Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklikler içeren kanun tasarısı Meclis'e sunuldu. Tasarı çocuğa cinsel istismar, vücut dokunulmazlığı, patlayıcı madde bulundurma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarında cezaların alt sınırının yükseltilmesini düzenliyor. Ayrıca darbe suçundan tutuklanan askerlerin sivil cezaevlerine konulması ile duruşmaların il sınırları içinde başka bir yerde yapılabilmesinin de önü açılıyor.
Hürriyet’in haberine göre, tasarıyla asker kişiler hakkında yargı organlarınca Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, Milli Savunmaya Karşı Suçlar, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk Suçları ile Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçlar, sebebiyle verilen tutuklama kararlarının, askeri tutukevleri dışındaki ceza infaz kurumlarında yerine getirilmesi zorunlu hale getiriliyor.
Asker kişiler hakkında diğer suçlardan verilen tutuklama kararları, asker kişiler bu sıfatlarını korudukları sürece askeri tutukevinde yerine getirilecek.
Sırf askeri suçlar ile hapis cezasının üst sınırı 3 ayı geçen askeri suçlar hakkında, ön ödeme hükümleri uygulanmayacak.
İcra ve İflas Kanunu'nda yapılması planlanan değişiklikle, istinaf yoluna başvurmak için alt sınır 10 bin TL, temyiz kanun yolu için öngörülen miktarın alt sınırı 50 bin TL olarak belirleniyor. İş Mahkemeleri Kanunu'nda da uyum amaçlı değişiklik yapılıyor.
Asker kişilerin işlediği suçun, Türk Ceza Kanunu'nun "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, Milli Savunmaya Karşı Suçlar, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk suçları" ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına girmesi durumunda, bu kişiler yakalandıklarında adli kolluk görevlilerine teslim edilecek.
Benzer düzenleme, uyum sağlamak amacıyla Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nda da yapılıyor.
Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı kurulacak
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü görevleri arasına "Ceza muhakemesinde alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin geliştirilmesi ve etkin uygulanması amacıyla çalışmalar yapmak" maddesi de ekleniyor. Bunu yerine getirmek için Genel Müdürlük bünyesinde Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı kurulacak. Başkanlığın görevleri şunlar olacak:
- "Ön ödeme, uzlaştırma ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi gibi alternatif usullerin etkin şekilde uygulanmasını sağlamak.
- Görev alanıyla ilgili olarak uygulamayı takip etmek ve ortaya çıkan sorunların nedenlerini araştırarak çözüm önerilerini Bakanlığa sunmak.
- Uzlaştırmacı temel eğitimine ilişkin usul ve esaslar ile eğitim verecek kurum ve kuruluşların niteliklerini belirlemek ve bunlara izin verilmesini Bakanlığın onayına sunmak, bu kurum ve kuruluşları listelemek ve elektronik ortamda yayımlamak.
- Uzlaştırmacı eğitimi sonunda yapılacak sınavın usul ve esaslarını belirlemek ve sınavları yapmak.
- Uzlaştırmacı siciline kabule ilişkin usul ve esasları belirlemek, uzlaştırmacıların sicile kabulüne ve sicilden çıkarılmasına karar vermek, sicile kayıtlı uzlaştırmacıları, görev yapmak istedikleri Cumhuriyet Başsavcılıklarına göre listelemek.
- Uzlaştırmacılara verilecek dosyaların tevzi esasları ile aylık olarak verilebilecek azami dosya sayısını belirlemek.
- Uzlaştırmacıların denetimine ve performansına ilişkin usul ve esasları belirlemek.
- Alternatif usuller konusunda kamuoyunu bilgilendirici çalışmalar yapmak.
- Ulusal veya uluslararası düzeyde bilimsel toplantılar düzenlemek, bu nitelikteki çalışmaları teşvik etmek ve desteklemek.
- Görev alanına giren istatistiklerin derlenmesi ve yayımı konusunda Bakanlığın ilgili birimleriyle iş birliği halinde çalışmak.
