milyon kişi yaşayacak, 2 milyon 200 bin kişilik istihdam sağlanacak

21 Mayıs 2015 13:15

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin seçimlerde iktidar olması halinde uygulamaya sokacağı ve 'yüzyılın projesi' olarak adlandırdığı yeni projesini açıkladı.

'Merkez Türkiye' adı verilen projeye göre, Anadolu'da bir mega kent kurulacak. Merkez Türkiye Projesi adı verilen projeye göre 20 yılda 200 milyar dolarlık yatırım hedefleniyor. 2035 yılında Türkiye insani gelişmişlikte dünyanın ilk 20 ülkesi arasına girecek. İşsizlik yüzde 5’in altına inece büyüme hızı ortalama yüzde 6 olacak. 

Merkez Türkiye adı verilen proje için 6 dakikalık tanıtım filmi gösterildi. Tanıtım videosunda şu bilgilere yer verildi:

- Dünyada ticaret yollarını birbirine bağlamayı amaçlayan üç proje var. Merkez Türkiye dördüncüsü olacak.

- Türkiye’yi içine düştüğü orta gelir tuzağından kurtaracak.

- Sadece yolları birbirine bağlamıyoruz; ülkeleri, kültürleri yaşamları birbirine bağlıyoruz.

- Bürokrasi sıfırlanacak, 2020’de faaliyete geçecek ve büyüyecek 2035 yılına gelindiğinde tamamlanacak.

- Yeni bir şehir, küresel bir proje.  Akdeniz ve Karadeniz limanları üzerinden dünyaya bağlanan bir merkez. 3 milyon nüfuslu yaşanacak bir cazibe merkezi olacak. Otoyol ve demiryolu ağlarının tam ortasında yer alan bir şehir. AR-GE, tekno park şehri. Bölgenin en fazla yeşil alana sahip şehri olacak. 1 milyon 633 bin kişiye çevresine ile 2 milyon 200 bin kişiye istihdam yaratacak. 2035’de 100 milyar dolar katma değer yaratacak.

- 2035 yılında Türkiye insani gelişmişlikte dünyanın ilk 20 ülkesi arasına girecek.

- İşsizlik yüzde 5’in altına inece büyüme hızı ortalama yüzde 6 olacak.

- Tüm yakın coğrafyaya barış mutluluk ve refah gelecek

Kılıçdaroğlu, partisinin Condrad Otel'de düzenlenen "Merkez Türkiye Projesi"nin sunumunda konuştu.

Projenin detaylarını açıklayan Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle:

Saygıdeğer basın mensupları, bizleri televizyon başından izleyen değerli vatandaşlarım. Yaklaşık bir aydır yaşanacak bir Türkiye sloganıyla yolumuzda ilerliyoruz.

Üreten bir ülkenin sözünün geçeceğini gayet iyi biliyoruz. Ekonomi ülkenin gücünü belirliyor. Üreten ülke derken de katma değeri yüksek bir Türkiye. Üniversiteleri bilgi üreten bir Türkiye. YÖK'ün kaldırılması gerekiyor dememizin sebebi de bu. Ürettiğini hakça bölüşen bir millet olmalıyız. Madem ki birlikte yaşayacağız hakça bölüşmemiz gerekiyor. Bu da güçlü bir sosyal devlet kurmaktan geçiyor. Emekliye ikramiye verilmesi, asgari ücretin yükseltilmesi bunlar bizim refahı tabana yayma projemizdi. Türkiye'nin ve bölgenin üstünlüklerini avantaja çevirmemiz gerekiyor.

