CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Taliban’ın Kabil Havalimanı için Türkiye’den teknik destek istemesine ilişkin, “Türkiye de bu süreçte Taliban’ı meşrulaştıran bir çatlak ses olmak yerine dünya ile ortak hareket etmelidir” dedi.
TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Utku Çakırözer, Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesinin ardından Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nı işletmesine talip olmasını ve Taliban’ın havalimanı için Türkiye’den teknik destek talebini değerlendirdi. Çakırözer, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Taliban, dünyaya, Afganistan’da yaşayanların hak ve özgürlükleri konusunda, terörle, uyuşturucu ile ve göç ile mücadele konusunda güvenceler vermeden Türkiye’nin Taliban yönetimini tanıması ya da meşrulaştıracak teknik, siyasi ya da askeri bir iş birliğine girmesi doğru olmaz. Taliban, dünyaya ülkeyi nasıl yöneteceği konusunda güvence vermelidir. Afgan yurttaşlarının hak ve özgürlükleri konusunda, kadınların hayata katılımı, çocukların eğitime erişimi, göç, uyuşturucu ve terörle mücadelede atılacak adımlar konusunda Taliban’ın atacağı somut adımlar, her türlü iş birliğinin ön koşulu olmalıdır.”
"Taliban'ı meşrulaştıracak ses"
“Türkiye, tabii ki Afgan halkının sıkıntılarına duyarsız kalmayacaktır. Ancak Taliban rejimi Afganistan’ı beş yıl boyunca Ortaçağ karanlığından da kötü bir anlayışla yönettiği için milyonlarca Afganlı geleceklerinden endişeli. Özellikle kadınlar hayata katılım konusunda, kız çocukları eğitime erişim konusunda, kadın erkek tüm Afgan halkı özgürlüklerini ortadan kaldıracak yeni bir baskı rejimi kurulabileceği kaygısı içinde. Taliban’ın, dünyaya, ülkeyi nasıl yöneteceği konusunda, Afgan halkının hak ve özgürlükleri konusunda güvenceler vermesi lazım. Uluslararası toplum da bu sözlerin hayata geçirilmesi konusunda kararlı olmalı, tek ses olmalıdır. Türkiye de bu süreçte Taliban’ı meşrulaştıran bir çatlak ses olmak yerine dünya ile ortak hareket etmelidir.”
"Terör ve göç ile mücadele şartı"
Afganistan’ın on yıllardır El Kaide ve IŞİD başta olmak üzere birçok terör örgütünün destek bulduğu bir ülke olduğunu anımsatan Çakırözer, Taliban yönetiminin terörle, uyuşturucu ve göç ile mücadele konusunda izleyeceği politikaların da dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirtti. Çakırözer şöyle devam etti:
“Afganistan, terör örgütlerinin serbest hareket alanı bulduğu bir ülke. EL Kaide’nin, IŞİD’in binlerce militanı var. Hapishanelerdeki yüzlerce IŞİD’li serbest bırakıldı. Ayrıca komşularına ve bölgeye büyük bir göç yaratma riski var. Yeni yönetimin teröre desteğin kesilmesi, uyuşturucu ile göç ile mücadele konusunda dünyaya güvenceler vermesi, somut adımlar atmaları lazım. Taliban ile kurulacak her türlü diyalog ve iş birliğinin, bu alanda verilecek sözleri ve onların yerine getirilip getirilmediğini de göz önünde tutması lazım.”
"Dünya ile birlikte hareket edelim"
Çakırözer, Ankara’nın Taliban ile iş birliği konusunda izlemesi gereken yolu da şöyle tarif eti:
“Tabi ki Türkiye, ulusal çıkarlarının gerektirdiği her türlü diyaloğu herkesle kurabilir. Ama bu diyalog, Taliban rejimini tanımaya, meşrulaştırmaya yönelik olmamalıdır. Daha ortada yönetim yok. Öncelikle nasıl bir hükümet kuracaklar o beklenmeli. Sonra o yönetim ülkeyi nasıl yönetecek, Afgan halkının hak ve özgürlükleri konusundaki tutumu ne olacak, bunlara bakılmalı. Taliban, Afgan yurttaşların hak ve özgürlükleri konusunda, çocukların eğitimi konusunda, göç, uyuşturucu ve terörle mücadelede atılacak adımlar konusunda tüm dünyaya güvence vermelidir. Bu güvenceler alınmadan, bu güvencelerin hayata geçeceğine ilişkin somut işaretler alınmadan Türkiye tek taraflı olarak tanıma ya da meşrulaştırma anlamına gelecek teknik, siyasi, ekonomik ya da askeri her türlü iş birliği adımından kaçınmalıdır. Türkiye Taliban’a karşı dünya ile birlikte tek ses halinde hareket etmelidir.”
Meclis çağrısı
Çakırözer, iktidarın Afganistan meselesinde atmayı düşündüğü adımları bir an önce muhalefet ile istişare etmesi gerektiğini dikkat çekti ve konunun TBMM’de görüşülmesi çağrısında bulundu:
“Saray iktidarı Taliban ile görüşüyor, ABD ile, Rusya ile, Avrupa ile görüşüyor ama muhalefet ile görüşmüyor. Aylardır konu gündemde. Tüm çağrılarımıza rağmen Meclis’te bir özerk oturum bile yapılmadı. Bir an önce TBMM’ye, milletin temsilcisi siyasi partilere bilgi verilmesi, onların görüş ve tavsiyelerinin dinlenmesi lazım.”