CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “IMF’ye 5 milyar dolar borç vermekten söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi dört gözle IMF’den Türkiye’nin payına düşen 6,5 milyar doları bekliyor” dedi.
Toprak, haftalık yaptığı yazılı değerlendirmede, “IMF’ye 5 milyar dolar borç vermekten söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi dört gözle IMF’den Türkiye’nin payına düşen 6,5 milyar doları bekliyor. Hani 128 milyar dolar kasada duruyordu?” diye sordu.
Toprak’ın, iktidarın yüklü zamlar, tasarruf tedbiri paketleri ve kamu mallarının, kamu şirket ve arazilerinin satışa çıkarılmasıyla aslında IMF programı uyguladığını kaydettiği açıklaması şöyle:
“IMF 2009 küresel finansal krizinde olduğu gibi bu kez de COVID-19 salgınının üye ülkelerin ekonomilerindeki ve Merkez Bankası rezervlerindeki kayıplarını telafi için 650 milyar dolarlık bir karşılıksız fon kaynağı oluşturdu. Ülkelerin IMF nezdindeki çekme hakkı kotalarına göre bu para paylaştırılacak. Türkiye’nin de IMF’deki özel çekiş hakkı çerçevesinde payına düşen tutar 6,5 milyar dolar. IMF Başkanının açıkladığı takvime göre bu para, önümüzdeki ay Merkez Bankası kasasına girecek. Muhtemelen Cumhurbaşkanı çıkıp, rezervlerimizin 6,5 milyar dolar arttığını söyleyip, övünecek.
Oysa 2008 yılına kadar IMF programını kesintisiz uygulayan AK Parti iktidarı, son yıllarda IMF’ye olan borçların tümünün ödendiğini, Türkiye’nin IMF’ye borç verecek duruma geldiğini söylüyordu. Cumhurbaşkanı ‘IMF 5 milyar dolar istedi, bakanıma verin dedim’ diyordu. IMF’nin Türkiye’den böyle bir borç istediği de yok, iktidarın IMF’ye borç verecek 5 milyar doları da MB kasasında yok. Şimdi dört gözle ağustosta gelecek 6,5 milyar dolar hibeyi bekliyorlar. Eğer Cumhurbaşkanı gerçekten samimi ise çıksın ortaya ‘Ey IMF biz senin 6,5 milyar dolarını istemiyoruz’ desin. Bunu diyemeyecekleri gibi son birkaç aydan bu yana iktidar ve ekonomi yönetimi IMF’nin son Türkiye raporunda dile getirdiği uyarılar ve riskler çerçevesinde önerdiği IMF tavsiyelerini, önlemleri örtülü bir şekilde uyguluyor.
Elektriğe, doğalgaza yapılan yüklü zamlar, kurumlar vergisinde, Özel İletişim, Motorlu Taşıtlar, Akaryakıt Tüketim vergilerinde yapılan yüklü artışların hepsi IMF tavsiyesi. Cumhurbaşkanının kendisini hariç tutarak ilan ettiği, millete kemer sıktırma, ücret zamlarını düşük tutma, kamuya personel alımlarını azaltma vb. sözde tasarruf tedbirleri de IMF’nin önerileri.
Şimdi kamudaki toplu sözleşmelerde ve memurlarla yapılacak zam müzakerelerinde de maaş artışlarını yükselen enflasyona rağmen, IMF’nin önerisi doğrultusunda çok düşük tutacaklar. Makine Kimya’nın, TEİAŞ’ın özelleştirilmesi, sahillerdeki kamu kampları ve arazilerin, elde avuçta ne varsa satışa çıkartmanın arkasında da IMF’ye şirin görünme var.
"19 yılda ülke ekonomisini gizli IMF programıyla kemer sıkma, IMF arasına muhtaç konuma getirdiler"
19 yılda ülke ekonomisini gizli IMF programıyla kemer sıkma, IMF arasına muhtaç konuma getirdiler. 128 milyar dolar rezervi buharlaştırırken her defasında farklı bir yalanla halkın karşısına çıktılar. Cumhurbaşkanı, ‘128 milyar dolar MB kasasında duruyor’ diyordu. O zaman çıkın IMF parasını reddedin! Bırakın IMF parasını reddetmeyi, ABD Başkanı gençlerinin canını daha fazla feda etmeyeceğini söyleyerek Afganistan’daki askerlerini çekmeyi öne alırken bu iktidar, 130 milyon dolar için Mehmetçiğin canını Kabil’de, Afganistan bataklığında ABD çıkarları için fedaya hazırlanıyor. Böyle yerli-milli olunur mu?” (ANKA)