İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu şahıs 2019'da nasıl olduysa yanlışlıkla görevi aldı" açıklamasına yanıt vererek, "Kendi seçimi kazandığı zaman milli irade, ben seçim kazandığımda ne hikmetse birden adı yanlışlık oldu. Erdoğan'ın demokrasi anlayışı tam da bu. Kendi kazanırsa demokrasi, milli irade; başkası kazanırsa yanlışlık" dedi.
İmamoğlu, Güngören Halk Buluşması'nda konuştu.
İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
İstanbul'da bir süredir ilginç bir seçim süreci yaşıyoruz. Bir bölümüyle bizi şaşırtıyor, bir bölümüyle şaşırtmıyor. 'Polemikten uzak' duracağım dedi. Ben ona acemi aday diyorum, kusura bakmasın. Acemi aday bazen yüzümüzde acı da olsa bir tebessüm bırakmıyor değil. Ben de sevindim proje konuşacağız diye. Acemi aday sevincimi yarıda bıraktı, biraz su kaynattı. Polemikleriyle gündeme geldi. Gitti proje, geldi polemik. 40 kere tekrarlanmış 5 yıldır bana yapıştırılmaya çalışılan laflarla polemik üzerinden bana sataşmaya gayret etti.
Davet polemiği
Bir daveti var ortada. Davet aşağı, davet yukarı. Vay efendim davet edilmedin, aslında not gönderildi. Ortada bir davetiye var, bir ateş topuna döndü. Dokunan yanıyor. Kim etti, ortada davet eden yok. Bu acemi adaya, İstanbul adaylığı birkaç beden büyük geldi. Yapamayacağı işleri vaat etmek konusunda bir maharet gösteriyor o ayrı ama iki konuda doğruyu söyledi. Bir tanesi 'yüzde 87 Ekrem İmamoğlu projelerini yaptı' dedi. Bir de dedi ki 'Depremde İstanbul koştu, deprem bölgesine yetişti'
6 Mayıs 2019'da güle oynaya milli iradeye darbe yaptılar. 15 Temmuz'da darbecilere karşı vatandaşlar nasıl durduysa 23 Haziran'da 806 bin farkıyla demokrasiye sahip çıktılar. Erdoğan seçimden sonra 3 gün ortadan kayboldu.
Erdoğan'a yanıt
"Bu şahıs 2019'da nasıl olduysa yanlışlıkla görevi aldı" açıklamasına yanıt veren İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Kendi seçimi kazandığı zaman milli irade, ben seçim kazandığımda ne hikmetse birden adı yanlışlık oldu. Erdoğan'ın demokrasi anlayışı tam da bu. Kendi kazanırsa demokrasi, milli irade; başkası kazanırsa yanlışlık. 6 Mayıs 2019 akşamı İstanbul'a adı konmamış bir darbe yapılmıştır. İstanbul'da seçimi iptal ettiler. Sandıklarda 700 tane terörist vardı dediler. Sonuçta ne oldu, kimse ceza almadı. Sırf bir seçimi başkası kazandı diye seçimi iptal ettiler. 'Oy çaldılar' dediler, dava bitti ve oy çalan kimse yok. Bize demokrasi nutukları atan o beyefendi 'Sen 13 bin oyla İstanbul seçimini kazanacağını mı zannettin' dedi. 'Çaldılar ifadesi hukuki değil, siyasi ifade' dedi. 6 Mayıs 2019'da güle oynaya milli iradeye darbe yaptılar. Ne oldu, millet 23 Haziran'da da 803 bin oyla fark atarak demokrasiye sahip çıktı."
"Bu seçim, iktidarın kulağını asılarak çekme seçimi"
“Bu seçim, bu iktidarın kulağını, böyle az değil ama, asılarak çekme seçimi” diyen İmamoğlu, “Bu, köprüden son çıkış. Bakmayın sizi tehdit etmesine. Bizim milletimizi tehdit edecek kişi, anasının karnından doğmadı kardeşim. ‘Oy vermezseniz, size hizmet yapmam’ demesine hiç aldırış etmeyin. Tehdit ediyor. Niye biliyor musunuz? Söyleyeyim mi niye? Sözüm ona kürsüden sizi tehdit ediyor ya, ‘Oy vermezseniz hizmet yapmam’ diye niye tehdit ediyor biliyor musunuz? Sizden korkuyor, korkuyor. En çok korktuğu şey millet. Korktuğu için tehdit ediyor. Ey milletimiz; gücünüzün farkına varın” şeklinde konuştu.
"İstanbul'da sosyal destek alan hanelerimizin sayısı, 14 bini geçti"
Güngören özelinde yaptıkları hizmetlerin detaylarını vatandaşlarla paylaşan İmamoğlu, “Bu dönemde yoksullukla mücadele ediyor insanlarımız. Emeklilerimizin durumu ortada. Dar gelirlilerin durumu ortada. Özellikle, hane halkının geliri, çok büyük oranda açlık sınırının altında. Ama bu şehirde, özellikle sosyal destek alan vatandaşlarımızın, hanelerimizin sayısı, neredeyse 14 bini geçti. Biliyorsunuz; İstanbul'da 100 bin öğrencimize bu sene üniversite bursu verdik. 7 bin 500 lira verdik. Seneye bu 100 bin gencimize vereceğimiz üniversite bursunu, 15 bin lira olarak ilan ettik. Aynı zamanda, eğer bir haneye tek emekli maaşı giriyorsa; o hane için yılda 10 bin lira pazar desteği vereceğiz. Emeklilerin de yanında olacağız, dar gelirlerinde yanında olacağız” dedi.
