Afyonkarahisar’da meydana gelen patlamanın yaşandığı cephanelikte Almanya‘nın Türkiye’ye 1936 ve 1937 yıllarında hibe ettiği çok sayıda el bombası olduğu ortaya çıktı. 76 yıllık bu el bombalarının, günümüzdeki el bombalarından en önemli farkı ise fünyesi ile ana gövdesinin tek parça halinde olması. Bu nedenle bunların günümüzdeki el bombaları gibi fünyesi ve ana gövdesi ayrı olarak tasnif edilmediği, tek parça depolanarak Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine işlendiği bildirildi. Patlamada şehit olan askerlerin acemilik görevini yeni tamamlayan 15-20 günlük kısa dönem asker oldukları iddia edildi.
Afyonkarahisar’da kent merkezine 5 kilometre uzaklıktaki Kocatepe sırtlarında bulunan Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na bağlı 500’üncü İstihkam Ana Depo Komutanlığı Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’ndaki mühimmat deposunda el bombalarının tasnifi ve sayımı sırasında önceki gece patlama meydana geldi. 2’si astsubay, 2’si uzman, 21’i er ve erbaş 25 asker şehit oldu, 6’sı asker 15 kişi de yaralandı. İlk belirlemelere göre, patlama kaza sonucu oldu.
Tasnifin 4. günüydü
Türkiye’yi sarsan patlama, Afyonkarahisar’da saat 21.15 sıralarında meydana geldi. Kocatepe sırtlarında bulunan 3 bin 500 nüfuslu Ataköy Mahallesi’ndeki kışladaki iglo tipi (üstü toprakla örtülü) mühimmat depolarında er, erbaş ve astsubaylar 4 gündür mühimmat tasnifi yapıyordu. Türkiye’nin mühimmat depolarından biri olan ve 35 iglo deponun bulunduğu cephanelikte sayımın son gecesi olan önceki gece 2 No’lu depoda tasnif ve sayım yapılırken bir el bombasının patladığı iddia edildi. Bu patlamayla birlikte binlerce el bombası ve mühimmatın bulunduğu depo infilak etti.
Müdahale edilemedi
Büyük Taarruz’un gerçekleştiği Kocatepe’ye 20 kilometre mesafedeki kışlanın cephaneliğindeki patlamayla birlikte alevler yükselirken, olay yerine çok sayıda ambulans ve itfaiye ekibi sevk edildi. Patlamanın meydana geldiği askeri alana giriş çıkışlar durduruldu. Saat 21.15’teki ilk patlamadan 15 dakika sonra ikinci bir patlama meydana geldi. Cephanelikte art arda gerçekleşen patlamalar nedeniyle yangına müdahale edilemedi. Bölgede geniş güvenlik önlemleri alınırken, el bombalarının patlamaya devam etmesi üzerine bölgeye sadece ambulansların girişine izin verildi. Patlama ve hemen ardından başlayan yangından sonra kışla yakınındaki 1500 nüfuslu Kışlacık Köyü boşaltıldı ve bölgedeki enerji nakil hatları kesildi. Vatandaşların, kontrollü patlamalar tamamlanıncaya kadar evlerine dönmelerine izin verilmedi. Saat 24.00 sıralarında patlamanın olduğu depoya bomba imha ekipleri müdahale etti.
4 saat 45 dakika sürdü
Yangın 4 saat 45 dakika sonra 02.00 sıralarında tamamen kontrol altına alındı. Saat 02.00 sıralarında ilk iki patlamaya göre daha küçük çaplı bir patlama daha meydana geldi.
Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, patlamanın yaşandığı, askeri alan dışında kalan bölgeye saçılmış mühimmatın bulunabileceğine dikkati çekerek, “Bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan, buldukları yabancı cisimlere can güvenliği açısından kesinlikle dokunmamalarını, hemen 155’e haber vermelerini istiyoruz” dedi. Saat 23.00 sıralarında Başbakan Tayyip Erdoğan, patlamayla ilgili Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu’ndan bilgi aldı.