- Görev alanıyla ilgili kamu ya da özel kurum veya kuruluşlarla iş birliği yapmak.
- Uzlaştırmacı Asgari Ücret Tarifesini hazırlamak."
Ön ödeme usulünde değişiklik
Adalet Bakanlığı Eğitim Kurulu'nun üyeleri arasına Teftiş Kurulu Başkanı ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü de dahil ediliyor.
YÖK'ün hukuk fakültelerinin öğretim üyeleri arasından belirlediği bir üyeye ilaveten, eğitim bilimleri, sosyoloji, psikoloji veya sosyal hizmetler alanında görev yapan öğretim üyeleri arasından seçeceği bir üyenin de kurula katılması öngörülüyor. Bununla birlikte, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu ile Danıştay Başkanlık Kurulu, Eğitim Kurulu'na kendi üyeleri yerine Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından birer üye seçecek.
Eşyanın üzerinde iyi niyetli üçüncü kişiler lehine tesis edilmiş sınırlı ayni hakkın bulunması halinde müsadere kararı, bu hak saklı kalmak şartıyla verilebilecek.
Ön ödeme usulünün uygulanabileceği suçların belirlenmesinde dikkate alınan 3 aylık sınır, 1 yıla çıkarılıyor.
Ayrıca, bu sınırlamadan bağımsız olarak, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu da ön ödemenin kapsamına alınıyor. Ön ödemeye tabi bir suçun 5 yıl içinde tekrar işlenmesi durumunda ön ödeme miktarı yarısı kadar artırılacak.
Cinsel istismara yeni düzenleme
TCK'nın "Çocukların cinsel istismarı" kenar başlıklı 103. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen birinci ve ikinci fıkrası yeniden düzenleniyor.
Buna göre, çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza, istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olamayacak.
Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunacak.
Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza 18 yıldan az olamayacak.
Dolandırıcılıkta alt sınır arttırılıyor
Tasarıyla, bir kişiyi hileli davranışlarla aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye verilen cezanın alt sınırı 1 yıldan 2 yıla çıkarılıyor.
Türk Ceza Kanunu'nda dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerinin düzenlendiği maddeye, kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumları çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi de ekleniyor.
Dolandırıcılık suçlarındaki hapis cezasının alt sınırı da artırılıyor. Buna göre, dolandırıcılık suçunun, dini inanç ve duyguların istismar edilmesi, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan, algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanılması, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olması, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanılması, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında olması, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamaya yönelik olması ve sigorta bedelini almak amacıyla işlenmesi halinde verilen hapis cezası 2 yıldan 3 yıla çıkarılacak.
Ancak dolandırıcılığın, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olması, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasının sağlaması ve sigorta bedelini almak amacıyla olması halinde verilen hapis cezasının alt sınırı da 3 yıldan 4 yıla yükseliyor.
Tasarıyla, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesinde uygulanan hapis cezalarında da artışa gidiliyor.
Yetkili makamlardan gerekli izni almaksızın, patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeyi imal, ithal veya ihraç eden, ülke içinde bir yerden diğer bir yere nakleden, muhafaza eden, satan, satın alan veya işleyen kişi, 3 yıl değil, 4 yıldan itibaren hapis cezasına çarptırılacak.
Tasarıyla patlayıcı madde yapımında kullanılan malzemelerin ihracına ilave olarak ithali, satışı, başkalarına verilmesi, nakli, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması da aynı ceza kapsamına alınıyor.
Bu fiillerin suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza da yarı oranında değil bir kat olarak artırılacak.
Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Sağlık kuruluşlarına da başvurulabilecek
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, ceza almayacak. Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının, suçu bildirme yükümlülüğü doğmayacak.
Fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya yayan kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 200 günden 2 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.
Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayana, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 200 günden aşağı olmamak üzere ceza verilecek.
Cezaevlerine yasak eşya sokmak
Tasarı, TCK'nın, "İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak" maddesini de yeniden düzenliyor.