"Dar gelirli vatandaşlarımıza ait, 50 bin riskli konutun inşaat maliyetinin yüzde 60’ını biz karşılayacağız"
Kentsel dönüşüm konusuna özel önem verdiklerini vurgulayan İmamoğlu, bu kapsamda yapacakları destekleri şöyle sıraladı:
“Asla bu konuda oy avcılığı yapmadık. İnsanların duygularını istismar etmedik. Dar gelirli vatandaşlarımıza ait, 50 bin riskli konutun inşaat maliyetinin yüzde 60’ını, belediye olarak biz karşılayacağız kentsel dönüşümde. Yine 50 bin riskli konut için de dar gelirli emeklilerimize ait olan konutlarının inşaat maliyetini de eğer emekliyse, ona aitse ve dar gelirli sınıfındaysa, yüzde 65’ini yine İBB olarak, biz karşılayacağız. 25 semtte, yerleri belirlenmiş 20 bin yeni konutun yapımına başlayacağız. Bakın; biz size ‘650 bin konut yapacağız’ diyerek, sizi aldatmıyoruz. Yapılacak şeyi söylüyoruz. 40 semtte, 60 bin konutta eğer güçlendirme tercih ederek, yapılarını güçlendirmek isteyen vatandaşlarımız olursa, onların da güçlendirme süreçlerine destek olacağız. Kentsel dönüşüme giren vatandaşlarımızla sabit taksitlerle, 2 yıl vadeli faizsiz ödeme desteğini, İBB olarak biz sunacağız. Yine sadece ev sahiplerine değil, -bunu ilk biz başlattık- kiracılara da 7 bin lira ek kira desteği vereceğiz. Hem ev sahiplerine hem kiracılara destek vererek, kentsel dönüşümü hızlandıracağız. Ev sahibi ve kiracı olan tüm emeklilere, ayrı bir destek sunuyoruz. Onlara 9 bin lira olarak kira desteği vereceğiz.”
Kurum'a "Tozkoparan" göndermesi: Ne aldatan olacağız ne aldanan
“Biz, bu göreve talip olan anlayıştan farklıyız” diyen İmamoğlu, “Gerçek ihtiyacı tespit eder, gerçek ihtiyaç üzerinden konuşuruz. Ne aldanırız ne aldatırız. Memleketin kurumunu, insanını mutlu etmek adına kaynaklarını seferber eden bir anlayışla hareket ederiz. Tozkoparan'da olduğu gibi, kentsel dönüşümle ilgili aldatanlardan farkımız, hakkaniyetle ve zamanında yapmamız. Bakın ne dediler? Hatırlayın. ‘Tozkoparan'da çok mutlular’ dediler. Biz, Tozkoparan'daki konuşan insanlara baktık. Seyrettim hatta bir televizyonda. Bir genç çıktı dedi ki, ‘Ben, burada AK Parti gençlik kollarını kurdum’ dedi. ‘Beni de aldattılar, pişmanım’ diye medyaya demeç verdi. Ben demedim. Orada, geçmişte kendilerine oy veren kişiler söyledi. Dolayısıyla, az önce dediğim gibi. Ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız.
"Cumhurbaşkanı 31 Mart'tan sonra iki hafta külliyeden çıkmaz"
806 bin oy farkı olunca, hatırlayın Sayın Cumhurbaşkanı üç gün ortadan kayboldu. Bu 31 Mart'tan sonra ne olacak biliyor musun? En az iki hafta göremeyeceğiz onu. Herhalde iki hafta külliyeden çıkmaz. Çünkü, bu millet yanlışlıklara, o tarz cinliklerine artık uyandı. Bu millet tecrübe kazandı. Sizin oyunlarınıza karşı bu millet, bağışıklık kazandı, bağışıklık. Bu millete yeni oyunlar kurma fikrini, aklınızdan çıkarın kardeşim. Bu millet, size bu fırsatı vermeyecek. Bu millet ne istiyor sizden biliyor musunuz? Çıkın, er meydanında bizimle mertçe güreşin kardeşim. Mertçe güreşin, gücünüz varsa. Yahu kardeşim, millet kimi seçerse, ondan sonra işine baksın. İşini ondan sorsun. Kim seçilirse, el üstünde tutulur. Tamam bir genel seçim yapıldı. Seçildin. İşine bak" dedi.
"Ekonomiyi düzeltsene, yok, aklı fikri İstanbul'da"
İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bakın; yanı başımızda savaş var. Hem insanların canına kıyılıyor Filistin'de hem kuzeyde savaş var. Bakın o savaş olan ülkelerde bile bu denli yoksulluk, bu denli üç haneli faiz, enflasyon konuşulmuyor. Ülkemizde, milletimizin cebindeki parası, pul oldu. Emeklimiz zor durumda. Dar gelirli zor durumda. Asgari ücret yetmiyor. Sen, bu milletin bu sorunlarını çözmek yerine, ‘Ekrem İmamoğlu aşağıya, Ekrem İmamoğlu yukarıya.’ Doğru mu? Bu millet, 2023 yılının mayıs ayında seni seçti. Ya işine baksana. Enflasyonu düzeltsene. Ekonomiyi düzeltsene. Yok, aklı fikri İstanbul'da. 2-3 hafta sonra sokak sokak, mahalle mahalle İstanbul'un ilçelerini gezerse, şaşırmam. Düştü artık pazarlara. Eminim her akşam beni rüyasında görüyordur. Bu millet sana şans verdi. Şansını iyi kullanmıyorsun hükümet. Şansınız iyi kullanmıyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı. Ekonomiyi düzeltin. Aradan 10 ay geçti. Millet zor durumda. Bırakın bu seçimi, sandıkta kim kazanırsa, işini o yapsın İstanbul'da.