El bombaları toplanıyor
Sabah gün doğmasıyla birlikte facianın boyutları ortaya çıktı. Patlamanın tesislerde önemli hasara yol açtığı, cephaneliğin kullanılamaz hale geldiği, cephaneliğe askerleri getiren askeri kamyonunda da parçalandığı görüldü. Kilometrelerce uzaklara yayılan patlamamış el bombaları, roketatar ve top mermileri ile fünye ve diğer mühimmatın yeni facialara yol açmaması için bölgede güvenlik önlemi alındı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın JAK timi, bomba dedektörü köpekler de kışlaya getirildi. Uzman ekipleri araziye dağılmış el bombalarını toplamaya başladı. Şehit cenazeleri ve yakınlarından alınan DNA örnekleri, kesin kimlik tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Sıfır hatayla kimlik tespiti
Patlamada şehit olan 25 askerin ceset parçaları otopsi yapılmak üzere Ankara’ya gönderildi. Şehitlerin otopsi işlemini savcı gözetiminde, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki Felaket Kurbanlarını Kimliklendirme (DVI - Disaster Victim Identification) biriminde görev yapan uzman ekip yapacak. DVI uzmanlarından bir ekip ayrıca dün Afyonkarahisarı’na gönderildi ve araziden toplanan ceset parçaları üzerinde çalışmalara başladı. Söz konusu ekip Marmara Depremi’nden sonra oluşturulmuştu. DVI ekibi deprem, sel ve terör gibi toplu ölümlerde kimliği belirsiz cesetlerden parça ya da diş dolgusu gibi izlerden kimlik tespiti yapıyor. Şehit yakınlarından alınan DNA örneklerinin Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesiyle kimlikleri belirlenen cenazeler ailelere teslim edilecek. DVI ekibi neredeyse sıfır hatayla çalışmasıyla ünlü. Ekip, ulusal ve uluslararası alanda görev aldığı tüm felaketlerde yüzde 100 kimlik tespiti yaparak dünyada saygın bir yer edinmiş durumda. Bu başarı ABD Federal Soruşturma Bürosu’nun da (FBI) Emniyet Genel Müdürlüğü’nden DVI kursu istemesiyle kanıtlanmış bulunuyor.
Kışlaya adını veren şehit
Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olduğu kışlaya ismini veren Şehit Jandarma Uzman Çavuş Mete Saraç, 15 Eylül 1993 tarihinde şehit düştü. Bir grup PKK militanı, Van’ın Çatak ilçesine bağlı Konalga Köyü Jandarma Karakolu’nu koruyan askeri timlere ateş açtı. Roketatar ve uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıda 1 astsubay, 1 uzman çavuş ve 9 er şehit oldu. Şehit edilen 11 askerden Jandarma Uzman Çavuş 22 yaşındaki Mete Saraç, Afyonkarahisar Hava Şehitliği’nde defnedildi. Aynı saldırıda Saraç ile birlikte Astsubay Ali Uğur, Onbaşı Yıfanaz Gökçen, Onbaşı Ali Çakır, Erler; Muammer Karacaer, Satılmış Taşdelen, Selahattin Tokat, Murat Ozcelebi, Cuma Yıldız, Zekai Çamur ve Ramazan Çakır şehit oldu.
Şehit askerlerin 11’i üniversite mezunu
Afyonkarahisar’da yaşanan patlamadaki şehitlerden 11’i kısa dönem er askerlik görevini yapıyordu.
Aralarından ABD’deki Teksas Üniversitesi’nde yapandan makine mühedisine, bilgisayar öğretmeninden iç mimara kadar değişik branşlarda eğitim almış isimler vardı.
- Çavuş Emrah Aral (Manisa): 25 yaşındaki matematik öğretmeni Ural, askere gitmeden önce Gölmarmara’da vekil öğretmenlik yaptı.
- Er Emre Yıldırım (Nevşehir): Sakarya Üniversitesi mezunu olan Yıldırım 25 günlük askerdi.
- Piyade Onbaşı Hüseyin Gökhan Eriç (Isparta): 24 yaşında şehit olan Eriç de Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olmuştu.
- Er Tolga Taştan (Tokat): Anadolu Üniversitesi Maliye Bölümü mezunuydu.
