T24 Haber Merkezi
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, program sunucusu Zahide Yetiş'in TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu’nda konuşmacı olarak yer almasına tepki gösterdi. Karaca, "Hem kadın mücadelesine hem de bu ülkenin ilerici tüm değerlerine yönelik ağır bir hakarettir" ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, kadına yönelik şiddetin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğin gündüz kuşağı programları ile pekiştirildiğini ifade ederek Zahide Yetiş'in TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu’nda sunum yapmasını eleştirdi.
"Seyirci kalmayın, seyirci olmayın" başlığıyla yayımladığı paylşımda şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’de gündüz kuşağı programları, kadın hakları mücadelesinin altını oyan, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren ve medyanın sermaye odaklı yozlaşmasının en çarpıcı göstergelerinden biri haline geldi. Medya etiğinden tamamen uzak, reklam gelirleri ve siyasi rant merkezli bir anlayışla sürdürülen bu yayınlar, kadınların eşit yurttaşlık hakkını erozyona uğratırken, kamu kaynaklarının da yandaş medya aygıtlarının finansmanı için bir araç olarak kullanılmasını pervasızca meşrulaştırıyor. Bugün Meclis’te, Zahide Yetiş ve benzeri ekran yüzlerinin TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu’nda konuşmacı olarak yer alması, hem kadın mücadelesine hem de bu ülkenin ilerici tüm değerlerine yönelik ağır bir hakarettir. Çünkü bu figürler, yıllardır cinsiyetçi şovlar, dramatizasyon ve ucuz sansasyon üzerinden reyting devşiren, kadınları güçlendirmek yerine, onların yaşadığı trajedileri birer metaya dönüştürerek medya piyasasında pazarlayan yapının bizzat taşıyıcı unsurları oldu. Bu kirli medya düzeninin karşısında net bir duruş sergilemek gerekiyor. Bugün televizyon ekranlarından pompalanan bu zehirli içerikler, kadınların onurunu yok sayan, patriarkal düzenin sürdürülebilirliğini sağlayan bir ideolojik aygıta dönüşmüş durumda. Dolayısıyla, mesele yalnızca medya etiği sorunu değil; siyasal rant, kamu kaynaklarının sermayeye aktarımı ve iktidar tarafından desteklenen toplumsal mühendislik projesinin parçası olarak görmek gerekiyor. Bu çarpık medya düzenine meşruiyet kazandıran politikaların teşhir edilmesi, kadın mücadelesinin gasp edilmesine izin verilmemesi ve kamusal alanın, sermaye ve iktidar işbirliğiyle bir sömürü sahasına dönüştürülmesine karşı eşitlikçi, özgürlükçü ve ilerici bir hattın inşa edilmesi bir zorunluluktur."
Öykü Karayel, Burak Deniz ve Osman Sonant, Umami filmini anlattı |
Öne çıkan haberler...TIKLAYIN - Kulis: Mansur Yavaş, "Anketler böyle devam ederse aday olurum" dedi TIKLAYIN - Üç yıldır boş sanılan daireden vahşet çıktı; "Bir koku vardı..." |