Dünya

Cezayir'de neler oluyor?

1992'de İslami Selamet Cephesi'nin genel seçimleri kazanması üzerine gerçekleşen askeri darbenin ardından iç savaşla sarsılan Cezayir yine titrek bir fay hattı üzerinde duruyor.

26 Haziran 2008 03:00
1992'deki genel seçimlerde İslami Selamet Cephesi'nin kazanması üzerine gerçekleşen askeri darbenin ardından 150 bin kişinin öldüğü iç savaşla sarsılan Cezayir yine titrek bir fay hattı üzerinde duruyor.

1999'da 6 adayın, 'Seçimde yolsuzluk yapılacak' diyerek çekilmesi üzerine yüzde 70 oyla iktidara gelen ve ordunun da desteğini arkasına alan Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika, kimi iddialara göre ülkeyi şeriat eksenine sokmaya çalışan Başbakan Abdülaziz Belkadim'i görevden alarak, orduya daha yakın ve 'laik' bir isim olan eski başbakanlardan Ahmed Yahya'yı yeniden bu koltuğa oturttu. Görevden alınan Belkadim'i ise kendi özel yardımcılığına atadı.

YAHYA ARAP YATIRIMCI İSTEMİYORDU

Koalisyon ortaklarından Ulusal Demokrasi Hareketi lideri Yahya, daha önce de iki kez bu koltuğa oturmuştu. 1995'ten 1998'e kadar süren ilk dönem başbakanlığının ardından 2003-2006 yılları arasında da hükümetin başındaydı. Ancak o dönemde "Ülkede Arap yatırımcıları istemiyor" iddiasıyla istifaya zorlanmıştı. Buteflika da, ülkede 2006 yılında yapılan seçimlerden galip çıkan Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Abdulaziz Belkadim’i başbakan atamıştı.

"İSLAMCI GİTTİ, LAİK GELDİ"

Ancak son olarak Belkadim'in görevden alınıp Yahya'ya başbakanlık verilmesine ilişkin farklı iddialar basına yansıdı. Fransız Le Figaro gazetesi, 'siyasi deprem' olarak nitelediği bu değişikliğin, Belkadim'in son dönemde içki satan yerleri kapatması, evli olmayanların birlikte dolaşması halinde polis tarafından gözaltına alınması, lokantalara tek başına giden kadınlara servis yapılmaması ve Hıristiyanların, izinsiz ibadet ettikleri gerekçesiyle baskıya maruz bırakılması gibi uygulamaların yarattığı endişeyle yapıldığını öne sürdü. Bu iddialar sonucu ön plana çıkan başlık, "İslamcı gitti, laik geldi" şeklinde oldu.

ÜÇÜNCÜ DÖNEM İÇİN BİR HAMLE Mİ?

Ancak Cezayir ve Batı medyasının büyük bölümü, Buteflika'nın, üçüncü bir dönem daha görevde kalabilmek amacıyla böyle bir hamle yaptığını savundu.

Bu teoriye göre, "Bir kez daha başkan seçilmek için gerekli anayasa değişikliğini yapmak isteyen Buteflika, olası bir seçimde karşısına çıkarılabilecek en güçlü adaylardan olan Ahmed Yahya'yı devre dışı bırakmak için, onu başbakanlık koltuğuna oturttu ve bir anlamda ekarte etti".

BUTEFLİKA'NIN ARKASINDA ORDU VAR

Nüfusunun yüzde 99'u Müslüman kökenlilerden oluşan Cezayir'de 1992 yılında yapılan genel seçimi İslami Selamet Cephesi'nin kazanması üzerine askeri darbe gerçekleştirilmiş ve bu parti yasaklanmıştı. Bunun ardından binlerce aşırı dinci militan silaha sarılmış ve 150 bin kişinin can verdiği büyük bir iç savaş patlak vermişti.

Aşırı dinci militanlar ve ordu arasındaki bu çatışmalarda her iki taraf da geniş çaplı sivil ölümlere neden olmakla suçlanıyor.

Ordunun da desteklediği Buteflika, 1999 yılında devlet başkanı olunca aşırı dinci militanlara yönelik bir dizi af çıkardı ve bir 'ulusal uzlaşma planı' başlattı. Diğer taraftan da, iç savaş sırasında ordunun yaptıklarını eleştirmeyi suç sayan yasayı onayladı.

Bu nedenle, o dönemde Buteflika ve ordu arasında gizli bir anlaşma yapıldığı; Buteflika'nın orduyu yargıdan korumasına karşılık, ordunun da Buteflika'ya devlet başkanlığını güçlendirme imkanları sağladığı iddia ediliyor.

ŞERİAT HUKUKU ZORUNLU DERS

Cezayir Anayasası, tüm vatandaşlara din özgürlüğü tanıyor. İmam, papaz ve hahamlar Diyanet İşleri Bakanlığı’na bağlı ve devlet memuru olarak görev yapıyor. Türkiye’de olduğu gibi vaaz vermek veya dini faaliyetlerde bulunmak devletin iznine tabi. Yine Türkiye’de olduğu gibi devlet din eğitimine ve camilere maddi katkıda bulunup imamların maaşını ödüyor.

Ülkedeki değişimin bir göstergesi olarak 2005 yılında şeriat hukuku orta dereceli okullarda zorunlu ders haline getirildi.