- Er Ahmet Tosun (Adana): Bilgisayar öğretmeni olan Tosun 25 yaşındaydı.
- Er Macit Coşkun (Zonguldak): Maden mühedsini olan Coşkun da 26 yaşındaydı.
- Er Emrah Kartal (Zonguldak): Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olduktan sonra, Teksas Üniversitesi’nde uzmanlık eğitimi alan Kartal da 26 yaşındaydı.
- Er Onur Fikret Dülger (Trabzon): 25 yaşında şehit olan Dülger, Kıbrıs’ta bir üniversitenin iç mimarlık bölümünü bitirdi.
- Onbaşı Burak Ümit Gedik (Erzincan): İTÜ Makine Mühendisliği mezunu Gedik 27 yaşındaydı. Onbaşı Hayri Kaya (Gaziantep): Bir ilköğretim okulunda sınıf öğretmenliği yapan 25 yaşındaki Kaya da kısa dönemdi.
- Er Mehmet Emre Özer (Gaziantep): Özer, Abant İzet Baysal Üniversitesi İşletme mezunuydu.
Namazı bırakıp camiden fırladık
Afyonkarahisar’da cephanelikteki patlamanın izleri merkeze bağlı Ataköy Mahallesi’nde deprem etkisi yarattı. Bazı evlerin camları kırıldı. Araçlar hasar gördü. Vatandaşlar dehşeti şöyle anlattı:
- Salim Öz: Allah günah yazmasın, biz gürültünün kopmasıyla namazı falan bırakıp dışarı fırladık. Caminin camları çerçeveleri döküldü.
- Mehmet Türk: Sarsıntıyla birlikte öyle bir ateş yukarı çıktı ki aynı mantar gibi göğe yükseldi.
- Mustafa Gök: Dartlar mevkiindeki tarlamda bir çukur oluşmuş. Yağmur yağar gibi şarapnel parçası geldi.
- İsmail Sarı: Sanki dünyanın sonu geldi sandık. O sesi tarif etmek imkansız.
76 yıllık Alman bombaları mı?
Türkiye’yi yasa boğan Afyonkarahisar’daki cephanelikte meydana gelen ve 25 askerin şehit olduğu patlamayla ilgili soruşturma devam ederken, yetkililer ilginç bir bilgiye ulaştı. Askeri mühimmatın tasnif edildiği cephanelikte Almanya‘nın Türkiye’ye 1936 ve 1937 yıllarında hibe ettiği çok sayıda el bombası olduğu anlaşıldı.
Fünye ve gövde tek parça
76 yıllık bu el bombalarının, günümüzdeki el bombalarından en önemli farkı ise fünyesi ile ana gövdesinin tek parça halinde olması. Bu nedenle bunların günümüzdeki el bombaları gibi fünyesi ve ana gövdesi ayrı olarak tasnif edilmediği, tek parça depolanarak Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine işlendiği bildirildi. Aradan geçen uzun süre nedeniyle bu bombaların deformasyona da uğramış olabileceğini hesap eden yetkililer, küçük çaplı bir çarpma veya düşme halinde bombaların patlama ihtimali üzerinde de duruyorlar. Alman yapımı el bombalarının bir kısmının Birinci Dünya Savaşı sırasında üretilmiş olabileceği de belirtildi.
'Bombalar Amerikan değil, Alman yapımı'
Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olmasına yol açan patlamada el bombalarının Amerikan değil, Alman yapımı olduğu bildirildi.
Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olmasına yol açan patlamayla ilgili soruşturma devam ederken, olayın meydana gelişiyle ilgili birçok çarpıcı iddia ortaya atıldı.
Askeri kaynaklar, patlamayla ilgili basında çıkan tüm iddiaları, NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç’a değerlendirdi.
Patlamada sabotaj ihtimalinin de değerlendirildiğini ifade eden askeri yetkililer “Patlama, yüzde 99 olasılıkla kaza sonucu meydana geldi” diye konuştular.
Patlamada kullanılan el bombalarının Amerikan yapımı olduğu iddiasını yalanlayan yetkililer, bombaların Alman yapımı olduğunu açıkladı.
