"Terör örgütü üyeliği" iddiasıyla 7 Şubat'tan bu yana tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi üyesi Celalettin Can hakkındaki iddiananme tamamlandı. İddianameye göre evi yıkılana battaniye yardımı delil oldu.
Savcı battaniye yardımını "PKK/KCK terör örgütü mensuplarına lojistik ihtiyacı karşılamak amacıyla düzenlendiğini" savunarak, şu iddiada bulundu:
“Bu bağlamda şüpheli şahsın terör örgütünün kırsal alanında faaliyet gösteren örgüt mensuplarına gönderilmek üzere muhtelif yaşam malzemeleri temin ettiği, "
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre, 78’liler Girişimi Sözcüsü ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi Celalettin Can’ın da aralarında bulunduğu 34 kişi hakkındaki soruşturma tamamlandı.
İçişleri Bakanlığı’dan gelen yazıya göre HDK’nin dernek olmadığı belirtilen iddianamede, HDP’nin faaliyetleri de suç delili olarak gösterildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda kurulduğu, terör örgütü ile organik bağının olduğuna dair bilgilerin bulunduğu ileri sürüldü. İçişleri Bakanlığı’dan gelen yazıya göre HDK’nin dernek olmadığı belirtilen iddianamede, HDP’nin faaliyetleri de suç delili olarak gösterildi.
İddianamede ömrünün uzun yıllarını cezaevinde geçirmiş olan Celalettin Can’ın HDK 3. Bölge Koordinasyonu içerisinde (Bakırköy) faaliyet yürüttüğünün istihbari olarak belirlenmesi üzerine telefonlarının dinlendiği ifade edildi. İddianamede Can’ın Cumhuriyet’i susturma operasyonun ardından gazetemizin Şişli’de bulunan binası önünde düzenlenen eylemlere katılması, telefonda görüştüğü kişileri buraya davet etmesi de suçlama konusu yapıldı. Can’ın Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasının ardından yapılan protestolara da katıldığı, korsan eylem yaparak yürüyüşe geçen grubu yönlendirerek slogan attığının telefon konuşmalarından anlaşıldığı ileri sürüldü. Can’ın farklı tarihlerde HDP milletvekillerinin gözaltına alınması protesto etmek amacıyla Bakırköy Meydanı’nda ve HDP Şişli Cami Önü’ndeki eylemlere katılması da iddianamede suçlama konusu yapıldı.
Amed demiş
Can’ın, yaptığı bir telefon konuşmasında, Sur ve Cizre’deki sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili basın açıklaması davetini kabul ettiği, bir görüşmede ise “Amed” ve “Kürdistan” kelimelerini kullandığı belirtildi. “Kürdistan ve Amed” sözcüğünün terör örgütüne müzahir şahısların kullandığı konuşma tarzının olduğu öne sürülen iddianamede, böylece Can’ın da örgüte müzahir şahıslardan olduğunun anlaşıldiği iddia edildi.
Battaniye kampanyası
Can’ın sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde evleri yıkılan yurttaşlarla dayanışmak için HDP’nin çağrısıyla başlatılan “Battaniyeni alda gel” kampanyasıyla ilgili 18 Temmuz 2016 tarihinde yaptığı bir telefon görüşmesinde, “Yani bu yüzbinlerce insan, şu an da Kürdistan’da evsiz, bahtsız, battaniyesiz, çadırsız... Bir kampanya açıyoruz HDP’den gelen çağrıyla. Bir battaniye kampanyası olacak.... Mümkün olduğu kadar çok geniş bir battaniye toplamanız gerekiyor. Bunun yanı sıra buzdolabı veren olursa, alıyoruz. Onlardan ikince el de kabul ediyoruz. Para vermek isteyen olursa almayın. Gidip battaniye almasını söyleyin” dediği belirtildi. Savcı, bu battaniye yardımlarının PKK/KCK terör örgütü mensuplarına lojistik ihtiyacı karşılamak amacıyla düzenlendiğini savunarak, şu iddiada bulundu: “Bu bağlamda şüpheli şahsın terör örgütünün kırsal alanında faaliyet gösteren örgüt mensuplarına gönderilmek üzere muhtelif yaşam malzemeleri temin ettiği, dolayısıyla örgüt mensuplarına alenen yardım ve yataklıkta bulunduğu, yardım toplanması amacıyla düzenlenen kampanyada görev alması için N. isimli şahsa talimat verdiği, bu kampanyanın organizasyonunda görev aldığı hedef şahsın KÜRDİSTAN olarak kastettiği yerin Suriye/Rojova bölgesinde YPG/PYD terör örgütü mensuplarının bulunduğu yer olduğu değerlendirilmiştir.”
Savcı yine kitaba sarıldı
Can’ın evinden, 78’liler Girişimi’nin dergisi Tükenmez, Dr. Vet. M. Nuri Dersimi’nin Kürdistan Tarihinde Dersim, Oktay Pirim ve Süha Örtülü’nün PKK’nin 20 Yıllık Öyküsü, Alıza Marcüs’ün Kan ve İnanç PKK ve Kürt Hareketi ve Cengiz Kapmaz’ın Öcalan’ın İmrali Günleri isimli kitaplara el konulduğu belirtildi. Üzerinde Öcalan’ın resminin bulunduğu PAJK isimli dergiye de el konulduğu ifade edilerek, “Bu dergi ile ilgili olarak resmi mercilerce verilen herhangi bir yasaklama, el koyma ve toplatma kararının olmadığı ancak bahse konu derginin içeriği incelendiğinde bölücü başı Abdullah Öcalan’ın yakalanarak ülkemize getirilmesinin komplo olarak nitelendiği ve PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı tespit edilmiştir” denildi.