Buna göre, firarı kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzemeyi, her türlü saldırı ve savunma araçları ile yangın çıkarmaya yarayan malzemeyi, alkol içeren her türlü içeceği, kumar oynanmasına olanak sağlayan eşya ve malzemeyi, kanunda tanımlanan suçlar saklı kalmak üzere, yeşil reçeteye tabi ilaçları, kurum idaresince incelenmek üzere alınanlar hariç, mahkemelerce yasaklanmış veya suç örgütlerini temsil eden yayın, afiş, pankart, resim, sembol, işaret, doküman ve benzeri malzemeler ile örgütsel haberleşme araçlarını, yetkili makamlarca izin verilenler hariç, ses ve görüntü almaya yarayan araçları, ceza infaz kurumuna veya tutukevine sokan, buralarda bulunduran veya kullanan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Bu suçları, hükümlü veya tutukluların muhafazasıyla görevli kişilerce işlenirse ceza, bir kat artırılacak. Bu eşyaları yanında bulunduran veya kullanan hükümlü, tutuklu, bunu kimden ve ne şekilde elde ettiğini söylerse ceza yarı oranında indirilecek.
Vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar
Mahkeme, fiili sebepler veya güvenlik gerekçesiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına karar verebilecek.
Tasarıyla, vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar, tutuklama yasağı kapsamından çıkarılıyor. Böylece, 2 yıla kadar hapis cezası öngörülen vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlarda da tutuklama kararı verilebilecek.
Yapılan istem üzerine, mercisi tarafından Cumhuriyet Savcısı, şüpheli, sanık veya avukatın görüşü alındıktan sonra, 3 gün içinde istemin kabulüne, reddine veya adli kontrol uygulanmasına karar verilecek. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından bu süre 15 gün olacak.
Azami tutukluluk süresinin dolması nedeniyle tahliye edilen şüpheli veya sanıklar, adli kontrol tedbirlerine uymamaları halinde tutuklanabilecek.
Düzenleme hükmüne göre, el koyma ve kayyum atanmasına ağır ceza mahkemesi yerine, ancak hakim karar verebilecek.
Organ veya doku ticareti, nitelikli dolandırıcılık ve tefecilik suçlarıyla daha etkin mücadele etmek amacıyla, katalog suçlar arasına da ekleniyor.
İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbirine, ağır ceza mahkemesi yerine sulh ceza hakimi karar verecek.
Cumhuriyet Savcısı kararını 24 saat içinde hakimin onayına sunacak ve hakim, kararını en geç 24 saat içinde verecek. Sürenin dolması veya hakim tarafından aksine karar verilmesi halinde kayıtlar derhal imha edilecek.
Kaçak sanıkların mallarına kayyım atanabilecek
TBMM Başkanlığı'na sunulan Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Tasarısı'na göre, ceza davalarının ilk duruşmasında iddianamenin tamamının yerine, iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve delillerle suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılabilecek. Böylece, terör ve örgütlü suçlar başta olmak üzere kapsamlı dosyalarda aylar sürebilen iddianamenin tamamının okunması zorunluluğu kaldırılarak, zaman maliyeti ve makul sürede yargılamanın bitmesinin sağlanması hedefleniyor.
Heyet halinde çalışan mahkemelerde, hükmün yazılacağı 15 günlük süre içinde karşı oy gerekçesi de dava dosyasına konulacak.
Tek hakimli mahkemelerde hüküm sonucu tefhim edildikten sonra gerekçeli karar imzalanmadan hakim ölür veya kararı imzalayamayacak hale düşerse, yeni hakim, tefhim edilen hükme uygun olarak, gerekçeli kararı bizzat yazarak imzalayacak.
Ceza yargılamasında kovuşturma aşamasındaki kaçak kişilere yönelik düzenleme ve yargılama usulü, soruşturma evresinde de uygulanacak. Hakkındaki adli takibatı sonuçsuz bırakmak için kaçan veya saklanan şüpheliler bakımından uygulama sahası genişletilerek, adli soruşturmaların akamete uğratılmaması ve süratle sonuçlandırılması amaçlanıyor.
