CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yoksullukla etkin mücadele edilmesi için Meclis araştırması açılmasını istedi. Tanrıkulu, TBMM Başkanlığına sunduğu araştırma önergesinde, Türk-İş’in açıkladığı rakamlara göre Koronavirüs sürecinde "açlık sınırı" ve "yoksulluk sınırı"nın arttığı bildirildi.
İŞKUR'un önünde metrelerce uzayıp giden kuyrukların, vatandaşların yaşadığı ekonomik krizin vehametini gösterdiğini belirten Tanrıkulu, "Açlık sınırı tutarı 2 bin 438 TL ile yoksulluk sınırı tutarı 7 bin 942 TL'yi karşılayabilecek gelirin elde edilmesi, toplumun çoğunluğu için mümkün görünmemektedir. Hak temelli olarak vatandaşlara sağlanacak gelirin asgari ücretin altında olmaması ve bireysel düzeyde gelirden ziyade, hane halkı dikkate alınarak destek geliri sağlanması yönünde adım atılmalıdır" ifadelerine yer verildi.
Tanrıkulu'nun TBMM'ye sunduğu araştırma önergesinde şu ifadelere yer verdi:
"Türk-İş’in açıkladığı rakamlara göre Koronavirüs sebebiyle süren karantina günlerinde “Açlık Sınırı” yükselmeye devam etmiş, Nisan Ayında Mart Ayına göre 29 TL artan açlık sınırı Mayıs Ayında da 64 TL artarak 2 bin 374 TL'den, 2 bin 438 TL'ye çıkmıştır.
“Yoksulluk Sınırı” ise 210 TL artarak, 7 bin 732 TL'den 7 bin 942 liraya çıkmıştır.
Koronavirüs yayılım hızının önüne geçilmesi amacıyla 2020 Mart Ayı itibariyle getirilen yasaklar ve kısıtlamalar sürecinde işverenlerin çalışanları işten çıkarması ya da ücretsiz izne zorlaması akabinde Türkiye genelinde vatandaşlar derin bir ekonomik buhrana sürüklenmiş ve açlık sınırının altında yaşadıklarını ifade etmişlerdir. İŞKUR’un önünde metrelerce uzayıp giden kuyruklar yurttaşların yaşadığı ekonomik krizin vehametini göstermiştir.
Açlık sınırı tutarı 2 bin 438 TL ile yoksulluk sınırı tutarı 7 bin 942 TL’yi karşılayabilecek gelirin elde edilmesi toplumun çoğunluğu için mümkün görünmemektedir.
Bekar bir çalışanın “yaşama maliyeti”nin ise aylık 2,961.13 TL olarak hesaplandığı da göz ardı edilmemelidir.
Ücretli veya küçük esnaf olarak çalışanlar için hayatın belirsizliği endişeleri artırırken, düşük ücretle çalışan kişilerin gelirleri ise harcamaları karşılamaktan uzaktır.
Hak temelli olarak vatandaşlara sağlanacak gelirin asgari ücretin altında olmaması ve bireysel düzeyde gelirden ziyade, hane halkı dikkate alınarak destek geliri sağlanması yönünde adım atılmalıdır.
Son aylarda sebze, meyve fiyatlarında devam eden artışların vatandaşın mutfak harcamasını olumsuz etkilerken, sebze, meyve ortalama kilogram fiyatının geçen aya göre yüzde 18.56 artışla 8.36 TL olması da göz ardı edilmemelidir.
Sebzenin ortalama kilogram fiyatı bu ay yüzde 4.91 artışla 7.26 TL olurken, meyve fiyatı, özellikle erik, kayısı, çilek gibi mevsim meyvelerinin pazarda görülmesiyle, artarak ortalamada 10.67 TL’ye yükselmiş ve meyvedeki artış oranı yüzde 45.57 olmuştur.
Açık satılan siyah ve yeşil zeytinin ortalama fiyatı artarken, tuz, reçel ve salça fiyatlarının da arttığı görülmüştür.
Pandemi sürecinde işsiz kalan vatandaşların gelirlerinin giderek azalması ve bir taraftan da temel gıda kalemlerinde yaşanan fiyat artışları ile birlikte bir ailenin yaşama maliyeti giderek artmıştır.
Yoksullukla mücadele Devletin asli ve birincil görevleri arasındadır. Yoksulluk, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamama durumudur. Türkiye’de yoksulluğu, yolsuzluğu bitireceği iddiasıyla iktidar olan AKP, söz konusu sorunların hiçbirini çözemediği gibi halkı adeta yoksulluğa alıştırarak yoksulluğu yönetme gayesi gütmektedir. Belirtilen açıklamalar ve yapılan hesaplamalar yoksulluk üzerine kalıcı, planlı ve sorunu çözme yönünde bir eylem bulunmadığını göstermektedir. Tüm bu hususlar gençlerimize de umut yerine umutsuzluk ve mutsuzluk vermektedir. Sonuç olarak gelinen noktada, yoksulluğu azaltmak ve insanların asgari geçim standartlarının üzerinde yaşamalarını sağlamak için, hangi politikaların izlenmesi gerektiğinin belirlenmesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye'de yoksullukla etkin mücadele edilerek yoksul vatandaşlarımızın sayısını azaltmak ve onların insan onuruna yakışır, asgari geçim standartlarının üzerinde yaşamalarını sağlayabilmek için etkili, sürekli ve somut politikaların belirlenerek ivedi olarak uygulanması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz. "