Yetkililer, eski tip Alman yapımı bombaların yere düştüğünde patlama özelliğine sahip olduğuna dikkat çekti.
Başlatılan soruşturmanın 1 hafta gibi kısa bir sürede sonuçlandırılacağını dile getiren yetkililer, ihmalleri olduğunun tespit edilmesi durumunda cephanelikten sorumlu albayın da aralarında bulunduğu bazı askerlerin görevden alınabileceğini ifade ettiler.
Tasnif yapan askerlerin acemi olduğuna yönelik iddialara da yanıt veren yetkililer, “İşlemi yapan askerlerin kıdemleri ya da yeni olmaları fark etmez. El bombaları, sadece sandıklardan alınıp içeriye yerleştiriliyordu” diye konuştular.
El farkıyla yapıldı
Askeri yetkililer, nakliyat sırasında otomobil farı ve el feneri kullanıldığı iddiasını da doğruladı.
Elektrikle yapılan sevkiyatlarda kıvılcım tehlikesi bulunması nedeniyle tasnif işlemlerinin bu şekilde yapıldığı vurgulandı.
Susurluk’tan gelen kamyonların akşam saatlerinde bölgeye ulaştığını belirten yetkililer, “Kamyonlar akşam saatlerinde geldiği için o saatte depoya taşındı. El bombaları kamyonların içinde bekletilmez” dediler.
Mühimmit kamyonu yeni gelmiş, açıkta beklemesin diye gece içeri taşınmış
Cephanelikteki patlamayla ilgili, “Askerlerin gecenin o saatinde orada ne işi vardı?” sorusunun yanıtı ortaya çıktı. Ankara kulislerine sızan bilgilere göre, gece o saatlerde askeri birliğe kamyonların getirdiği mühimmatın tüm gece açıkta kalmaması için nakil işlemi gerçekleştirildi. Güvenilir kaynaklar, yakın bölgelerdeki Susurluk dahil bazı birliklerden bir süreden beri bu depoya mühimmat getirildiğini belirterek şu bilgiyi verdi:
“O gece de kamyonlarla yeni mühimmat getirilmişti. ‘Kamyonda kasada açıkta gece beklemesin’ denilerek kapalı depoya transferi yapılsın diye düşünülmüş.” Askerlerin birbirleriyle şakalaşmasından hatalı mühimmata kadar her türlü ihtimal araştırılıyor. Ancak bir terör ya da sabotaj ihtimali üzerinde durulmuyor. Patlamanın oluş şekli itibariyle kaza ihtimalinin ağırlıklı olduğunu söylemek mümkün. Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’ndan çok geniş bir ekip olayın hemen ardından Afyonkarahisar’a hareket etti.
İçtimada belli oldu
Patlamada şehit düşen askerlerin adları kışlada yapılan yoklamayla tespit edildi. Şehit askerler şunlar: Astsubay Kıdemli Başçavuş Bedri Naim, Astsubay Kıdemli Çavuş Murat Döger, uzman çavuşlar Hüseyin Apaydın ve Cüneyt Akkuş, erbaş ve erler Ayhan Kutsu, Kadri Aydın, Fatih Şalgam, Bayram Uluer, Burak Kaplan, Emrah Aral, Emrah Kartal, Hayri Kaya, Emre Yıldırım, Emrah Sandalcı, Mehmet Emre Özer, Hüseyin Gökhan Eriç, Tolga Tostan, Ahmet Tosun, Burak Umut Gedik, Onur Fikret Gülger, Macit Coşkun, Barış Öztürk, Mehmet Emin Çoğun, Abdullah Tokgöz ve Fatih Ergeç.
Haber böyle verildi
Kışla önünde oğullarından bir umut bekleyen ailelere acı haber üst düzey subaylar tarafından verildi.
3 ay sonra baba olacaktı
Şehit bilgisayar öğretmeni Ahmet Tosun’un 1.5 ay önce kısa dönem olarak askere gittiği, eşinin hamile olduğu, 3 ay sonra baba olmaya hazırlandığı öğrenildi. Patlama haberini televizyonda izledikten sonra baba Celil Tosun, Afyonkarahisar’a giderken, şehidin 6 aylık hamile eşi Seda, annesi Raziye, ağabeyi polis memuru Hasan ve diğer aile fertleri gözyaşlarına boğuldu.