Kaçak sanığın Cumhuriyet Savcısı'na başvurmasını sağlamak amacıyla, Türkiye'de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına amaçla orantılı olarak sulh ceza hakimliği kararıyla el konulabilecek ve gerektiğinde idaresi için kayyım atanacak. Bu tedbirin uygulanacağı suçlar arasında anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar da yer alacak.
Uzlaşma yeniden düzenleniyor
Tasarıyla uzlaşma müessesesi yeniden düzenleniyor.
Buna göre, uzlaştırma girişiminde bulunulacak suçlar arasına tehdit, hırsızlık, dolandırıcılık da eklenecek.
Etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar da düzenlemenin yasalaşmasıyla uzlaştırma kapsamına girecek.
Cumhuriyet Savcıları ya da vereceği talimatla kolluk görevlileri uzlaştırma teklifiyle görevli olmayacak. Bunun için uzlaştırmacılar görevlendirilecek.
Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tabi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphe bulunması halinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilecek. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı şüpheliyle mağdur ya da suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunacak.
Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamına alınacak.
Her Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulacak ve yeteri kadar Cumhuriyet Savcısı ile personel görevlendirilecek. Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilecek. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet Savcıları tarafından sonuçlandırılacak.
Tutanaklara cezaevi personelinin adı yazılmayacak
Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları ile diğer kapalı ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli bölümlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerle ilgili olarak ceza infaz kurumlarında düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlinin açık kimliği yerine sadece sicil numarası yazılacak. Bu kapsamdaki kurum görevlilerinin ifadesine başvurulması halinde çıkarılan davetiye veya çağrı kağıdı görevlinin iş yeri adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında adres olarak sadece işyeri adresi gösterilecek.
Akıl hastalığı nedeniyle hükmedilen güvenlik tedbirlerine ilişkin kararlar adli sicil belgesine kaydedilecek. Kayıt, infazın tamamlanmasıyla tamamen silinecek.
Türk vatandaşları hakkında yabancı ülke mahkemeleri tarafından verilerek kesinleşen ve Türk kanunlarına göre suç sayılan fiillerden dolayı ceza veya güvenlik tedbirlerine ilişkin mahkumiyet kararları, adli sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilecek. Bu mahkumiyet kararlarının adil sicile kaydedilmesi ve hak mahrumiyeti doğurması için Türk Ceza Kanununun 17. maddesi uyarınca tanınması gerekecek.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda istinaf kanun yolu için öngörülen başvuru sınırı, 1500 liradan 5000 liraya çıkarılacak. Ancak, manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilecek.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda temyiz kanun yolu için öngörülen başvuru sınırı, 25 bin liradan 50 bin liraya çıkarılacak.
Direnme kararını aynı daire inceleyecek
İlk derece hukuk mahkemesi veya bölge adliye mahkemesinin, bozma kararına direnmesi halinde temyiz incelemesini kararına direnilen daire yapacak. Daire, direnme kararını yerinde görürse, kararını düzeltecek, görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderecek.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenen bazı parasal sınırlar, her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hükme bağlanan, ancak kesinleşmeyen dosyalarda, uzlaştırma kapsamının genişlediği gerekçesiyle bozma kararı verilemeyecek.
Düzenleme yürürlüğe girdikten itibaren en geç 6 ay içinde uzlaştırmaya ilişkin yönetmelik çıkarılacak. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 6 ay içinde uzlaştırmacı listeleri oluşturulacak. Adalet Bakanlığı tarafından bu listelere uygun uzlaştırmacı görevlendirmesi amacıyla bir ilan yapılacak. İlan yapılıncaya kadar, değişiklik öncesinde öngörülen usule göre, belirlenen uzlaştırmacılardan görevlendirme yapılmasına devam edilecek.