CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP Rize İl Başkanlığı’nın üye katılım toplantısında; “Tarihi bir dönemden geçiyoruz. 28 Şubat günü, altı siyasi partinin genel başkanı bir araya geldi. O fotoğraf umarım önümüzdeki dönemin iktidarının fotoğrafı olur” dedi.
CHP Rize İl Başkanlığı’nın özel bir otelde düzenlenen üye katılım töreninde konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, şunları söyledi:
“Türkiye’nin ağır sorunları var, Rize’nin de ağır sorunları var. Çay ile ilgili sorunlar var. Üretici hak ettiğini alamayan bir noktada. Türkiye’de emeği ile geçinen insanlar, uzun zamandan beri hak ettiğini alamayan bir noktada. Geçen yılın aralık ayı sonunda, ‘asgari ücrete yüzde 50 zam yapacağız’ dediler. En alınması gereken ücret, Türkiye’de ortalama ücrete dönüşmüş durumda. O zammı verip, o zam emekçinin cebine girmeden, enflasyonlar birlikte eridi gitti. Mazotun neredeyse 20 lira olduğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Siz, mazotun Türkiye’de 20 lira olabileceğini hayal edebilir miydiniz? Sizin hayal bile edemeyeceğiniz bir şeyi Adalet ve Kalkınma Partisi yaptı.
2016 yılından bu yana çay alımına kilogram başına 13 kuruş olan desteği artmayacağını; 6-7 sene boyunca sabit kalacağını, bu arada da enflasyon artarak, onu ezeceğini o fiyatın o verilen desteğin çiftçi için hiçbir işe yaramayacağını hayal edebilir miydiniz? Vallahi Adalet ve Kalkınma Partisi bunu da yaptı.
"AKP deyince aklınıza ekmek gelsin"
Adalet ve Kalkınma Partisi deyince aklınıza zam gelsin, elektrik faturası gelsin, doğal gaz faturası gelsin. Ekmek gelsin, ekmek kuyrukları gelsin. Rize’de bundan altı ay önce 270 gram ekmek 2,5 liraymış. Gramajını düşürmüşler, 250 grama çekmişler 3 lira yapmışlar. Şimdi 210 grama çekmeyi düşünüyorlarmış, fiyatı yine üç lira yapacaklarmış. Yakında ekmek satıyorum diye, hiçbir şey vermeyecek; ama cebinden üç lirayı verecek. Bunu da yapacak. Diyeceksiniz ki olur mu? Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında bu da olur.
Sorunlarımız ağır. Hem ekonomide hem adalette hem Türkiye’nin demokrasisinde, dış politikada ağır sorunlarınız var. Ukrayna’da, bölgenin iki ülkesi birbirine girmiş durumda. Bir savaş ortamı var. Biz eskiden, ‘kendi gıdamızı kendimiz üretebilen dünyanın yedi ülkesinden biriyiz’ diye öğretmenlerimiz bize okuturdu. Biz; Rusya’dan, Ukrayna’dan buğday ithal etmek zorunda kalan bir ülkeyiz. İki ülke savaşa tutuştu, hem dünyada hem Türkiye’de gıda fiyatları yükselmeye başladı. Biz kendimize yetecek gıdayı niye üretemiyoruz? Yanlış tarım politikaları nedeniyle. Dünyanın her yerinde gıda artık stratejik sektör. Bu pandemi döneminde görüldü ki gıda güvenliği çok önemli.
"Bilmeyenin biri gidiyor, başka bir bilmeyen geliyor"
Ama biz bir türlü, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde; gıda politikasını, tarım politikasını oturtamadık. Bakanlar değişiyor. Bakanlar değişebilir. Bilmeyenin biri gidiyor, başka bir bilmeyen geliyor. Vatandaştan yana, halktan yana, gıdayı ucuzlatmaktan yana bir politika üretilmiyor.
Biz gururlu insanlarız. Elimize pasaportumuzu aldığımızda, tüm dünyada gezebilmek isteriz. Artık pasaportumuzun değeri, itibarı eskisi kadar yüksek değil. Dost üretmektense, düşman çoğaltan bir politika üretiyoruz. Avrupa ile Amerika ile komşuları ile kavga eden bir ülkeye dönüştük. Gelmiş olduğumuz nokta, eskiden çok daha iyi değil.
"Güçlü bir Meclis'e ihtiyaç var"
Türkiye’de sorunların bir kişi ile çözülemeyeceğini hep beraber gördük. Tek adam rejimi ile sorunları çözmek mümkün değil. Türkiye’nin sorunlarını çözmek için güçlü bir Meclis’e ihtiyaç var, istişareye ihtiyaç var; birbirimize bakıp ‘bak bu hain’ demeye değil, ‘bu benim kardeşim’ demeye ihtiyaç var. Birbirimizi kucaklayarak, 84 milyonun et ve tırnak olduğunu gören bir siyasete ihtiyacımız var. Diyarbakır’ı da Edirne’yi de Rize’yi de kucaklayan bir siyasete ihtiyacımız var.
Biz önümüzdeki seçimlerde Rize’den bir vekil çıkaracağız, Isparta’dan da vekil çıkaracağız, Van’dan, Diyarbakır’dan da vekil çıkaracağız. CHP’nin altı okunu Türkiye’nin dört bir yanında milletvekillerimiz el birliği ile TBMM’ye taşıyacak.
Tarihi bir dönemden geçiyoruz. 28 Şubat günü, altı siyasi partinin genel başkanı bir araya geldi. Geçmişte yan yana gelmiş 6 siyasi parti değil. Bizim çok partili hayata geçildikten sonra rakiplerimizden biri olan Demokrat Parti de var o masada, köklü bir siyasi geçmişi olan Milli Görüş’ü temsil eden siyasi parti de var o masada, Milliyetçi Hareket Partisi’nden kopan merkez sağdan katılan, yeni oluşan, bizim de yerel seçimlerde ittifak ortağımız olan İYİ Parti de var o masada, yeni kurulan başka partiler de var, Türkiye’nin kurucusu CHP de var.
İktidar, kutuplaşma olduğu zaman kendisinin kazanacağını düşünüyor. Biz de ‘Türkiye'de kutuplaşma olmasın, insanlar birbirleriyle akraba olmuş, dost olmuş, kardeş olmuş, arkadaş olmuş, farklı siyasi görüşlerde olmuş başımızın üstüne. Bir araya gelsinler, oturabilsinler, konuşabilsinler’ diyoruz. Buna da örnek olması için genel başkanlarımızı, 6 siyasi partinin liderlerini bir araya getirdik. Bir mutabakat metni üzerinde, Türkiye'nin seçimden sonra geçeceği yeni sistemin, güçlendirilmiş parlamenter sistemin mutabakatı üzerinde bir araya geldik. Tüm Türkiye’ye gösterdiler. O fotoğraf umarım, o siyasi partilerin tamamı ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme inanan diğer siyasi partilerle beraber genişleyen Millet İttifakı'nın ve önümüzdeki dönemin iktidarının fotoğrafı olur.”