Görevden alınarak yerlerine kayyım atanan Mardin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Ahmet Türk ve Selçuk Mızraklı’ya gerçekleştirdiği ziyareti değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, “Biz Türkiye artık barışına kavuşsun ve Kürt sorununu bir daha konuşmamak üzere çözsün, parlamento da görevini yapsın diyoruz” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ve CHP PM Üyesi İlhan Cihaner’in de olduğu heyet geçtiğimiz günlerde yerlerine kayyım atanan Mardin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Ahmet Türk ve Selçuk Mızraklı’ya destek ziyaretinde bulunmuştu. Şeker, ziyaretleri Evrensel’e değerlendirdi.
"Bu operasyonları boşa çıkartmak gerekiyor"
İktidarın muhaliflerin bir araya gelmesinden korktuğunu vurgulayan Şeker, “Muhaliflerin bir araya geldiği, barış dediği 10 Ekim Ankara Mitingi’ni bir katliamla cezalandırdılar ve Davutoğlu bir açıklama yaptı. ‘Terör olaylarıyla ilgili açıklama yapsam millet içerisine çıkamazlar’ dedi. Biz biliyoruz ki o dönemde o katliamlara göz yumuldu. O barış diyenlerin bir araya gelmesi engellenmek istendi. Türkiye’de yaşayanlar demokratik gelecek için bir araya geldiğinde iktidarın kabusu başlıyor ve iktidar demokrasi, laiklik, insan hakları, özgürlükler ve barış diyerek bir araya gelenleri dağıtmak için operasyonlar düzenliyor" dedi.
"Bu operasyonları boşa çıkartmak gerekiyor. Bu operasyonların boşa çıkması için demokrasi diyenlerin daha güçlü bir şekilde bir arada bulunması gerekiyor" diyen Şeker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sandığa saygı gerekiyor. Hukuk kurallarına herkesin riayet etmesi gerekiyor. İktidarın bugün sopası haline gelmiş yargı dahil herhangi bir suçlamayla ilgili kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi ortaya koymadan insanlar görevden alınıyor. Sadece o başkanlar değil meclis üyeleri de bu görevden alınıyor. Burada niyet apaçık şekilde ortadadır.”
"İktidar sandıksız bir Türkiye hedefinde"
Demokratik olarak muhalefetten yana hakkını kullananlara iktidarın tahammülünün olmadığının altını çizen Şeker, “İktidar sandıksız bir Türkiye hedefinde. Sandıksız bir Türkiye faşizm demek, demokrasinin gasbı demek, muhalefetin seçtiklerinin yok hükmünde sayılması demek. Türkiye’nin bunu kabul etmesi faşizme teslim olması demektir. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bunun için de bir arada güçlü bir şekilde durmalıyız. Nasıl yerel seçimlerde bir arada durarak AKP’nin İstanbul’a ve büyük şehirlere ihanet ettikleri sürece son verdiysek bundan sonrasında da o birlikteliği yarınlara taşımak gerekiyor. İktidarın hedefi uzun vadede merkezi iktidarı elinde tutabilmek adına bir sindirme, baskı ve çatışma dayatmak. Bunu Türkiye’de yaşayan hiç kimse istemiyor. Barışçıl bir şekilde haklarını savunuyorlar. Mardin’de insanların açıklama yapmalarına dahi izin vermiyorlar. Bu Türkiye adına bir utançtır. Demokrasi mücadelesi vermek herkesin hakkıdır. Türkiye’nin her yeri demokrasi için mücadele alanıdır. Türkiye’nin bir tarafını laboratuvar olarak kullanıp daha sonra tüm Türkiye’de yaygınlaştıran bu demokrasi karşıtı hamlelerin önünü kesmenin yolu her nerede antidemokratik uygulama olursa karşısında durmaktır” dedi.
Türkiye’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü öncesinde bu tür provokasyonların yaşandığı dönemlere şahitlik ettiğini ifade eden Şeker, “Biz Türkiye artık barışına kavuşsun ve Kürt sorununu bir daha konuşmamak üzere çözsün, parlamento da görevini yapsın diyoruz” açıklamasında bulundu.