CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Emre, "Parlamenter sistem olan ülkelerde baraj var ama hiçbir yerde yüzde 10 baraj yok. Makul bir baraj yüzde 3 gibi bir şey belki olabilir" dedi.
CHP’nin “güçlendirilmiş parlamenter sistem” komisyonunda yer alan Yunus Emre, Parti Meclisi toplantısında bu konunun ele alınacağını, hazırlanan metnin görüşüleceğini belirterek, “Bu bir Parti Meclisi kararı olacak” dedi.
Milliyet'ten Mehtap Gökdemir'in haberine göre, Yunus Emre'nin çalışmalar hakkında yaptığı açıklamalar şöyle:
"Bizim paketimizde birtakım yeni öneriler, toplumun ilgisini çekecek şeyler var; yurttaş girişimleri, yurttaşların yasa önerisinde bulunması gibi. Yapıcı güvensizlik oyu gibi. Belli sayıda insan bir araya gelip bir yasa teklifi oluşturabilecek.
"Kesin hesap komisyonu kurulacak"
Yapacağımız şey, şapkadan tavşan çıkartma olayı değil. Çünkü zaten Türkiye’nin ihtiyacının ne olduğu ile ilgili bir genel uzlaşma var. Meclis’ten çıkan, Meclis’e karşı sorumluluğu olan bir hükümet. Meclis’te kesin hesap komisyonu kuracağız, diyoruz. Onun başına muhalefetten birisi gelecek diyoruz. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu ikiye ayıralım. Savcılığın yerini hukuk sisteminde değiştirelim, savunmayı daha öne çıkaralım diyoruz.
Tartışılan bazı konular var, mesela senato konusu çok tartışılıyor. Kanun yapımını fabrikasyondan ziyade daha uzmanlığa dayalı yapmak için bir senato olsa iyi mi olur, tartışılıyor.
"Hükümet bozmak zor olacak"
Öyle uygulamalar yapalım ki parlamenter sistemi rasyonelleştirmek adına hükümet kurmayı kolaylaştıralım, bozmayı zorlaştıralım. ‘Yapıcı güvensizlik oyu’ diye bir şey getireceğiz. Ne demek bu? Sen mevcut hükümeti bozuyorsan eğer, onun yerine nasıl bir kompozisyonla, ne hükümeti kurduğunu da göstermen lazım. Bunu gösteriyorsan, bozabilirsin, bunu gösteremiyorsan, hükümeti bozamazsın gibi bir kural getiriyoruz.
Parlamenter sistem olan ülkelerde baraj var ama hiçbir yerde yüzde 10 baraj yok. Bir; Seyşeller de, bir Türkiye’de var. Bunu partiler arasında tartışmak lazım. Makul bir baraj yüzde 3 gibi bir şey belki olabilir.
Yurt dışı seçim çevresi
Meclis’teki temsili daha güçlü nasıl yapabiliriz? Mesela bir zamanlar Türkiye Milletvekilliği önerisi vardı Anayasa Mahkemesi onu bozmuştu. Biz, yurt dışındaki yurttaşlarımız için yurt dışı seçim çevresi getireceğiz diyoruz. Yurt dışındaki insanlar oy kullanıyorlar ama temsilcisi yok. Türkiye’de temsil olayını daha renkli, daha güçlü kılacak düzenlemelere ihtiyaç var.
Biz tabi Erdoğan ile oturup, bu aşamada bir anayasa yapmak gibi bir anlayışımız yok. Çünkü zaten Türkiye’deki sorunu yaratan Erdoğan, yani kendi şahsi projem, kişisel projem diye söylediği... Bir terzi dikim sistemi, bir deli gömleğini Türkiye’ye giydirdi.
Kılıçdaroğlu'nun adaylığı hakkında
Aradığımız şu; değişimi kim yapabilir? Devleti çok iyi tanıması, bilmesi lazım. Bir orkestrasyon ihtiyacı var. Bir orkestra şefine ihtiyaç var. Orada da bulunan kişinin, ihtiraslarından arınmış, nefsini, kendi partisini falan değil, Türkiye’yi düşünen bir konumda bulunması gerekiyor.
Halkın desteğini toparlayan geniş ittifaklarla büyük bir siyasi destek yaratmak lazım. Bizim Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı adayı olması diğer genel başkanların arka planda olması anlamına gelmiyor. Onlar da Türkiye’nin yönetiminde en etkin şekilde bu uzlaşmanın oluşmasında ve işlemesinde orta yerde bulunacaklar. Halkın farklı görüşlerinin Türkiye’nin çoğulculuğunun yönetime yansıtılmasının bir garantisi bizim Genel Başkanımızın bu uzlaşmacı, kucaklayıcı, kişiliği, performansı ve şimdiye kadar inşa ettiği bu doğrultu.
"Uzlaşma komisyonu yoluyla anayasa"
Anayasa yapmak çok geniş bir uzlaşmayla olmalı. Toplumun bir kesiminin dışlanmasıyla anayasa yapılmaz. Ama ‘Anayasa Mahkemesi’ni kapatacağım ben’ diyen birileri ile anayasayı nasıl yapabilirsiniz ki? Bizim yol haritamız net. Yapılacak seçimlere kadar muhalefet partileri arasında anayasa ve parlamenter sistem üzerine oydaşmayı derinleştirmek, etkileşimi arttırmak, seçimlerde cumhurbaşkanlığını kazanmak, Meclis’teki çoğunluğu kazanmak ve arkasından bütün partilerin eşit şekilde temsil edildiği bir uzlaşma komisyonu yoluyla anayasa yapmak."