Gündem

Cemil Çiçek’ten sistem tartışmalarına eleştiri: Görmeden koyun pazarlığı yapıyoruz

CHP, başkanlık sistemi tartışmaları nedeniyle Anayasa Komisyonu masasından kalkmıştı

25 Şubat 2016 19:31

Anayasa Komisyonu’nun 3. toplantısında CHP, önerilen başkanlık sistemi nedeniyle masadan kalktı. CHP’nin masadan kalkmasıyla yeniden gündeme gelen sistem tartışmalarına ilişkin açıklamada bulunan Anayasa Mutabakat Komisyonu’ndan Cemil Çiçek, “Görmeden koyun pazarlığı yapıyoruz” dedi. CHP’nin masaya dönmesiyle Anayasa Komisyonu’nda yol alınabileceğinden umutlu olan Çiçek, “İfade özgürlüğünün en sınırsız kullanıldığı yer uzlaşma komisyonudur. Böylesine bir platforma sırtını dönmek CHP için doğru olmadı. Öbür partilerin de parlamenter sistem ısrarı var ama masadan kalkmıyorlar” ifadesini kullandı.

Milliyet yazarı Serpil Çevikcan, Çiçek’in açıklamalarını “Çiçek: Gelin 130 maddeyi çıkaralım” başlığıyla bugünkü köşesine (25.02.2016) taşıdı. Çiçek’in Anayasa Komisyonu’na ve sistem tartışmalarına ilişkin açıklamaları şöyle:

Hemen her seçim öncesinde Türkiye’nin yeni anayasa ihtiyacını vurgulayan partilerin 1 Kasım sonrası mesaileri kısa sürdü.

Önceki dönem Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda yaklaşık 25 ay çalışma yürüten, 60 madde üzerinde uzlaşan parlamentodaki dört parti, adı Anayasa Mutabakat Komisyonu olarak değişen komisyonun daha 3. toplantısında, CHP’nin masadan kalkmasıyla apayrı uçlara doğru savruldular.

CHP, masanın sadece başkanlık sistemi için kurulduğunu, Ak Parti, CHP’nin dayatma şartlarla masadan kaçtığını savunuyor.

Ak Parti, CHP’nin dönmemesi durumunda MHP ve HDP ile yola devam edilebileceğini söylüyor, MHP ve HDP, masanın dağılmaması gerektiğini, ancak CHP’siz çalışmanın eksik kalacağını.

CHP ise parlamenter sistemin devamı, ilk dört maddeye dokunulmaması ve darbe dönemi yasaların ayıklanması şartlarıyla masaya döneceğini deklare ediyor.

Bir terör sarmalı içinde bulunan, içeride ve dışarıda bir yandan terörle mücadele edip, diğer yandan kentleri hedef alan saldırılarla boğuşan Türkiye, yeni ve sivil bir anayasaya kavuşabilecek mi?

Masa yeniden kurulabilir mi, gerçekten yeni bir anayasa çıkarılabilir mi?

Orta yerde duran bu soruların yanıtlarını, meseleye ciddi emek vermiş bir isimle, önceki dönem TBMM Başkanı sıfatıyla çalışmaları 25 ay süren Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na başkanlık eden, bu dönem de Ak Parti adına Anayasa Mutabakat Komisyonu’nda görev yapan Cemil Çiçek’le konuşma imkânı bulduk.

Çiçek, Adalet Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı, TBMM Başkanlığı yapmış, anayasa için ciddi mesai harcamış, devlet adamı kimliğini ön planda tutan deneyimli bir siyasetçi.

 

"Sistemi değil kişileri tartışıyoruz"

 

TRT’deki Haber Odası programında Vatan gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Çelik’le birlikte ağırladığımız Çiçek, anayasa tartışmalarını terör tartışmalarına benzetiyor.

50 yıldır terörün aynı başlıklarla tartışıldığını, her partinin “Ben gelirsem yarın biter” üslubuyla konuştuğunu, bunun terörden hiç anlamamak anlamına geldiğini ifade ediyor.

Anayasa tartışmalarında da 33 senenin heba edildiğini, 34. yıla girildiğini vurguluyor.

Çiçek, geçen 33 sene için, “Türkiye tartışmayı bilmiyor. Tartışıyor zannediyor; kavga ediyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin sistemleri değil kişileri tartıştığını, Turgut Özal’dan başlayarak, bu alışkanlığından vazgeçemediğini kaydetti.

1950’li yıllardaki sloganların, ithamların, hakaretlerin aynen tekrarlandığını, burada bile değişim, gelişim gözükmediğini vurguladı.

Ak Parti’yi de bu eleştirilerden muaf tutmuyor.