Kayseri’nin Develi İlçesi’nde bir lisede bilgisayar öğretmeni olarak görev yapan Ahmet Tosun’un, bir yıl önce evlendiği, eşi Seda Tosun’un da 6 aylık hamile olduğu belirtildi.
Şehidin yakınları, “Ahmet terhisine yakın günlerde bebeğini kucağına almayı hayal ediyordu. Baba olmanın heyecanını yaşıyordu. Şimdi çocuğu babasız büyüyecek” diye gözyaşı döktü.
Atamasını bekliyordu
Şehit 25 askerden biri olan Emrah Aral’ın matematik öğretmeni olduğu ve KPSS’den aldığı 85 puanın ardından atama beklediği ortaya çıktı. 1 aylık asker olduğu belirtilen Emrah Aral’ın amcası Hasan Aral, yeğeninin Ramazan Bayramı’ndan 10 gün önce vatani görevine başladığını, ilk görev yeri olan Samsun’dan sonra Afyonkarahisar’a gittiğini söyledi. Emrah Aral’ın askere gitmeden önce vekil öğretmenlik yaptığını kaydeden amca Aral, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Askerliğini bitirip, görevine başlamayı hayal ediyordu. Bundan dolayı dağıtım iznini bile kullanmadı. Afyonkarahisar’a geleli 3 gün olmuş, 3 günlük askerin cephanelikte işi ne? Biz bunu anlayamıyoruz.”
Aydınlatılacak
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, patlamanın ardından yaptığı açıklamada "Bölücü hainler tarafından Gaziantep, Şemdinli ve Beytüşşebap’ta düzenlenen saldırılar sonucunda verdiğimiz şehitlerin ardından gelen bu acı haber, acımızı daha da katlamıştır. Bu tür keder verici olayların nedeninin en kısa zamanda aydınlatılacağını düşünüyor, tekrar etmemesi için her türlü tedbirin alınacağına inanıyorum. Vatanın birliğinin bekçisi olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum" dedi.
Terör değil el bombası yere düşmüş
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, dün sabah yaptığı açıklamada, cephanelikte patlamanın terör saldırısı olmadığını vurguladı, şunları söyledi: “Dışarıdan müdahale söz konusu değil. Kesinlikle terör saldırısı değil. Kontrollü bir alan. Sabotaj söz konusu değil. Savcılık ve askeri yetkililer soruşturma başlattı. Bir sayım, tasnif yapılırken içeride bir el bombasının kaza neticesi patlaması sonucunda maalesef patlama meydana geldi.
Pakistan’da Hindistan’da da oldu
Arkasından yangın çıktı. Şehitlerimiz patlamanın olduğu kısımda. Ruhları şad olsun. Milletimizin başı sağolsun. Patlamanın sebebi araştırılıyor. Uzmanlar geldi. Kaza neticesi muhtemelen. Bir el bombasının yere düşmesi neticesi patlama meydana geldi. Burası bir cephanelik, zaman zaman olabiliyor böyle kazalar. Pakistan’da, Hindistan’da da oldu. Acı bir hadise, bir kaza neticesinde olan bir husus.” Eroğlu, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nde tedavi gören yaralıları da ziyaret etti. Patlamayla ilgili askerlerden bilgi alan Eroğlu, “Yaralı askerlerden biri yatsı namazını kılmak için dışarı çıkmış. Bu sırada patlama olmuş ve yaralanmış. Bir kısmı nöbetçiymiş. Patlamayla birlikte nöbetçi kulesinden düşen bir askerin ayağı kırılmış. Ama yaralılarımızın durumu iyi” diye konuştu.
CHP’den ailelere destek
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’in de aralarında bulunduğu CHP heyeti, Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’nı ziyaret etti. Ziyaret öncesi kışlanın kapısının önünde bekleyen acılı ailelerin yanına giden heyet adına konuşan Koç, “Bütün milletimizin başı sağ olsun. Elim bir olay var. Bu konuda askeri yargı da, idari yargı da gerekli soruşturmayı başlattı” dedi.