Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzası ile uluslararası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine karşı CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu "İstanbul Sözleşmesi Kadın Dayanışma Ağı" kurulduğunu açıkladı.
Dayanışma ağında farklı kadın inisiyatifleri, dernekler, akademisyenler, meslek örgütlerinden, siyasi partilerden kadınlar yer alacak. İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmak için kadın inisiyatifleri arasında eş güdümü sağlamayı hedefleyen Dayanışma Ağı, ilk toplantısını haftaya yapacak.
Dayanışma Ağı kurulduğunu CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın yaptırdığı iki araştırmanın sonuçlarıyla birlikte açıklayan Canan Kaftancıoğlu düzenlediği basın toplantısında ‘’İstanbul Sözleşmesi ihtiyacın da ötesinde bir zorunluluk. Son 2 günde en az 6 kadının öldürüldüğü bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliğini herkese her fırsatta anlatmak ve yine anlatmak zorundayız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözünden döndüğünü ifade eden Kaftancıoğlu "İktidar İstanbul Sözleşmesini kaldırarak, biz kadınları daha da güvencesiz bıraktı, hukuksuz bıraktı’’ ifadelerini kullandı.
Kaftancıoğlu toplantıda İstanbul'daki kadınların sorunlarıyla ilgili yapılan iki araştırmanın sonuçlarını da paylaştı.
Feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik 3 Mart ve 23 Mart'ta yapılan ’İstanbul’da Kadınların Gözünden Türkiye’de Kadın Olmak' araştırmasından çıkan sonuçlara göre, karar sonrası Sözleşme'nin bilinirlik oranı artmış.
3 Mart'ta yapılan araştırmada ‘İstanbul Sözleşmesi’ni biliyorum’ diyenlerin oranı yüzde 50,5 iken 23 Mart'ta bilinirlik oranı yüzde 75,3’e yükselmiş.
Kaftancıoğlu bu değişimle ilgili "Her şerden bir hayır çıkar dedikleri bu olsa gerek" diye konuştu.
Sonuçlara göre İstanbul Sözleşmesini ‘kadına şiddeti engelleyen ve kadın haklarını savunan bir sözleşme’ olarak görenlerin oranı yüzde 82,5 iken ‘toplumun genel ahlakına uygun olmayan bir sözleşme’ olarak görenlerin oranı yalnızca yüzde 17,5.
"Şiddet, taciz ve aile baskısı sorunların başında geliyor"
‘’İstanbul’da Kadınların Gözünden Türkiye’de Kadın Olmak’’ başlıklı kamuoyu araştırmasının sonuçlarına göre taciz, şiddet ve aile baskısı kadınların karşılaştığı sorunların başında geliyor.
‘Sizce Türkiye’de kadınlar hangi sorunlarla karşılaşmaktadır’ sorusuna verilen ilk üç yanıt yüzde 89,5 ile şiddet, yüzde 84 ile taciz, yüzde 72 ile aile baskısı.
Ancak "Siz yaşamınız boyunca hangi sorunlarla daha çok karşılaştınız?" sorusu sorulunda şiddet diyenlerin oranı yüzde 22,3'e, taciz diyenlerin oranı ise yüzde 30,5'e düşüyor.
Sonuçlardaki bu farklılık araştırmacılara göre kadınların üzerindeki baskının boyutunu gösteriyor. Kadınlar kendileri söz konusu olduğunda şiddet ve tacizi kolay dile getiremiyor.
Kadınların yüzde73,3’ü ailesinde ve çevresinde kadına şiddete tanıklık ettiğini söylüyor. Katılımcıların yüzde yüzde 94,6’sı ise cezaları yetersiz bulduğunu ifade ediyor.
Kadınlar gece sokakta yürürken kendisini güvende hissetmiyor
"Geceleri sokakta yürürken kendinizi ne kadar güvende hisseder misiniz?" sorusuna olumlu yanıt verenlerin kadınların oranı ise sadece yüzde 7,3!
Araştırmada kadınların ekonomik sorunlarıyla ilgili sonuçlara da yer verildi.
Buna göre İstanbul'da yaşayan kadınların sadece yüzde 33,7’si gıda alışverişinde zorlanmadığını ifade ediyor.
Sağlık harcamalarında ise sadece yüzde 33,5’lik bir oran zorlanmadığını söylüyor. Kadınların yalnızca yüzde 28,8’i eğitim masraflarını karşılamakta zorlanmadığını belirtiyor.
