Dünya

Can Dündar: "Bu yeni çağda cesur olmak lazım"

Netzwerk Recherche'nin Leuchtturm Ödülü'nü almak için Hamburg'a gelen Can Dündar, DW'ye yaptığı açıklamada genel yayın yönetmenliğini bıraktığı iddalarına yanıt verdi. Genç araştırmacı gazetecilere tavsiyelerde bulundu.

09 Temmuz 2016 13:38


Deutsche Welle: Hamburg’da Netzwerk Rescherche tarafından verilen Leuchtturm ödülünü aldınız. Ancak daha önce de birçok ödüle layık görüldünüz. Leuchtturm ödülünün sizin için diğerlerinden nasıl bir farkı var?

Can Dündar:Çok gurur duydum açıkçası. Alman meslektaşlarımın bir ödülü. Araştırmacı-gazetecilik ödülü ve Avrupa’nın en prestijli ödüllerden birini aldım bugün ve bana söylendiğine göre hiç Alman olmayan birine verilmemiş, bir ilk aynı zamanda. Bunu iki şekilde yorumluyorum. Bir, Alman meslektaşlarımız bizim çabamızı destekliyor ve arkamızda duruyor. İkincisi, hükümetin bize karşı uyguladığı baskı politikalarına karşı bir tavır koyuyorlar. İkisini de çok önemsiyorum ve çok önemli bir dayanışma mesajı olarak görüyorum.

DW: Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmenliğini bıraktığınıza dair söylentiler çıktı. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Dündar: Biz bir yandan kendi haberlerimizi savunmaya devam ederken bir de yalan haber ile mücadele gibi ciddi bir misyon üstlendik. Ne yazık ki bu çok sık karşılaştığımız bir şey. Yani benim için ülkeden kaçtı altıncı kez falan haber oluyor. Ya da görevi bıraktı vesaire. Hayır ülkeden kaçmadım ülkedeyim. Görevi bırakmadım görevimin başında olacağım. Sadece her insan gibi bir tatile ihtiyacım vardı. Bir süre tatilde olacağım sonra tekrar işbaşı yapacağım.

DW: Türkiye’de çok fazla dezenformasyon var. Sizce nasıl bunun önüne geçilebilir?

Dündar: Doğru haberle. Bir, aldırmamaya çalışıyorum çünkü tamamen yıpratmaya yönelik provokatif bir çaba. İkincisi bildiğiniz yolda yürümek başka yapacak bir şey yok çünkü onla vakit kaybederseniz bütün enerjinizi ona harcamanız lazım.

DW: Almanya ve Avrupa liderlerinin Türkiye ile ilişkisinde nasıl bir yaklaşımda bulunmalarını bekliyorsunuz?

Dündar: Türkiye'de görüyorsunuz bir demokrasi mücadelesi veriliyor. Dolayısıyla demokrasi mücadelesinin tarafları, bir tarafta demokrasi, özgürlük, basın özgürlüğü mücadelesi veren insanlar var. Bir yanda da baskıcı bir hükümet var. Burada, bu mücadelede Avrupa liderlerini baskıcı hükümetin yanında görmek tabii bizim için son derece hayal kırıcı oluyor. O yüzden elbette onları bütün bu müzakerelerde Türk hükümetini Avrupa kriterlerine daha yaklaştırmaya teşvik ediyoruz ama aynı zamanda da bizlerle dayanışma içinde olmalarını, en azından Türkiye’nin bir başka yüzü olduğunu bilmelerini ve o sese kulak vermelerini istiyoruz.

DW: Son günlerde Suriyeli mültecilerin neredeyse tümünün vatandaş yapılacağı açıklaması büyük tepki yarattı. Siz bu planı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dündar: Aslında Erdoğan tek adam olmak istiyor ve başkan olmak istiyor ve bunun için de gereken her yolu deniyor. Bu da o yollardan biri. Ne yazık ki ben Suriyeli mültecilerin birçok politik amaç için kullanıldığını düşünüyorum Türkiye’de. Avrupa’ya karşı bu anlaşmada da kullanıldılar Erdoğan tarafından. Şimdi de bir başkanlık yarışında kullanıyorlar. Bunu çirkin buluyorum açıkçası.

DW: Genç araştırmacı gazeteciler için tavsiyeleriniz nelerdir?

Dündar: Bugün bir panele katıldım Panama Belgeleri üzerine. Dünya artık bambaşka bir dayanışma sergiliyor. Yeni bir çağ başladı ve burada aynı anda yüz gazeteci aynı belgeler üzerinde çalışabiliyor, bambaşka hikayeler üretebiliyor. Büyük bir dayanışma sergileniyor. Bu yeni çağda cesur olmak lazım. Araştırmacı olmak lazım. Israrlı, sabırlı olmak lazım ve kararlı olup mesleğe sahip çıkmak lazım. Böyle yapacak gazetecilere ihtiyacımız var, çabuk gelsinler.