 

 

‘Türkiye küresel dünyanın gücü olacaktır’

 

Değerli konuklarımız bu projeye 100 yılın projesi dememizin anlamı bu. Eğer biz, gücümüzü kullanırsak, coğrafyanın avantajını kullanırsak, genç nüfusumuzu kullanabilirsek Türkiye bölgenin ve dünyanın önemli bir ülkesi haline gelecek. Küresel dünyanın gücü olacaktır. Sadece ekonomik büyüme projesi olarak görmüyoruz. Barışın da projesi olarak görüyoruz. Ekonomi değil, kültürler de entegre olacak. İnsanlık farklı bir sürecin içine girdi biz de bu süreç için geç kalmayacağız.

 

‘Gelişen ve yükselen ekonomiler daha fazla pay alıyor’

 

Bu projeyi neden hazırladık? Küresel ekonomide gelişen ve yükselen ekonomiler var. Gelişen ve yükselen ekonomilerin çok daha fazla pay aldığını biliyoruz. 1990'da gelişen ve yükselen ekonomilerin küresel gelirlerden aldığı pay yüzde 30 ticaretten ise yüzde 23. Bugün aynı ekonomiler küresel gelirden yüzde 57 değil, küresel ticaretten yüzde 23 değil yüzde 42 pay alıyor. Ama Türkiye bu başarıyı yakalayamıyor. Neden yakalayamıyor, işte bu projeyle bu başarıyı yakalamak istiyoruz. Sadece proje bizim öngördüğümüz proje değildir. 3 dev proje zaten dünyada hayata geçmek üzere. Dünyanın önemli bir gücü olmak istiyoruz. Coğrafı güç ve nüfusumuzu değerlendirmek istiyoruz.

 

‘Coğrafi avantajımızı kullanamıyoruz’

 

Bu projeyle biz şunu amaçlıyoruz; Dörtbuçuk saatlik bir uçuş mesafesinde 58 ülkeye ulaşıyoruz. 1,5 milyar nüfusa ulaşıyoruz. Hiçbir ülkeye nasip olmayan bir avantaj, bu hep gözardı edildi. Biz bundan yararlanmak istiyoruz. Küresel ekonominin güçlü bir parçası olmak istiyoruz. Coğrafi olarak baktığımızda pırlanta gibi duran Türkiye'yi görüyoruz. Bu avantaj yeteri kadar kullanılmış değil. Bütün yollar ile küresel sisteme entegre olacaktır.

 

‘Anadolu'da Megakent oluşturuyoruz’

 

Sadece lojistik değil, mükemmel altyapısıyla Anadolu'da megakent oluşturuyoruz. Bu megakentten ürünler, Kafkasya, Asya, Ortadoğu, Avrupa'ya ulaşacaktır. O nedenle ki biz, 21.yüzyılın projesi dedik. Herşeyin merkezi bu bölgede Türkiye olacak. Bunun iddiasını sürdüreceğiz. Bu proje bölgemize barışı, zenginleşmeyi getirecek. Yoksulluğu bitirecek. Güçlü bir bölge, ama kalbinde güçlü bir Türkiye olacak.

 

‘Megakent'in yapımını etap etap gerçekleştireceğiz’

 

Kamu ve özel işbirliğiyle bu projeyi gerçekleştireceğiz. Projeyi gerçekleştirirken Avrupa ve Asya katılım bankası gibi birçok fondan faydalanacağız. Alt yapılarını mükemmel bir şekilde yapacağız. Megakent'in yapımını etap etap gerçekleştirip güçlendireceğiz.

 

‘Megakent'i sivil toplum kuruluşları yönetecek’

 

Megakentin yönetimi nasıl olacak? Megakent özel bir yasayla valisi olacak, ama yönetimi büyükölçüde sivil toplum kuruluşlarında olacak. Kentte pek çok farklı yerleşim birimi olacak. Bilim merkezi olacak, AR-GE çalışmalarının yürütüldüğü bir yer olacak.