“Arabayı değil şoförü tartıştık” diye nitelendirdiği bu durumun Türkiye’yi “Bugünkü hal en kötü hal” dediği sistemle yaşamaya mecbur bıraktığının altını çizdi.

Bugünkü sistemin kötülüğünü anlatırken, “Her dönemde başbakan ile cumhurbaşkanı arasında bilinen bilinmeyen, anayasa fırlatmasından tutun bilmem neye varıncaya kadar. Hepsi geçimsiz insanlar değildi ama sistemin kendisi kavgaya teşne bir düzen” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında bu riskin olup olmadığı sorumuza, “Kim olursa olsun bu sistemin özünde kavga vardır. Bugünkü sistemde bazen işler iyi gidiyor gibi gözüküyorsa bu birilerinden birinin çok tahammüllü, çok sabırlı, çok anlayışlı, bir de idare etme yeteneği sebebiyledir” yanıtını verdi.

Özal’ın 1989’a kadar protokolde 7. sırada olmayı kabul etmiş olmasını örnek gösterdi.

Çiçek, çok umutlu gözükmese de CHP’nin masaya dönmesiyle yol alınabileceğini vurguluyor:

 

"Kılıçdaroğlu ziyaret etsin"

 

“Benim temennim şahsen CHP’nin tekrar kaldığı yerden masaya dönmesidir. İfade özgürlüğünün en sınırsız kullanıldığı yer uzlaşma komisyonudur. Böylesine bir platforma sırtını dönmek CHP için doğru olmadı. Türkiye’nin ne meselesi varsa anayasada ya kuraldır ya kısımdır. Sadece anayasa olmaz, darbe hukuku deniyor. Bunun önemli bir kısmında zaten anayasa var. Geri kalanı da zaten kabul ediyoruz. Darbe dönemine ait 688 yasa, 90 KHK var. 7-8 bin madde eder. Bunu Anayasa Uzlaşma Komisyonu gündemine getirirseniz bu işin içinden çıkamazsınız. Gelin ayrı bir komisyon kuralım. Sayın Kılıçdaroğlu, bir ziyaret yapsın, parti başkanlarına desin ki, ‘gelin bu ayıptan kurtulalım’. Kılıçdaroğlu, pergelin sabit ayağı gibi, hep başkası etrafında dönsün istiyor. İkincisi, gelin öbür konuları konuşalım, konuşmakta ne mahzur var? Öbür partilerin de parlamenter sistem ısrarı var ama masadan kalkmıyorlar.”

 

Güven artırıcı adım

 

Çiçek, komisyonun sistem tartışmalarına takılmaması durumunda, anayasanın sistemle ilgisiz üçte ikilik bölümünü yazabileceğini düşünüyor. Çiçek’in çağrısının içi de dolu:

“Kendileri diyor ki biz parlamenter sistemden yanayız. Peki nasıl bir sistem? Güçlendirilmiş, rasyonelleştirilmiş parlamenter sistem diyorlar. Peki elde metin var mı, yok. Biz de rasyonelleştirilmiş başkanlık desek olur mu? Bugünkü Anayasa 177 madde. Sizin parlamenter sistem dediğiniz hükümet şeklidir. Temel hak ve özgürlüklerin sistemle ilgisi yok. 63 madde var bu kısımda, bununla ilgili 43 maddede anlaşma var. Gelin 20 maddeyi de bitirelim. 4 sene başımızı yediler, dokunulmazlık diye. Bunun sistemle ilgisi yok ki. Bunu yazabiliriz. En az 120-130 maddenin başkanlıkla, parlamenter sistemle alakası yok. Bunları yazalım.”

Çiçek, bu maddeler yazılırken güven artırıcı gelişmelerin de olacağını, maddelerin yazımının da güven ortamı sağlayacağını vurguladı.

Bu aşamadan sonra herkesin önerdiği sistemi somut biçimde ortaya koyabileceğini düşünüyor.

Bugün yaşanan tartışmaları ise, “Görmeden koyun pazarlığı yapıyoruz” diye özetliyor.

CHP’nin katılmadığı bir masadan anayasa çıkmasının teorik olarak mümkün olacağını, ancak bunun anayasayı tartışılır olmaktan çıkarmayacağını düşünüyor.

“Ana muhalefet partisinin dışarıda kaldığı anayasa yine tartışma konusudur” sözleriyle CHP’nin masadaki varlığının önemine işaret ediyor.

Çiçek’in çağrılarının nasıl karşılık bulacağını, sistem tartışmalarıyla devrilen masanın yeniden ayakları üzerine oturtulup oturtulamayacağını göreceğiz.