Başkentte, doğalgaz faciasında yaşamını yitiren 7 üniversite öğrencinin aileleri perişan durumda.
Başkent Doğalgaz: Her dairenin kapısını çalamazdık
Yılbaşı partisi verdiği aynı üniversiteden 6 arkadaşıyla evde kombiden sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek yaşamını yitiren Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özgür Turan Attila'nın ideali savcı olmaktı. Özgür Turan Atilla'nın yakılarına bu idealini anlatırken, “Savcı değil, Cumhuriyetin savcısı olmak istiyorum” dediği ortaya çıktı.
Uluslararası İlişkiler Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi 18 yaşındaki Ceren Okkalı'nın cenazesi, Ankara'nın Yenimahalle İlçesi'nde gözyaşları arasında toprağa verildi. 1 Ocak 1991 doğumlu olan Ceren, arkadaşlarıyla hem yeni yılı hem de doğum gününü kutluyordu.
Ailenin tek çocuğuydu
18 yaşındaki tek çocukları, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi birinci sınıf öğrencisi Özgür Turan Attila'yı, Ankara'da kiraladıkları dairede, yeni yıl partisi verdiği altı arkadaşıyla birlikte doğalgaz kombisinden sızan karbonmonoksit gazından zehirlenmeleri sonucu kaybeden, gazeteci Murat Attila ve eşi Okşan Attila yıkıldı.
İzmir'in Hatay Semtinde bir yakınlarının evinde aile dostları tarafından teselli edilmeye çalışılan Attila çifti, taziyede bulunan meslektaşı basın mensuplarının görüşme taleplerini acıları nedeniyle geri çevirdi. Attila çiftinin, başlarına gelen bu olaya hala inanamadıkları, gözyaşlarına hakim olamayıp yakınları tarafından teskin edilmeye çalışıldıkları gözlendi.
‘Hepsi gencecik fidandı’
Cenazesini toprağa vermeyi beklediği oğlunun ardından “Canım yavrum” diye haykırarak üzüntüye boğulan anne Okşan Attila, olayın meydana geldiği evde birlikte yaşadıklarını, kendisinin yılbaşı için İzmir'deki eşinin yanına geldiğini söyledi.
Faciada can veren gençlerin tümünün çok iyi arkadaş olduğunu belirten acılı anne Okşan Attila, birlikte kaldıkları sürece gaz sızıntısı gibi bir durumun hiç yaşanmadığı söyledi. Okşan Attila, “Özgür, çok iyi bir çocuk, çok iyi bir evlattı. Hepsi gencecik birer fidandı. Ah, keşke onların bulunduğu evin kapısını çalıp, açtırsalardı” diye konuştu.
'Gönüllerimiz rahattı…'
Baba gazeteci Murat Attila ise, “Tüm aileler, dışarıda değil de evde yeni yılı kutladıkları için çok huzurluydu. Başlarına birşey gelmeyeceği için gönülleri rahattı. Dışarıda olsalardı, her an başlarına bir şey gelebilirdi. Ancak, genç yaşlarında ecel onları bu şekilde buldu. Hiç adil değil. Sözün bittiği yerdeyiz. Oğlumuzu toprağa verdikten sonra ihmali veya sorumluluğu bulunanlar olup olmadığına bakacağız. Adalet önünde hakkımızı arayacağız” dedi.
'Cumhuriyetin savcısı olacaktı...'
İzmir Kız Lisesi'nde okurken, Ankara'daki Milli Piyango Lisesi'ne geçiş yapan Özgür Turan Attila'nın, Hukuk Fakültesi'ne girdikten sonra yakınlarına “Üniversiteyi bitirdikten sonra savcı olacağım. Savcı değil, Cumhuriyet'in savcısı olmak istiyorum” dediği de ortaya çıktı. Koyu bir Göztepe taraftarı olan ve Harmandalı oyunundaki başarısıyla tanınan Özgür Turan Attila'nın, evde birlikte öldüğü Oğuzhan Tozburun'la, aynı liseyi okudukları, oradan itibaren arkadaş oldukları öğrenildi. 1999 yılında sünnet davetiyesinde Efe kıyafetiyle çektirdiği fotoğrafta anılarda kaldı.