 

’Megakent Türkiye'ye ve dünyaya kazandıracak’

 

20 yılda tamamlanacak bu projenin maliyeti 200 milyar dolar olacak. 40 milyar doları alt yapı yatırımları olacak, 160 milyar doları özel sektör tarafından yapılacak. Ulaşım açısından ve maliyet açısından çok ciddi kazanç sağlayacaktır. Bu proje bittiğinde 147 milyar dolarlık bir getiri sağlayacak. Sadece Türkiye'nin değil küresel ekonominin en önemli projelerinden biri olacaktır. Bu proje sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya kazandıracak.Megakent aynı zamanda kültür, sanat ve fuarlar merkezi olacak. Kendimizi konuşturacağız. Çünkü dünyanın gözü megakentte olacak. Üretim, ticaret,sanat olsun bütün dünya tarafından konuşulsun istiyoruz. Megakent kendi güneş enerjisini kullanacak. Akıllıbir kent yapacağız. Bütün dünyanın imrendiği bir kent yapacağız.

 

‘2035 yılının önemi...’

 

Neden 2035? 2035'in Türkiye için önemli bir anlamı var. Genç nüfusumuz fazla. Bunu bir avantaj larak kabul ediyoruz. 2035'te Türkiye yaşlı nüfuslu ülkeler arasına girecek. Bizim önümüzdeki 20 yılı iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bu avantajı kullanamazsak Türkiye kan kaybeder. Bu projenin hayata geçmesi Türkiye'nin geleceği açısından çok ama çok önemli. Önümüzde 20 yıllık bir zaman dilimi var.  Anadolu'da bir megakent kuracaksınız, diğer kentlere rakip mi olacak? Tam tersine bu kent, bütün dünyaya büyük katkılarda bulunacak, Türkiye'ye katkıda bulunacak.

 

‘Orta teknoloji tuzağından kurtulacağız’

 

Orta gelir tuzağından ve orta teknoloji tuzağından da çıkmalıdır. Orta teknoloji tuzağından kurtulacağız. Tekno parklar kuracağız, dünyanın bilim adamları buraya gelecek. Özel bir yasa ile yönetilecek burası. Bunun temel nedeni burayı bir dünya markası haline getirmektir. Bu kent için özel yönetimler getireceğiz. Ürünleriyle dünyada ses getiren bir kent haline getireceğiz.

 

‘Türkiye'yi küresel liman haline dönüştürüyoruz’

 

Anadolu ses verecek. Bugün Anadolu'nun içi boşaldı. Gelişmişlikte bölgesel arası dengesizlikler var. Bunu gidermek zorundayız. Anadolu coğrafyasının ekonomik olarak görkemli hale gelmesi için çaba göstermek zorundayız. Türkiye'nin ve dünyanın bu projeye ihtiyacı var. Denizi olmayan ülkeler için, Türkiye'yi bir küresel liman haline dönüştürüyoruz. Ürünlerini getirecekler, burada paketleyecekler. AR-GE'yi burada geliştirecekler. 1,5 milyar nüfusa buradan gönderecekler. Bölgesel dengesizlikleri de gidermiş olacağız. Bu proje bizim diğer projelerimizle bütünleşik bir projedir. Nasıl biz, asgari ücreti 1.500 lira yapacağız diyorsak, Bakü'ye Çinlilerin 15 günde satmalarına imkan sağlayacağız.

 

‘Üniversite mezunlarını yurtdışına doktoraya göndereceğiz’

 

Her yıl 15 bin üniversite mezununu yurtdışına doktora yapmaya göndereceğiz. 50 bin doktora yapmış insanımızın çalışması demektir. Türkiye bugüne kadar bu kadar süre içinde 50 bin kişi yetiştirmedi. Bu proje diğer bütün projelerle bütünlük içinde.  Lafla peynir gemisi yürümüyor. Bu projeyi hazırlarken uzmanlarla tartıştık. Büyüme hızından tutun, kişi başı gelire kadar, hangi demir, kara yollarını bu kenti getireceğimize kadar. Özel yasa çıkartıncaya kadar her şeyi düşündük.  Anadolu ve Trakya’yı öksüz bırakamayız.