Almanya'ya son aylarda rekor düzeyde sığınma başvuruları yapılıyor. Özellikle Ortadoğu'da yaşananlar sığınma başvurusunda bulunanların sayılarının artmasına neden oldu. Afrika'dan, Doğu Avrupa ülkelerinden de gelenlerin sayıları hayli fazla. Sığınma başvurusunda bulunanlardan geçerli mazeretleri olanlar bu hakka kavuşuyor. Ancak başvuruları reddedilenlerin sayıları da az değil. Bu kesim genellikle geldikleri ülkelere gönderiliyor. Ama kalmakta ısrarlı olanlar ise 1970'li yıllardan beri uygulanan bir yönteme başvuruyor; Kiliselere sığınıyorlar. Böylece haklarında çıkarılan karara itiraz etme ve olumlu olacağını umdukları sonucu beklemek için zaman kazanmayı hedefliyorlar.
İltica başvuruları reddedilenlerin tercih ettiği "Kiliselere sığınma uygulaması" (Kirchenasyl) şu sıralarda yoğun ilticacı akınına uğrayan ülkede yeniden tartışmaya açıldı. Siyasiler, sığınmacı sayısını azaltmak amacıyla, başvuruları reddedilenlerin "Süre kazanmak amacıyla" kiliselere sığınmalarının engellenmesini istiyor. Ancak emniyet güçleri kutsal özelliklerinden dolayı kiliselere girerek, burada bulunanları gözaltına almaya yanaşmıyor. Almanya'da uzun bir geleneğe sahip kiliselere sığınma uygulaması ülkede sayıları gittikçe artan camilerde de var mı? Sonuçta Almanya'ya sığınma talebinde bulunan çok sayıda Müslüman da var. Müslüman sığınmacılar için camiler de tıpkı kiliseler gibi sığınabilecekleri mekânlar ya da organizasyonlar olabilir mi?
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Dış İlişkiler Birimi Müdürü Zekeriya Altuğ'a göre camiler, kapılarını sığınmacılara açma gibi bir özelliğe sahip değiller. Altuğ, "İslam'da kiliselerde olduğu gibi kapılarını sığınmacılara açma gibi bir uygulama pek görülmez. Ancak İslam'da da mağdur olanların camilere sığındıkları olmuştur. Hz. Muhammed ve birçok din âlimi camiye sığınanlara dokunulmaması gerektiğine dair uyarılarda bulunmuşlardır " diye konuştu.
Cami ve kilise farklı
İslamiyet'in, kutsal mekanlara sığınma konusunda Hrıstiyan inancından farklı bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Altuğ, kiliselerin kendilerine sığınanları daha çok emniyet güçlerinden koruma görevi üstlenirken, camilerin kolluk güçlerine engel çıkarma gibi bir misyon taşımadığını vurguladı.
Zekeriya Altuğ, Almanya'da bir süre önce Hamburg'da Arap'lara ait bir camiye insanların sığındığını ancak Diyanet İşleri Türk İslam Birliği bünyesindeki camilerde bugüne dek buna benzer bir olayın yaşanmadığını belirterek, kiliseye ya da camiye yapılan sığıma başvurularının zaten sorunun kesin çözümüne hizmet etmediğini vurguladı:
"Camilere ya da kiliselere sığınma pek yarar sağlamaz. Sorun kanunlar çerçevesinde çözülmelidir" diye konuşan Altuğ, Alman İltica Yasası'nın günümüzün koşullarına uygun hale getirilmesi gerektiğine işaret ederek, "İnsanları bir hafta, bir ay oralarda ağırlasanız da konuyu çözmüş olmayacaksınız. Bu nedenle camilerin sığınma yeri olması çözüm getirmez" diye konuştu.
Almanya'da kiliselere sığınma hakkının yasal bir dayanağı yok. Yasal boşluklar kiliselere sığınan mağdurların dışarı çıkarılmalarına bir şekilde engel olunmasına yarıyor. Kilise yöneticileri kiliseye ait mekânlarda geçici süre kalmasına onay verince, emniyet güçleri ya da ilgili birimlerin görevlileri kutsal mekânlara saygılarından dolayı buralara girip, görevlerini yapmıyorlar. Bu süre içinde de sığınmacılar dosyalarının yeniden görülmesini talep ediyor, sonuç olumlu olursa mağdurlar sığınma haklarına kavuşuyor. Ve kiliseleri "legal" insanlar olarak terk ediyorlar. Aksi halde sınır dışı ediliyorlar.
Sınırlı yardıma hazırlar
Almanya'ya gelen çok sayıda Müslüman sığınmacının bulunduğu göz önüne alınırsa, bu insanların elbette camilerden de beklentileri olacaktır.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Dış İlişkiler Birimi Müdürü Zekeriya Altuğ bu konudaki çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi: "Suriye ve diğer kriz bölgelerinden gelen sığınmacıların yardım talepleri var. Derneklerimiz yardım topluyorlar ve sığınmacıları düzenledikleri kurslara alıyorlar. Ama hukuki açıdan durumu belli olan kişileri sonsuza kadar oralarda tutarak adaletin işlemesine de engel olamayız. Durumu tam açıklığa kavuşmamış olanlara üç beş günlük bir destek konusunda elimizden gelen yardımı yaparız."
Almanya'da kiliseler durumu açıklığa kavuşmamış olanları bir süre daha misafir edeceğe benziyor. En azından bazı siyasilerin itirazlarına rağmen kilise yönetimi bu konuda taviz vermiyor. Buna karşın camiler ise mağdurlara insani yardım konusunda el uzatmaya hazırlar.