Geçtiğimiz günlerde Fazıl Say, Bülent Ortaçgil, Mazhar Alanson'un gazetelere yaptığı açıklamaların ardından başlayan 'yeni Türkiye' tartışmasına oyuncu Ahmet Yenilmez Güneş gazetesindeki köşesinden dahil oldu. Hürriyet'ten Cengiz Semercioğlu Yenilmez'in yanıtını köşesine taşıyarak "Muhafazakar sanatçılardan beklediğim yanıt bu değildi" dedi. Semercioğlu Yenilmez'e "Ama biz nasıl sizin oyunculuğunuza burun kıvırmıyorsak, sanatçılığınızı parantez içinde ünlemlerle yazmıyorsak, sizin de Fazıl Say’ın piyanistliğine, Bülent Abi’nin sanatına, “Beyaz Türklerin mahalle basını” diyerek bizim gazeteciliğimize burun kıvırma hakkınız yok..." diye cevap verdi.
Yazarın "Toplumsal uzlaşmadan anladığın bu mu" başlığıyla (03 Ağustos 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
“Muhafazakar sanatçılar bu çağrıya cevap vermeli” diye yazdığım önceki gün, Twitter’da oyuncu Ahmet Yenilmez’den gelen, “Çağrınızı duyduk yarın Güneş gazetesindeki köşemde yanıt veriyorum” mesajını görünce ne yalan söyleyeyim çok umutlandım...
Dün sabah da ilk elime aldığım gazete Güneş oldu...
Acaba Fazıl Say’ın, Bülent Ortaçgil’in, Mazhar Alanson’un söylediklerine bir sanatçı olarak Ahmet Yenilmez nasıl bir katkı sunacaktı...
Toplumsal uzlaşma adına muhafazakar sanatçıların cephesinden nasıl bir adım gelecekti?
Aralanan kapı, sonuna kadar açılacak mıydı?
O da ne...
Heyecanla başladığım yazının daha ikinci cümlesinde, büyük bir hayal kırıklığı yaşamaya başladım...
Ne bizim Beyaz Türklerin gazetesi Hürriyet yazarları olarak bu sanatçılara kol kanat gerişimiz kalmış...
Ne Bülent Ortaçgil’in şehit anne Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeğinin ardından tek bir paylaşım yapmaması...
Gezi Parkı’ndan girmiş, milletin moral değerlerini aşağılayan sanatçılar diye çıkmış...
“Her ne kadar Sayın Semercioğlu ve söz konusu sanatçılar tarafından sanatçı olarak görülmesem de” diye bizim adımıza kendi hakkında da karar vermiş...
Estağfurullah Yenilmez kardeşim, kendi adıma ne haddimize sizi sanatçı olarak görmemek...
Ankara’da açtığınız sanat merkezini de bilirim, Ekmek Teknesi’ndeki, Acı Hayat’taki, Kurtlar Vadisi’ndeki rollerinizi de...
Ama biz nasıl sizin oyunculuğunuza burun kıvırmıyorsak, sanatçılığınızı parantez içinde ünlemlerle yazmıyorsak, sizin de Fazıl Say’ın piyanistliğine, Bülent Abi’nin sanatına, “Beyaz Türklerin mahalle basını” diyerek bizim gazeteciliğimize burun kıvırma hakkınız yok...
Birbirimizi suçlayarak değil, fikirlerimize katılmasak da birbirimizi anlamaya çalışarak yol alabiliriz ancak...
Siz geçmiş defterleri karıştırmak, şunu yapmadılar, bunu yapmadılar diye suçlamaktan başka tek bir pozitif cümle kurmuyorsunuz hâlâ...
“Gelin sözlerine kulak verelim” demeye bile diliniz varmıyor...
Onların kendi mahallerinden çekindiklerinden çok daha fazla siz kendi mahallenizden korkuyorsunuz...
Muhafazakar sanatçılardan beklediğim yanıt bu değildi...
Ama ben hâlâ umutluyum, Ahmet Yenilmez olmadı ama bu sürece pozitif katkıda bulunacak sanatçılar çıkacaktır..."
Yazının devamı için tıklayın