HÜLYA KARABAĞLI - T24/Ankara
Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) ve Çağdaş Hukukçular Derneği’ne gelen yüzlerce şikayet, tutukluların kendilerinden çok kadın ve çocuk yakınlarının çıplak aramalarından endişelendiklerini ortaya koyuyor. "İnce arama" denilen yöntem, Silivri gibi yüksek güvenlikli cezaevlerinde "çıplak aramaya" dönüşüyor.
Çıplak arama, tutuklu ve hükümlüler ve ziyaretçilerde uygulanıyor. Tutuklular, cezaevinin ilk girişinde jandarmanın ‘soyun’ demesiyle çıplak aramaya maruz kalıyor. Gazeteci Doğan Yurdakul’un vefat eden eşinin ve Nedim Şener’in kızının maruz kaldığı uygulama aslında cezaevlerinin en yalın gerçeği.
‘İşkence yöntemi’
Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV)’nin en son raporunda, cezaevlerinde devam eden keyfi uygulamalara dikkat çekiliyor. İstanbul Protokolü’ne uygun olmayan muayene yöntemleri en sık ihlal olarak gösterilirken, çıplak arama için "bir işkence yöntemi" olarak tanımlanıyor. Aramanın mahkum yakınlarına dayatıldığı belirtiliyor.
‘Tutuklu ve yakınına çıplak arama’
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Sekreteri Güçlü Sevimli, mevzuatta aramalar konusunda, “Tutuklu cezaevine girerken aranması yapılır” genel bir hüküm olduğunu, yakınların, tutuklu ve hükümlülerin çıplak aranacağına ilişkin bir düzenleme olmadığına dikkat çekti. En sert aramaların F tipi gibi yüksek güvenlikli cezaevlerinde yaşandığına söyleyen sevimli, 2 bin yılından itibaren sıkıntının devam ettiğini söyledi.
"Jandarma ilk girişte ‘soyun’ diyor"
“Jandarma ilk girişte ‘soyun’ diyor. Tutuklu karşı çıkarsa zorla çıplak bırakılıyor” diyen Güçlü, bu davranışın onur kırıcı ve insan haklarına aykırı yanına dikkat çekiyor.
Duyarlı cihaz sutyende öterse!..
Yüksek güvenlikli cezaevlerinde ziyaretçiler X-ray cihazı ile duyarlı cihazdan geçiyor. Duyarlı kapı, kadınların sutyen gibi iç çamaşırlarında metalli kaplama ya da kopça olması durumunda soyunuyorlar. Kıyafetlerdeki metalli bir parça çocukların elbise ya da eteklerini çıkarmasına neden oluyor.
TİHV’in 2011 yılında üst aramalarındaki şikayetlerle ilgili raporunda şu başvurular var:
- Erzurum H Tipi Kadın Cezaevi’nde kalan tutuklu ve hükümlüler aileleri aracılığıyla yaptıkları açıklamada kendileriyle görüşe gelen ailelerinin üstlerinin kıyafetsiz şekilde iki kez arandığını ve kendilerinin de sürekli olarak sözlü ve fiziksel tacize maruz kaldıklarını söylediler.
- Bergama (İzmir) M Tipi Cezaevi’nde “yasadışı slogan attıkları” suçlamasıyla tutuklu bulunan üç çocuğun cezaevi girişinde jandarma erleri tarafından önce zorla üstlerinin soyulduğu sonra da darp edildikleri cezaevinden gönderilen mektup sonucu 31 Ekim 2011’de öğrenildi.
- İsrail’in Filistin’e yönelik uygulamalarını protesto etmek için Adana’da 2009 yılında katıldıkları bir yürüyüş nedeniyle tutuklanan Çukurova Üniversitesi öğrencisi dört kişinin, Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nden sevk edildikleri Osmaniye T Tipi Cezaevi’nin girişinde “ince arama” adı altında çıplak arama uygulamasına karşı çıktığı için gardiyanlar tarafından darp edildikleri ve elbiselerinin zorla çıkarıldığı 20 Aralık 2011’de öğrenildi.
- Osmaniye T Tipi Cezaevi’nde bulunan mahkûmların yazdıkları mektuplardan 13 Şubat 2011’de edinilen bilgilere göre, gardiyanların sık sık mahkûmların tamamen çıplak kalacak şekilde soyunmalarını istedikleri ve o haldeyken eğilip kalkmalarını dayattıkları öğrenildi. Uygulamayı kabul etmeyen mahkûmların ise dövüldüğü ifade edildi.
- Erzurum E Tipi Cezaevi’nde her ayın ilk haftasında yapılan açık görüşe gelen mahkûm yakınlarına “ince arama” adıyla arama yapıldığı ve arama sırasında mahkûm yakınlarının iç çamaşırlarının çıkartılmaya zorlandığı 9 Eylül 2011’de öğrenildi. Uygulamaya karşı çıkanların ise açık görüşe alınmadığı belirtildi.
- Erzurum H Tipi Kadın Cezaevi’nde kalan tutuklu ve hükümlüler aileleri aracılığıyla yaptıkları açıklamada kendileriyle görüşe gelen ailelerinin üstlerinin kıyafetsiz şekilde iki kez arandığını ve kendilerinin de sürekli olarak sözlü ve fiziksel tacize maruz kaldıklarını söylediler.