Can Dündar*
“Bu ülkenin aydınlık insanları” hitabıyla başlardı, bir dönem Cumhuriyet reklamları…
O aydınlık insanlara, yayın yönetmeni olarak ilk merhabam bu!
Geçen hafta, Cumhuriyet bayrağını teslim aldım ve heyecanla işbaşı yaptım.
Öncelikle oybirliğiyle bu onurlu görevi veren Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu’na ve bayrağı bana teslim eden sevgili dostum Utku Çakırözer’e teşekkür ediyorum.
Tebrik ve destek mesajı gönderen okurlarımıza da şükranlarımı sunuyorum.
Bu destek, bize can suyu olacak.
Taksim Cumhuriyet Anıtı gibi
Cumhuriyet’e inananların desteğine karşın, Cumhuriyet karşıtlarında gözlenen telaş, bu gazetenin silinmez etkisinin bir başka kanıtı...
Vakıf yönetiminin havuz medyasındaki iddia ve iftiralara verdiği yanıtı, bugün okur temsilcimiz Güray Öz’ün köşesinde bulacaksınız.
Bütün karalamalara inat, Cumhuriyet, geleneksel çizgisini kararlılıkla sürdürmeye devam edecek.
İktidar baskısına, havuz medyasına, sansür furyasına karşı yine gerçeği, demokrasiyi, laikliği, adaleti, hak ve özgürlükleri savunacak.
Teksesli medya yaratma, gerçekleri kamuoyundan saklama çabalarının karşısında, “halkın bilme hakkı”nın yanında duracak.
Hükümet-Cemaat çatışmasında, bugün birbirine düşen bu ikilinin eski suç ortakları olduğunu hatırlatmaya ve her ikisinden de hesap sormaya devam edecek.
Ve yargıyı, basını, eğitimi, sermayeyi ele geçirerek toplumu karanlığa sürüklemeye çalışan faşizan zihniyete karşı, toplumun tüm ilerici, çağdaş, muhalif kesimlerini ve “aydınlık insanları”nı kucaklayan bir yayın çizgisi izleyecek.
Gezi deneyimiyle söylersek, Cumhuriyet, Gezi Direnişi’nde etrafını sarmaladığımız Taksim Cumhuriyet Anıtı gibi, bütün farklılıklarıyla aynı idealde buluşan insanları, çevresinde toplayacak.
Yeni katılımlarla büyüyeceğiz
Bu yayın politikasını izlemekle birlikte elbette haberde her zamanki gibi objektif, titiz ve hak bilir olacağız.
Gerçeği cesaretle, ama eğip bükmeden ortaya koyacağız.
Hakarete, nefret söylemine uzak duracağız. Özel yaşama, cevap hakkına saygı duyacağız.
Muhabiri, yöneticisi, okuru, yazarıyla, hep dayanışma içinde olmuş Cumhuriyet ailesi, bu temel ilkeler ve değerler etrafında, yeni katılımlarla büyüyerek yoluna devam edecek.
İki tecrübeli isim Cumhuriyet’te
Yeni katılımlar demişken, özveriyle gazeteyi omuzlayan arkadaşlarımıza katılan, gazeteye katkısının büyük olacağına inandığım iki deneyimli ismi burada tanıtmak istiyorum:
Genel Yayın Müdür Yardımcılığı görevini üstlenen arkadaşımız Tahir Özyurtseven, 35 yıl Milliyet Gazetesi Yazıişleri’nde sorumluluk üstlenmiş, başta Abdi İpekçi olmak üzere 18 yayın yönetmeniyle çalışmış bir haber ustası…
Doğan Satmış ise Hürriyet’teki 17 yıllık yazıişleri müdürlüğü ve 5 yıllık ombudsmanlık tecrübesine, 3 yıllık Sabah yayın yönetmen yardımcılığı sorumluluğunu eklemiş, Habertürk’ün kurucu kadrosunda yer almış, başarılı bir meslektaşımız…
Işık Kansu başlıyor
Onlar Cumhuriyet ailesine katılırken, devir-teslim sürecinde görevlerinden istifa eden iki fedakâr arkadaşımız, Murat Sabuncu ve Ayşe Yıldırım Başlangıç da Yazıişleri masasına geri döndü.
Bu arada Cumhuriyet’in 37 yıllık yazarı Işık Kansu da ara verdiği “Ankara Kulisi” köşesine bugün yeniden başladı.
Dayanışma, Cumhuriyet’te yeni dönemin şiarlarından biri olacak. Bütün enerjimizi, bu gazetenin daha iyi olmasına, daha geniş kitlelere ulaşmasına harcayacağız.
Mart randevusu
Arkadaşımız Ahmet Şık’ın, sırrı çözülemeyen MİT TIR’larının kime, ne taşıdığını ele veren haberleri, geçen haftaya damgasını vurdu.
Cumhuriyet, rutin haberleri özenle izlerken, özel haberlerle gündem yaratmaya devam edecek.
Ama asıl atılımı, mart başında yapacağız.
Ve karşınıza yepyeni haberler, diziler, isimler, sayfalar, kampanyalarla çıkacağız.
“Bu ülkenin aydınlık insanları”, her zamanki gibi, Cumhuriyet’in ışığını alnında hissedecek.
Hepinize iyi haftalar.
*Bu yazı Cumhuriyet'in 16 Şubat 2015 tarihli nüshasında 'Cumhuriyet heyecanı' başlığıyla yayımlanmıştır.