Gündem

Çarkın, Cantürk'ün katilini ve altın çakmağının kimde olduğunu açıkladı

Eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın 31 Aralık 2011’de verdiği ek ifadenin ayrıntıları ortaya çıktı

01 Nisan 2012 17:01

Eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın verdiği ek ifadede, öldürülen Kürt işadamı Behçet Cantürk'ün Ahmet Sakarya tarafından vurulduğu ve altın çakmağının da MİT'çi Korkut Eken'e verildi" dedi.

Eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın 31 Aralık 2011’de verdiği ek ifadeye Taraf gazetesinden Arzu Yıldız ulaştı. Ek ifadesinde Kürt işadamı Behçet Cantürk’ün 1994’te öldürülmesiyle ilgili detaylı bilgi veren Ayhan Çarkın, “Cantürk’ü Ahmet Sakarya vurdu. Üzerinden çıkan altın çakmak ise MİT’çi Korkut Eken’e verildi” dedi. Konuyla ilgili detayları 16 yıl önce kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal cinayetinden gözaltında alındığında da anlattığını ve ifadesinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube’de kameraya kaydedildiğini belirten Çarkın, “Bu işin tam ortasında Mehmet Eymür ve Hanefi Avcı vardır” dedi. Çarkın’ın ek ifadesinin çarpıcı bölümleri şöyle:

“Behçet Cantürk’ü alan ekibin içinde ben de vardım. Cantürk’ün üzerinde Lady marka toplu silahların küçüğü olan bir silah çıkmıştı. Hatta arabasında Dupont marka altın bir çakmak vardı. Bu çakmağı Oğuz Yorulmaz, Korkut Eken’e verdi. Behçet Cantürk’ü vuran Ahmet Sakarya’dır.”


Eymür ve Avcı bu işlerin tam ortasında


“Mehmet Eymür’ün ifadelerini cezaevinde okudum. Eymür, kendini kurtarmak amaçlı kıyıdan, köşeden konuşmaktadır. Bu olay ilk başladığında Mehmet Eymür, İbrahim Şahin, Emin Aslan, Abdullah Çatlı, Özer Çiller, Korkut Eken, Mehmet Ağar, Duran Fırat, özel harp dairesinden gelen ve MİT’te çalışan subaylar, Hanefi Avcı ve özel harekât polisleri hep birlikte hareket ediyorlardı. Ancak daha sonra aralarında, benim tahminime göre rant paylaşımı kaynaklı sorunlardan, ayrışma meydana geldi. Bu ayrışmadan sonra da tamamen menfaat kaynaklı cinayetler işlendi. Bu işin tam ortasında Mehmet Eymür ve Hanefi Avcı vardır. Özellikle Hanefi Avcı bu işlerin genel koordinatörüdür.”


Amaç DEV-SOL’u bitirmek değildi


“DEV-SOL’un yeniden yapılanmasında Avcı’nın bizzat katkısı bulunmaktadır. Çünkü o dönemde Avcı ve ekibi bizleri de kullanarak Bedri Yağan ekibine yönelik operasyonlar ve yargısız infazlar yaptı. Bunun sonucu örgüt tekrar Dursun Karataş’a geçti. Karataş’ı Obzer dinleme polis aracının içinde gördüm. Makyaj tazeliyordu, peruk takıyordu. Ergenekon süreci de göstermektedir ki Dursun Karataş, Ergenekon olarak iddia edilen örgütün silahlı kanatlarındandır. Şu an 1992 yılında DEV-SOL’a yönelik yapılan operasyonları düşündüğümde bunların aslında terörü önlemek amacıyla değil, DEV-SOL içinde bir grubu tasfiyeye yönelik yapıldığını anlıyorum.”


Tarık Ümit’i çukura attık


“29.12.2011’deTaraf ‘ta çıkan ve bana atfen söylenen cümleler doğrudur. Tarık Ümit’in nerede gömülü olduğunu biliyorum. Ümit, İbrahim Şahin’in emriyle polis memurları Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu ve sivil bir şahıs tarafından öldürülmüştür. Jandarma bölgesi olan bir yerde bir çukurun içinde Oğuz Yorulmaz ile ben Tarık Ümit’i koyduk. Üzerini iyice örttük.”