T24 - CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, “BM’nin Mavi Marmara Raporu’nun bu içerikle çıkmış olması AKP dış politikasının istenilen sonuçları almakta başarılı olamadığının en son örneğidir” dedi.
Davutoğlu, İSrail'e yönelik 5 maddelik yaptırım paketini açıkladı
Gül: BM raporu bizim için 'yok hükmü'ndedir
Hükümetin İsrail ile ilişkilerde izlediği politikaya ve basına sızan BM’nin Mavi Marmara Raporu sonrasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklamaya CHP’den eleştiri geldi.
Rapor ve hükümetin aldığı kararlar üzerine yazılı bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu şunları söyledi;
“BM’nin Mavi Marmara Raporu Türkiye’nin özür, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılması talep ve beklentilerini karşılamamaktadır. Raporda Türkiye’den özür dilenmesine ilişkin bir unsur bulunmamaktadır. Tazminat konusu, mağdurların ailelerine ödenmek üzere bir tavsiye olarak yer almaktadır. En önemlisi ise BM Raporu Gazze ablukasının meşru olduğunu ileri sürmektedir. İsrail’in aşırı güç kullanıma ilişkin eleştiriler ise yeni değildir. Raporun bu içerikle çıkmış olması AKP dış politikasının istenilen sonuçları almakta başarılı olamadığının en son örneğidir.
Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun BM Raporunun sızdırılması üzerine yaptığı ve Türkiye’nin atacağı adımları ilan eden açıklaması önemlidir, ancak iyi okunması lazımdır. Diplomatik temsilciliğin 2. Kâtip seviyesine indirilmesi Türkiye-İsrail ilişkilerinde daha önce yaşanmıştır; önemi sadece sembolik ve psikolojiktir. Askeri anlaşmaların iptali ise, bunlar uzun süredir zaten işlemediğinden, fazla bir anlamı yoktur. Ekonomik ve ticari ilişkilerden söz edilmemektedir. Öte yandan, Türkiye’nin Gazze ablukasını tanımadığı ve bu hususu BM Uluslararası Adalet Divanına götüreceğini belirtmesi, alınacak sonuç belli olmamakla beraber, dikkat çekicidir.
Ancak Sayın Davutoğlu’nun açıklamasının en can alıcı noktası ise “Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestîsinin sağlanması için gerekli her önlem alınacaktır” yolundaki sözleridir. Bu ifade, Gazze ablukasını tanımadığını belirten bir Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de askeri önlemler de alınabileceği anlamına geliyorsa, bölgede gerginliğin artabileceği ve Türk ve İsrail deniz kuvvetlerinin karşı karşıya gelebileceği ihtimalini beraberinde getirecektir. Bu yaklaşımın hangi nedenlerle ve gerekçelerle Türkiye’nim ulusal çıkarları ve güvenliğinin bir gereği olduğunu Hükümet kamuoyumuza anlatmalıdır. Komşularla sıfır sorun politikasıyla yola çıktığını iddia eden AKP’nin Türkiye’yi sıcak çatışma eşiğine taşımış olması ihtimali hazin ve kabul edilmezdir.
Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun açıklamalarından sonra Türkiye-İsrail ilişkilerinin yakın gelecekte düzelmeyeceği ve yeni gerginliklere sahne olabileceği anlaşılmaktadır. Bu durumun çok ciddi sonuçları olabilir. Zira Türkiye-İsrail ilişkilerinin önemi ikili planla sınırlı değildir. Bu ilişkinin asıl değeri bölgenin tamamı bakımından taşıdığı stratejik değerdir. Ortadoğu’ya barış ve istikrarın gelmesi, Arap-İsrail ihtilafının çözümü büyük ölçüde Türkiye’nin rolü ve katkısına bağlıdır. İsrail’le ilişkilerimizin mevcut durumu Türkiye’nin bir arabulucu, kolaylaştırıcı ve uzlaştırıcı rol oynamasını engellemektedir. Filistin devletinin Birleşmiş Milletlerde tanınması konusunun da gündemde olacağı şu günlerde Türkiye-İsrail ilişkilerinde olabilecek yeni gerginlikler kritik Ortadoğu bölgesi için yararlı olmayacaktır. Bu nedenle, Türkiye ve İsrail’in karşılıklı olarak daha soğukkanlı hareket etmeleri ve ilişkilerini düzeltecek arayışlara devam etmeleri yerinde olacaktır.”