Hürriyet gazetesi yazarı Taha Akyol, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "dershanelerin kapatılması" konusunu Gülen cemaatine bağlı kişilere sordu. Akyol, "Cemaat ya da camia çevresine sordum, bir gerilim, bir alınganlık görmedim. 'Bizim için sorun yok' dediler" diye yazdı.
Taha Akyol'un Hürriyet gazetesinde "Dershane kararına cemaat ne diyor" başlığıyla yayımlanan (10 Eylül 2012) yazısı şöyle:
Dershane kararına cemaat ne diyor
İktidarla cemaat arasında yaşanan gerilim biliniyor.
Yapılan açıklamalarla gerilim hayli düşürülmüştü. Dershanelerin kapatılması için Başbakan tarih verince benim de aklıma bu geldi; hükümetten yeni bir tavır mı, diye düşündüm. Cemaat ya da camia çevresine sordum, bir gerilim, bir alınganlık görmedim. “Bizim için sorun yok” dediler:
“Bizim dershanelerimiz yıllar içinde kazandığı tecrübe ve başarı ile buna çoktan hazırdır. Özel okullara gidecek öğrencilerin ücretini de devlet ödeyecek. Talep artışı bile olabilir. Lise düzeyindeki okullarımızda öğrencilerimizi üniversite sınavlarına hazırlayacak birikimimiz de var üstelik. Bu karar konusunda tek eleştiri, özel hocalarla varlıklı ailelerin çocuklarını sınava hazırlamaya devam etmesi, bunun dışında ise ‘kayıt dışı’ kursların ortaya çıkması ihtimali olabilir.”
Benim görüşüm şu: Dershanecilik bir problem haline gelmişti, en önemlisi müfredat derslerinin ihmal edilmesi, eğitimin bir “sınava hazırlık” faaliyetine dönüşmesi idi. Bu çok ciddi bir sorundur. Ecevit hükümeti döneminde de kapatılmaları gündeme gelmiş ama toplumsal talep dikkate alınarak bu yöne gidilmemişti. Çocukların geleceğinde “sınav” bu kadar belirleyici iken, arzla talep arasında bu kadar fark varken, dershaneler kapatıldığında hali vakti müsait olan aileler özel hocalarla çocuklarını sınava hazırlama yarışına girmeyecek mi? Kayıt dışı ve denetimsiz kurslar oluşmaz mı? Böyle bir durum ortaya çıkarsa çözümünü şimdiden düşünmek lazım.
Meseleyi hükümet-cemaat çekişmesi diye dar bir pencereden değil, eğitim sisteminin bir parçası olarak ele almak gerekir, diyorum.