Gece 00.30’da aramış
Özgür Turan Attila'nın, olayın meydana geldiği yılbaşı gecesinde ise, saat 00.30'da, İzmir'deki anne ve babasını telefonla arayıp, “Yeni yılınızı kutluyorum. Hepinizi çok seviyorum” dediği öğrenildi. Eve taziyeye gelen Attila'nın kuzeni Cüneyt Ön, “Kendisi İzmir aşığıydı, fanatik Göztepe taraftarıydı. Her fırsatta buraya gelirdi. Yılbaşı gecesi hepimizi arayıp kutlamada bulundu. Herhangi bir anormallik yoktu. Daha sonra bu acı olayı duyduk” diye üzüntüsünü dile getirdi.
Cenazeleri karıştırdılar
Otopsilerin ve diğer işlemlerin tamamlanmasından sonra Büşra Bek, Elif Koyuncuoğlu ve Erol Can Özdokumacı'nın yakınları cenazeleri gözyaşları içinde aldılar. Teslim sırasında, öğrencilerden Tarık Şükrü Yılmaz ile Erol Can Özdokumacı'nın cenazelerinin dünkü cenaze tesliminde karıştığı anlaşıldı. Yılmaz yerine teslim edilen Özdokumacı'nın cenazesi Adli Tıp Kurumu'na geri getirildi. Cenazeler daha sonra ailelerine yeniden teslim edildi.
Turan için stadyumda tören yapılacak
Ankara'dan getirilen cenazesi İzmir Mezarlıklar Müdürlüğü'ne konulan Özgür Turan Attila'nın yarın saat 10.00'da, Göztepe Gürsel Aksel Stadyumu'nda yapılacak tören ve Alsancak Hocazade Camisi'nde öğlen kılanacak namazın ardından Güzelbahçe Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Stadyumdaki törene İzmirspor başta olmak üzere kentin diğer takımlarının taraftarlarının da katılacağı kaydedildi.
Sitede anma
Bu arada, Attila için, ayrıca taraftarı olduğu Göztepe Futbol Kulübü'nün, ‘göztepelist’ adlı sitesinde, ‘Acı Günümüz’ başlığıyla anma ve yakınlarına başsağlığı mesajı yayınlandı. Attila'nın, sitede, Göztepe - Ispartaspor maçı sonrası foruma yazdığı, “Babam, Alsancak'ta oturuyor, bana MSN'den yazdığı aynen şöyle. Sizinkiler Alsancak'ı yıkıyorlar. Sesleri buraya kadar geliyor” diye sevincini yazdığı belirtildi.
Hem doğumgünü hemde yılbaşı kutlaması
1991 yılında yılbaşı gecesi arkadaşlarıyla hem doğum gününü, hem de yılbaşını kutlamak için Özgür Turan Attila'nın evine gittiği öğrenilen Ceren Okkalı'nın bu sabah ailesi tarafından hastane morgundan alınan cenazesi, Demetevler 10'uncu Sokak'taki baba evine getirildi. Bağ- Kur emeklisi olan baba Mehmet ve ev hanımı anne Canan Okkalı'nın 4'ü kız 1'i erkek 5 çocuğundan en küçüğü olan Ceren'in cenaze aracı içinde tabutunun evinin önüne gelmesi, ailesi ve yakınlarını gözyaşlarına boğdu. Ceren'in ablası 20 yaşındaki Cansu Okkalı, cenaze aracına sarılarak, “Ablanı bırakıp nere gidiyorsun?. Seni böyle mi uğurlayacaktık? Ne olur bizi bırakıp gitme” diyerek ağıtlar yaktı.
‘Melek yüzlüm şaka yaptım de’
Ceren'in cenazesi gözyaşları arasında babasının memleketi olan Yenimahalle İlçesi'ne bağlı Yuva Köyü'ndeki Sosyal, Kültürel, Kalkındırma ve Yardımlaşma Derneği önüne getirildi. Burada Ceren'in cenaze aracından çıkartılan tabutu açıldı. Bu sırada anne Canan, ablaları Handan, Hacer ve Cansu, açılan tabutta yatan Ceren’in son kez yüzüne bakıp, göz yaşı döktüler. Anne Canan, tabutun arkasından el sallayıp, “Melek yüzlüm, bizi böyle bırakıp nere gidiyorsun? Melek yüzlüm ‘Şaka yaptım’ de. Güle güle yavrum” demesi yürekleri dağladı.
