Ispanak ülkemizde yoksul kesimlerin yoğunlukla tükettiği bir ürün. İlk kez bu boyutta bir zehirlenme olayı ile karşı karşıyayız.
Öncelikle Sağlık Bakanlığı'nın ve İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün yaşanan zehirlenme olaylarına ilişkin açıklamaları tatmin edici değil. Yapılan açıklamalarda ‘patlıcangiller familyasından, atropin ve scopalamin içeren yabancı otların neden olduğu yapılan analizlerle ortaya çıktı’ deniliyor. Bu bitkiler halk arasında adamotu ve güzelavrat otu olarak biliniyor.
Ne üreticinin ne de tüketicinin bu otları ‘ıspanak’ ile karıştırması mümkün değil. Hele hele bu boyutta bir ‘yanlışlığın’ yaşanması olanaklı görünmüyor. Çünkü Sağlık Bakanlığı 196 kişinin ıspanaktan zehirlendiğini açıklıyor. Bu bilinen rakam. Ülke genelinde kaç kişinin zehirlendiğini tam olarak bilmiyoruz.
Sadece bunlar da değil. Cevaplandırılması gereken çok sayıda soru var.
Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürlüğü zehirlenmeye neden olarak gösterdiği ‘yabancı otlar’ ıspanağa nasıl karışmış? Yıllardır üretimi yapılan ıspanağa daha önce karışmamış yabancı otlar şimdi nasıl karışmış? Bu yabancı otların tohumları ıspanak tohumu ile birlikte mi ekilmiş, yoksa tarlada daha önce var olan tohumlardan mı türemiş? Bunların hepsi tesadüf mü? Bu soruların cevapları yok. ‘Yabancı ottan’ deyip geçilmiş. Oysa bu ülkede ıspanak yeni yetişmiyor. Ancak ilk kez böyle bir zehirlenme olayı yaşanıyor. Bu normal bir durum değil. Yapılan analizler tatmin edici değil.
Ispanak yoksul kesimin sıklıkla tükettiği bir gıda. Şimdi herkes tedirgin. Üreticiler perişan. Çünkü ıspanak bir kış sebzesi ve satışının en yoğun olduğu dönem. Şimdi bu olaylar nedeniyle satışları durma noktasına gelmiş. Burada asıl görev Tarım ve Orman Bakanlığına düşüyor. Zehirlenmeye neden olan ıspanağın kaynağı neresi? Bu ıspanağın ekildiği tarlalar nerede? Üreticileri kim? Bu ıspanağın tohumu kimden alınmış? Eğer söylenenler gerçek ise, bu yabancı otlar ıspanağa, hangi hatalar sonucu, nasıl karışmış? Ekim yapılan tarlalarda analiz yapılmış mı? Yapılmadı ise yapılacak mıdır?
Bütün bu sorulara tatmin edici cevaplar verilmeli, tüketicilerin ve üreticilerin kafasındaki sorular cevaplandırılmalı. Aksi takdirde tüketicilerin tedirginliği devam edecek ve bundan da en büyük zararı üretici görecek. Zaten ürettiğinden bir gelir elde edemeyen çiftçi ürününü hiç satamayacak ve bir darbe daha yiyecek.