Diyarbakır’ın Lice İlçesi Şenlik Köyü Paşaçiya Mezrası’nda 28 Eylül’de meydana gelen patlamada yaşamını yitiren 12 yaşındaki Ceylan Önkol ile ilgili bomba uzmanlarınca 20 metaryal üzerinde yapılan inceleme ve araştırma sonrucu hazırlanan 6 sayfalık bilirkişi raporu avukatlara teslim edildi. İşte o rapor:
Raporda, patlama merkezinin olay sonrası bölgeye giden köylüler tarafından bozulduğu belirtilerek, “Ceylan Önkol’un vücuduna havan, roket veya top mühimatı isabet etmiş olsaydı vücut bütünlüğü bozulucak şekilde parçalara ayrılmış olması gerekirdi ve çevrede patlama çukuru oluşması gerekirdi” denildi.
Ceylan Önkol’un ölümüne neden olan patlamanın araştırılması için olaydan iki gün sonra yapılan olay yerindeki incelemede elde edilen metaller, elbise, ağaç parçaları ve topraktan oluşan 20 metaryal üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinin sonucu 6 sayfalık rapor hazırlandı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde 2 bomba uzmanı tarafından hazırlanan ve daha önce özeti Cumhuriyet Başsavcılığı'nca açıklanan raporun ayrıntılarında ilginç bilgiler yer aldı. Önkol ailesinin avukatlarına da teslim edilen raporda, patlamanın olduğu bölgenin terör bölgesi olması nedeniyle ancak 30 Eylül’de alınan geniş güvenlik önlemi ile gidildiği belirtildi.
Patlama olan yere asker geceden intikal etmiş
Bilirkişi raporunda, Emniyet Müdürlüğü’nden istenen 2 bomba uzmanı bilirkişi ile Tugay Komutanlığı unsurlarının geceden intikali ile güvenliği sağlanan Cemaltepe Mevkii’ne helikopter ile gidildiği belirtilerek, “Mayın arama dedektörleri ve Jammer cihazı ile kontrollü olarak tepe noktasına yaklaşık 200-250 metre kadar aşağıya yürünerek olay yerine intikal edilmiştir” denildi.
Yaklaşık 3 saat süren incelemede detaylı fotoğraf ve video çekiminin yapıldığı, ölçümlerin alındığı belirtilen raporda, patlamanın nasıl gerçekleştiği ve patlayıcı maddenin ne olduğunun saptanması için bilirkişilere 20 materyal teslim edildiği belirtildi.
Patlama merkezi vatandaşlar tarafından bozulmuş
Bilirkişi raporunun sonuç bölümünde, patlamanın toprak zemin üzerinde meydana geldiği, patlama nedeniyle toprak zeminde çukur oluştuğu belirtildi.
Ancak olayın hemen ardından söz konusu yere gelen köylülerin patlamanın merkezini bozdukları belirtilerek, “Bu olay, sivil vatandaşın çektiği görüntülerde görülmektedir” denildi. Metal parçaları üzerinde yapılan incelemede, gözle görülmesi zor iz, rakam ve kanallar tespit edildiği belirtilen bilirkişi raporunda şöyle denildi:
Ceylan dizleri üzerine çöküktü
“Muhtelif ebatlarda 12 adet metal parçaların 40 mm’lik bombaatar mühimmatı iç gövdesinde yer alan ve parça tesiri yaratmak amacıyla kullanılan metal aksama ait oldukları, patlamadan sonra parçalanmış, deforme olmuş, altın sarısı rengi kısmen silinmiş muhtelif ebatlarda, 3 adet metal parçaların 40 mm’lik bombaatar mühimmatının dış çeket kısmına ait olduğu, patlamadan sonra parçalanmış, deforme olmuş bir adet metal parçasının üzerinde ‘2’ ibaresinin fabrikasyon olarak yazılı bulunduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle, Ceylan Önkol’un el ayak ve diz kapaklarının parçalanmadığı patlama esnasında dizleri yerde çökük vaziyette durduğu, patlamanını etkisiyle vücudunun ön tarafının parçalandığı tespit edilmiştir. Patlama neticesinde vücudunun ön tarafının parçalanmış olmasına rağmen her iki dirseğinde ve ön kollarının iç kısımlarında parçalanmaların olması ile özellikle her iki bileğinin iç kısımlarında patlamanın ilk anında meydana gelen flash alev yanıklarının bulunması sebebiyle patlamanın Ceylan Önkol’un elindeki tahra ile 40 mm’lik bomba atar mühimmatına vurması neticesinde meydana gelmiştir.”
Raporda, olay yerinde sık tabir edilecek kadar meşe ağacı bulunduğu, bu ağaçların yaprak ve gövdeleri incelendiği ve sadece numaralandırılan iki ağaçta patlamanın ısı ve parça tesiri izlerine rastlandığı belirtilerek şöyle denildi:
“Çevredeki ağaçların tepe ve dallarında havan atışına benzer, aşırtma atış izine rastlanmamıştır. Şayet Ceylan Önkol’un vücuduna havan, roket veya top mühimmatı isabet etmiş olsaydı vücut bütünlüğü bozulacak şekilde parçalara ayrılmış olması gerekirdi. Ayrıca Ceylan Önkol’a yakın bir noktaya havan, roket veya top mühimmatı düşmüş olsa daha derin bir patlama çukuru oluşması, etraftaki diğer ağarlarda da ısı ve parça etkisiyle zarar meydana gelmesi gerekirdi. Tüm bu hususlar dikkate alınarak yapılan genel değerlendirme neticesinde, Ceylan Önkol’un menşei ve modeli tespit edilemeyen daha önce araziye atılmış ancak patlamadan kalmış 40 mm’lik bomba atar mühimmatına elindeki tahra ile vurararak patlatması neticesinde hayatını kaybettiği kanaatine varılmıştır.”
Aile, tahra ile patlamaya inanmıyor
Ceylan Önkol’un Yayla Köyü muhtarı olan amcası Abdusamet Gencioğlu bilirkişi raporu göre patlamaya neden olan tahrayı göstererek, “Bu tahranın tutuş biçimi bellidir. Ceylan bununla mühimmata vurmuş olamaz” dedi.
Ceylan'ın atışla vurulduğunu ileri süren Gencioğlu, “Bize göre atışta ilk darbeyi tahra aldı. Eğer tahra ile mühimmat patlatılsaydı Ceylan’ın el ayak ve yüzünün parçalanması gerekirdi. Ceylan, çocukları arazide buldukları yabancı cisimler konusunda uyaran bir kızdı. Niye bulduğu mühimatı patlatsın? Biz bilirkişi raporundaki bu teze inanmıyoruz. Faili kim olarsa olsun ortaya çıkarılmasını ve adalete hesap vermesini istiyoruz” dedi.
Tahrayı soruştuma için istemezlerse gömeceğim
Ceylan Önkol’un ağabeyi Fırat Önkol, bilirkişi raporuna göre patlamaya neden olan ancak soruşturma dosyasına dahi konulmaya gerek duyulmayan tahrayı istememeleri halinde gömeceğini söyledi.
Fırat Önkol, “Kimse bizden bunu istemedi. Ancak, avukatlarımızda eğer bunu istemez ise tahrayı bu olayın kötü bir hatırası olarak götürüp gömeceğiz. Eğer patlamaya neden olan tahra ise neden halen alınıp incelemeye götürülmediğine anlam veremiyoruz” diye konuştu.