Tabutunun başına konulan duvakla birlikte Ceren'in cenazesi daha sonra köy camisine götürüldü. Ceren'in naaşı, köy halkının geleneği gereği odasında serili olan halı veya kilimden biri olan halıya sarılarak musalla taşına konuldu. Burada Cuma namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Ceren'in cenazesi, köy memazarlığında toprağa verildi. Ceren'in tabutuna sarılan halı ise daha sonra hayrına camiye bırakıldı.
Ceren'in, Okkalı çiftinin tek okuyan çocuğu olduğu ve başarılı bir öğrenci olduğu belirtildi. Baba Mehmet Okkalı, Ceren'in okuması için kendisine yalvardığını ifade ederek, “Baba, ne olur beni okut. Benim payıma düşen mallar varsa, onları kardeşlerime dağıt, ama beni okut. Sadece okumak, üniversite bitirip, çok başarılı olmak ve benimle gurur duymanızı istiyorum” dediğini belirtti.
Baba: ‘Gitme diye yalvardım’
Bağ- Kur emeklisi baba Mehmet Okkalı, olayın yaşandığı gece kızının yılbaşı kutlaması için arkadaşına içinde kötü hisler olduğu gerekçesiyle gitmesini hiç istemediğini belirtti. Mehmet Okkalı, “Kızım bana ‘Ne olur baba gideyim. Ben büyüdüm, artık üniversite öğrencisiyim, çocuk değilim. Ne yapacağımı biliyorum. Eğer istemiyorsan ablam da benimle gelsin’ dedi. Ardından annesini de ikna ederek evden çıktılar. Ancak daha sonra ‘Sen gelirsen ben rahat edemem’ diyerek ablasını bırakıp tek başına gitmiş. Ondan sonra böyle bir acıyla karşılaştık. Kızım niye kandırdın beni, niye gittin? Melek yüzlüm beni bırakıp nedeye gidiyorsun?” diyerek ağladı.
‘Doğumgünü için pasta aldık’
Baba Mehmet Okkalı, kızının doğum günü için yaşgünü pastası aldıklarını belirtirken, “Kızıma, ‘Doğumgününü gel evde beraber kutlayalım’ dedim. ‘İstersen arkadaşlarını da buraya çağır, annen hazırlık yapsın, hep birlikte burada kutlayalım’ dedim. Ancak beni dinlemedi. ‘Arkadaşlarıma söz verdim, onlarla birlikte kutlayacağım baba’ dedi. Keşke kesinlikle izin vermeseydim” diye konuştu.
Ceren'in ablası Cansu Okkalı şunları söyledi: “Gece saat 23.00 sıralarında beni aradı. ‘Abla seni çok seviyorum’ dedi. Kardeşim, doğum günü pastanı kesecektik, doğum gününü birlikte kutlayacaktık. Doğum gününü böyle mi kutlayacaktık?”
Acı haberi hastanede aldı
Ankara’daki doğal gaz faciasında ölen 7 üniversiteli gençten Erol Can Özdokumacı’nın cenazesinin kara yoluyla Manisa’ya gönderildi. Acı haberi eşinin tedavi gördüğü hastanede alan ve fenalık geçiren anne Zeliha Özdokumacı’ya ilk müdahale hastane personeli tarafından yapıldı. Baba Ahmet Özdokumacı’nın müdür olarak görev yaptığı Manisa’nın ilk otellerinden Büyük Saruhan’ın sahipleri de acı haberi alır almaz, ailenin yakınlarıyla Ankara’ya gitti. Erol Can Özdokumacı’nın öğlen saatlerinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan cenazesinin kara yoluyla Manisa’ya getirilmek üzere yola çıkarıldığı kaydedildi.
Gencin cenazesi, yarın Manisa’da Hatuniye Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından aile mezarlığında toprağa verilecek.
Öte yandan, felç nedeniyle Ankara’da tedavi gören ve oğlunun ölümünden haberi olmayan baba Ahmet Özdokumacı’nın uçakla İzmir’e gideceği, oradan da Manisa’ya götürüleceği öğrenildi.(DHA, AA)
Önlem hayat kurtarıyor
Başkentte 20 yılda 110 kişi doğalgazdan öldü