KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye'de toplumunun birçok konuda artık yabancılaştığını ve problemlerin çözümüne dahil olmaktan uzak kaldığını söyledi. Ağırdır, "Suriyelilerin seçmen yapılacağını söyleyip ülkeye alınmasını istemeyenler bugün batıya gönderilmelerine karşı çıkıyorlar. Aynı zamanda o gün faklı düşünenler de şimdi 'yeterince besledik artık gitsinler' diyor. Bütün bunların nedeni kutuplaşma. İnsanların kimliklere hapsolması hakikatle ilişkilerini kopartıyor" dedi.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve T24 yazarı Murat Sabuncu Sayıların Dili'nde, araştırma verilerinin ışığında son gelişmeleri yorumladı.
Türkiye-Yunanistan sınırında sığınmacıların içinde bulunduğu duruma dikkat çeken Ağırdır, Türkiye'de yaşayan kimsenin Afganistan veya Suriye'deki yaşam koşullarına razı olmayacağına dikkat çeken Ağırdır, "Şimdiye kadar oranın doğal kaynaklarını alan, seçilmiş mühendislerini alan ülkeler şimdi aynı toplumun insanlarının Meriç nehri kıyısında kırılmalarını izliyor. Bir insanlık problemi var karşımızda. Hep beraber bunu konuşmamız lazım. İnsanlığın ve batının adalet kavramını yeni baştan düşünmesi gerekiyor" dedi.
Küresel göçün günümüzün bir gerçeği olduğunu ve fırsat eşitliği arasındaki makasın da açıldığını söyleyen Ağırdır, dünya genelinde adaletsizliğin kalıcı hale gelmeye başladığını dile getirdi. Ağırdır, dünyada bir ilkesizlik sorunu yaşandığını ve ülkelerin sığınmacılara kendi çıkar tanımları üzerinden baktığını ifade etti. Ağırdır, devletlerin yaşanan sorunları kendi merkezi otoriteleri ile çözmek istediklerini bu nedenle bu sorunlara toplumun müdahil omasını istemediklerini söyledi.
Küresel göçün devam edeceğini söyleyen Ağırdır, "Hiçbir zaman Gine'nin veya Fas'ın Fransa seviyesinde ekonomik refaha ulaşması artık mümkün değil. O zaman Gine'de elindeki telefondan Paris'teki hayatı gören bir genç oraya gitmek isteyecek. Bunu insanlık durduramaz" diyerek, bu problemleri ilkesel olarak ele alan siyasetçilerin de bulunmadığını dile getirdi.
İnsanların kutuplaşmaya sıkıştığını ve bunun sonucunda makul düşünmekten uzaklaştığını kaydeden Ağırdır, şöyle devam etti:
"İnsanlar kendi kimliklerine olan sıkışmaları ile öylesine bir zihni esaret içindeler ki makul düşünemiyorlar. Türkiye'de toplumun yüzde 59'u GDO'lu ürünlerle Türk ırkının kısırlaştırıldığına inanıyor. Üçüncü havalimanını Almanlar'ın kıskandığını söyleyenler yüzde 48. Dünyayı beş ailenin yönettiğini söyleyenlerin oranı 48. İnsanların hakikatle ilişkisi bozuk."
Araştırma şirketlerinin seçimlere yönelik manipülasyon yaptığına yönelik de iddiaların gündeme geldiğini de hatırlatan Ağırdır, KONDA'nın her seçimden önceki Perşembe günü dışında kamuoyuna seçim anketi açıklamadığını belirterek, "Herkes kendi lehine bir yerden bakıyor. Anketlerdeki sayılar işine geldiyse gazlıyor gelmediyse küfrediyor. Bilmeyenler kendine bir sorsun kimse ankete bakarak oyunu değiştirdi mi? 58 milyonluk bir seçmen kitlesi anketlerle manipüle edilebilir mi? Anketlerin böyle bir mahareti yok. Anket dediğimiz şey eğer doğru yapıyorsanız bir ölçümdür. Biz bir ölçüm yapıyoruz."