CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Merkez Bankası'nın enflasyonun kur kaynaklı olduğu tespitine ilişkin olarak, "Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı’nın ‘faiz sebep, enflasyon netice’ tezinin geçersizliğini resmi raporla ilan ederek liralaşmaya geçileceğini açıkladı. O zaman ilk adım, kamu-özel iş birliği projeleri ve dövize endeksli tüm garantilerin Cumhurbaşkanı kararıyla TL’ye çevrilmesidir” dedi.
Erdoğan Toprak, bugün yaptığı yazılı açıklamada, Merkez Bankası'nın enflasyonun kur kaynaklığı olduğuna ilişkin açıklamalarına tepki gösterdi. Toprak'ın açıklaması şöyle:
"Merkez Bankası’nın 2022 yılı ilk enflasyon raporu, ekonomi yönetiminin tutarsızlığının yanı sıra darmadağın olduğunu gösteriyor. Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 100 artışla yüzde 11,8’den yüzde 23,2’ye yükseltti. Hazine ve Maliye Bakanı, yıl sonuna kadar enflasyonun yüzde 30’un altına inmeyeceğini ilan etti. İktidar içinde herkesin kendi enflasyon hesabı var. Böylesine tutarsız bir iktidar ve ekonomi yönetiminin tüm ülke sanayiini doğal gaz ve elektriksiz bırakarak günlerce üretimin ve sanayi çarklarının durmasına neden olması, akıl ve yönetim becerisi yoksunluğudur.
"Kavcıoğlu da gitmeye hazırlanıyor"
Merkez Bankası’nın enflasyon artışının kur kaynaklı olduğu tespiti ve para politikasında ‘liralaşmaya geçiş’ stratejisinin yürürlüğe konulacağını duyurması, aynı zamanda Cumhurbaşkanı’nın ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ teorisinin geçersizliğinin ilanıdır. Para birimimiz lira değil mi? ‘Liralaşma stratejisi’ diyerek ekonomiyi modelden modele dönüştüren, içi boş kavramlara sığınan iktidar, ekonomik çöküşü gizliyor. ABD Fed Başkanı ‘Dolarlaşma’ deseydi bütün dünya gülerdi. Kanımca, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu da ‘Liralaşma’ diyerek, gitmeye hazırlanıyor.
Asıl kritik soru; enflasyon faiz değil kur kaynaklı ise kur artışlarına neyin yol açtığı sorusudur. Dolar kurunun dört ayda 8 liradan 18 liraya yükselmesinin nedeni, Cumhurbaşkanı’nın teorisi uğruna politika faizinin dört ayda 5 puan indirilmesidir. Bu akıl dışı ve acemi kararlarla kurlarda ipin ucu kaçınca, bu kez milyarlarca dolar rezerv satışının yanında Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabıyla TL mevduatlarını dolara endeksleyip, dövizden TL’ye geçenlere faiz ve kur farkı garantisi sözü verdiler. Merkez Bankası, KKM ile kurları kontrol edeceğini, böylece enflasyon üzerindeki kur etkisini sıfırlayıp enflasyonu düşürerek para politikasında liralaşmaya geçileceğini vaat ediyor. Yine yalan-yanlış hesap yapılıyor. İktidar, lirayı değersizleştirip dövizi zirveye çıkarttıktan sonra, milli paramızın TL olduğundan bihaber liralaşma planına geçiyor.
Oysa liralaşma için atılacak ilk adım, Cumhurbaşkanı kararıyla tüm kamu ihalelerinin, alımlarının, sözleşmelerin TL ile yapılmasıdır; KÖİ projelerinin TL’ye çevrilmesidir. Dövize endeksli otoyol, tünel, havaalanı, şehir hastanesi geçiş ve garantileri TL’ye çevrilip, ülke ekonomisinin gelecek 30-40 yılını ipotek altına alan milyarlarca dolarlık kur riski ortadan kaldırılmalıdır.
Tüm ithal girdi maliyetleri, -elektrik, doğal gaz, akaryakıt vb.- kur artışları zam olarak yansıtılmak yerine liraya çevrilip sübvanse edilerek enflasyona etkisi azaltılmalıdır. Sadece KÖİ döviz garantilerinin TL’ye çevrilmesi bile, yüz milyarlarca liralık kaynağın bütçede, Hazine’de kalmasına, toplumsal-kamusal harcamaların karşılanmasına, yüksek faizle borçlanmak yerine geniş kesimlerin refahının ve gelirlerinin artırılmasına olanak sağlayacaktır. Merkez Bankası’nın liralaşmaya geçiş vaadinin hayata geçirilmesi söylemle değil, somut eylem ve iktidarın icraatlarıyla ortaya konulmalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tezinin yanlışlığını ve ülke ekonomisine verdiği hasarı kabul ederek, imzalayacağı liraya geçiş kararnamelerini derhal yürürlüğe koymalıdır.” (ANKA)