Faturalarını öderken zorlanmadığını ifade eden İstanbullu kadınların oranı yalnızca yüzde 20,3.
Kadınların yüzde 76.3’ü kırmızı et tüketiminde zorlanıyor
Araştırma sonuçlarında kadınların yüzde 76,3’ü kırmızı et almakta zorlandığını ifade ediyor.
Kadınların yalnızca yüzde 28,6’sı beyaz et tüketiminde zorlanmadığını dile getiriyor.
Yüzde 28,2’si de temizlik ürünlerinin alımında zorlanmadığını belirtiyor.
Araştırma sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kaftancıoğlu kadınların siyasi görüşleri farklı olsa da sorunlarının aynı olduğunu belirti.
Kaftancıoğlu söyle konuştu:
"İstanbul Sözleşmesi, birilerinin anlattığı gibi sadece bir kağıt parçası değil; bu umutsuzluk içinde aslında kadınların güvencesidir. İstanbul Sözleşmesi, ihtiyacın da ötesinde bir zorunluluktur. İstanbul Sözleşmesi, az önce seslerini verilerle duyduğunuz kadınların kaderi ve umudu. Son 2 günde en az 6 kadının öldürüldüğü bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliğini herkese her fırsatta anlatmak ve yine anlatmak zorundayız. İstanbul sözleşmesi sözleşmeydi; adı üstünde sözleşme… Tek adam yine sözünden döndü. Sözünün arkasında duramadı. İktidar İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırarak, biz kadınları daha da güvencesiz bıraktı, hukuksuz bıraktı. Biz kadınları sırtını dayamak istediği devletten yoksun bıraktı. İşte tam da bu nedenle ‘kadın cinayetleri politiktir’ derken aslında bu durumu kastediyorduk. Mağdur edilen, hukuktan mahrum bırakılan şiddete uğrayan kadınların da tek ama tek sorumlusudur bu iktidar. ’
"İstanbul Sözleşmesi için İstanbul Birleşmesi"
‘’Tüm bu acı gerçekliğimize rağmen asla pes etmeyecek; kılığı, kıyafeti, kimliği, inancı, siyasi görüşü farklı da olsa araştırmada gördüğümüz gibi sorunlarda ve çözümde ortaklaşan tüm kadınları İstanbul Sözleşmesi Dayanışma Ağı’nda buluşturacağız. İstanbul Sözleşmesi kadınlar için bir ‘’İstanbul Birleşmesi’’ olacak aslında. İstanbul Sözleşmesi Dayanışma Ağı, aslında yeni bir oluşum değil; var olanı, mücadeleyi aha görünür kılmak, çalışmaları eş güdümlü yapmak, birbirinden haberdar olmak, ortak mücadeleyi yan yana koyarak mücadeleleri yan yana koyarak daha hızlı sonuç alınması amacıyla oluşturduğumuz bir yapılaşma. Ben İstanbul Sözleşmesi Kadın Koordinasyon Ağı’na hepinizi ve sizlerin aracılığıyla sesimizin gittiği herkesi davet ediyorum. Bunun ilk adımı olarak önümüzdeki hafta İstanbul Sözleşmesi Dayanışma Ağı Geçici Koordinasyon Kurulu olarak bu alanda İstanbul’da çalışmalar yapan tüm kadın derneklerini, kadın meclisleri, platformlar ve siyasileri davet edeceğiz. Bizlere ulaşmak isteyen değerli kadınlar kadindayanismaagi@chpistanbul.org.tr adresinden bize mail atarak herkes bize ulaşabilir."
Bir gazetecinin "CHP çatısı altında bir dayanışma ağı kurulması kadın dayanışmasını mümkün kılar mı?" sorusuna Kaftancıoğlu "Dayanışma Ağı'nı CHP'nin çatısı altında kurmaktan ziyade kadınların da orada olacağı bir çatı olarak düşündüğümüz için. Dayanışma Ağı, CHP bünyesinde değil, bütün herkesin destek vereceği, CHP'deki kadın çalışmalarının da ele alınacağı bir çatı olarak düşündük" yanıtı verdi .
Araştırma KünyesiAraştırma, İstanbul’da ikamet eden kadın seçmenlerin Türkiye’de yaşamaktan Zamanlama : Mart ayı |