255 sanıklı Gezi ana davasında 244 kişiyi 2,5 ay ile 1 yıl 2 ay 16 gün arasında hapis cezalarına çarptıran mahkemenin gerekçeli kararı açıklandı. Camide alkol alındığı iddiaları da gerekçeli karara girdi. Gerekçeli kararda, "Olaylar sonrası görevliler tarafından camii içerisinde yapılan incelemelerde, camii içindeki kadınlara ayrılmış kısmın pencere önünde içi boş ve ezilmiş halde bir bira kutusu ile müezzin bölümünde boş sigara kutusu, yerlerde söndürülmüş halde sigara izmaritleri bulunduğu anlaşılmıştır" ifadeleri yer aldı.
Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’nin eski müezzini Fuat Yıldırım, Gezi Parkı eylemlerinin yaşandığı dönemde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde yaşadıklarını anlatmıştı. Müezzin Yıldırım, ifadesinde din adamı olduğunu ve bu nedenle yalan söyleyemeceğini belirterek "Ben cami içerisinde içki içen ya da elinde içki şişesi olan birini görmedim. Görmediğim şeyi söylemem" demişti.
Camide güvenlik görevlisi olarak çalışan Savaş Dinç de duruşmadaki ifadesinde "Caminin içinde alkol alan herhangi birini görmedim. Camiinin içinde bir şeyler içen, tüketen ya da sigara içen görmedim" demişti.
255 sanıklı Gezi Parkı ana davasında 23 Ekim Cuma günü karar veren 55. Asliye Ceza Mahkemesi, 244 sanığı "Silah sayılan maddelerle gösteriye katılma", "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" "Görevi yaptırmamak için direnme", "İbadethaneyi kirletme", "Görevli memura hakaret", "Mala Zarar verme", "Kamu görevinin usulsüz üstlenilmesi", "Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanmak" gibi değişik suçlardan 2,5 ay ile 1 yıl 2 ay 16 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı.
Asistan Doktor Sercan Yüksel ve Erenç Yasemin Dokudan'ın da aralarında bulunduğu 4 sanık ise "İbadethaneyi kirletme" suçundan 10 ay hapis cezası veren mahkeme, bu cezayı ertelemişti.
55. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. 321 sayfalık gerekçeli karar İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi HâkimiYener Yıldırım tarafından yazıldı.
Gerekçeli kararda "İbadethaneyi kirletme" suçundan 10 ay hapis cezası alan doktorlar Sercan Yüksel ve Erenç Yasemin Dokudan'ın da aralarında bulunduğu 4 sanıkla ilgili bölüm de yer aldı. Gerekçeli kararda, “Şüphelilerin camii içerisinde yiyecek ve içecekler tükettikleri, camii içerisini tıbbi atıkları ile yiyecek ve içecek artıkları ile kirlettikleri, ayrıca camii içerisine zarar verdikleri anlaşılmıştır" denildi.
Gerekçeli kararda, “Olaylar sonrası görevliler tarafından camii içerisinde yapılan incelemelerde, camii içindeki kadınlara ayrılmış kısmın pencere önünde içi boş ve ezilmiş halde bir bira kutusu ile müezzin bölümünde boş sigara kutusu, yerlerde söndürülmüş halde sigara izmaritleri bulunduğu anlaşılmıştır. Yapılan Olay Yeri İnceleme Raporu'ndaki tespitlere göre meydana gelen olaylar nedeniyle camiinin bahçe kısmının aydınlatılmasında kullanılan spot lambalarından 2 tanesini kırık olduğu, güvenlik kameralarının sökülerek çalındığı, Dolmabahçe Sarayı kafeteryasından camiye geçilen demir kapının kilit kısmının kırıldığı, camii kapısının arkasında bulunan demir sürgülerin kırıldığı, müftülük kapısı ile bağlantısı olan ahşap kapının kırıldığı, zemin katta namaz kılınan bölümdeki ahşap paravanın kırarak zarar verildiği, minber kısmındaki Arapça yazıların bulunduğu perdelerden bir kısmının çalındığı anlaşılmıştır. Yine minber yanında bulunan kalorifer tesisatının ahşap dış koruma kısımlarının kırılarak zarar verildiği anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi.
'İbadethaneyi kirletmek suretiyle...'
“Şüpheliler Erenç Yasemin Dokudan ve Sercan Yüksel'in de aralarında bulunduğu 4 sanığın ilgili dinî inanışı benimseyen toplum kesimlerini tâhkir etmek kastı ile ibadethane olan ve herkes için geçerli belirli giriş kuralları bulunan Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camii' ne ayakkabıları ile girerek, savunmalar doğrultusunda ibadethaneye zor durumda kalınarak ayakkabılar ile girildiği kabul edilse dahi ibadethane içerisinde zor durum sonrası ayakkabılar ile gezinmeye devam edilerek, keza camii içerisini de revire çevirerek, kullanılan tıbbi malzemeler ve tüketilen gıda maddelerinin atıklarını, içilen sigara izmaritlerini yerlere atarak ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verdikleri anlaşılmıştır" denildi.
'Gösteri yürüyüşüne katılıp
katılmadıkları tespit edilemedi ama...'
Kararda, “Erenç Yasemin Dokudan ile Sercan Yüksel' in, kanun dışı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldıkları tespit edilememiş ise de, mesleğe ait özel formalar ile kanun dışı eylemlerde bulunurken yaralanan eylemcilere temin edilen ilaçlar ile tıbbi yardımda bulundukları, bu şekilde suç şüphesi altında olan şüphelileri kanuni takip yapacak mercilere bildirmedikleri gibi aksine kanun hilâfına olarak şüphelileri kayırdıkları anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi.
'Toplantı ve gösteri hakkının
sınırsız olmadığı görülmüştür'
“2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na göre herkesin önceden izin almaksızın, şiddet veya silah kullanmadan gösteri veya toplantı düzenleyebileceği hüküm altına alınmıştır" denilen gerekçeli kararda "Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34. maddesine göre "Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ancak millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir", AİHS'nin 11. maddesinin ikinci fıkrasına göre de; 'Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir' şeklinde sınırlama öngörülmek suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının sınırsız olmadığı ortaya konulmuştur" denildi.
Mayıs ve Haziran 2013 tarihinde Taksim ve çevresinde yaşanan olayların ayrıntılı olarak anlatıldığı gerekçeli kararda, grupların polise taş ve soda şişeler ile saldırdıkları, ara sokaklarda bulunan işyerlerine, bankalara kamu malı niteliğini taşıyan yerlere zarar verdikleri, işyeri ve bankalara spreylerle sloganlar yazıp sinkaflı cümleler yazdıkları, sapanlarla görevlilere bilyeler attıkları, barikatlarla yolların kapatıldığı, ve onlarca havai fişek ile görevlilere saldırdıkları kaydedildi.
Polis kanuna göre hareket etti
Gerekçeli kararda, polisin “Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'a göre eylemlere katılanlara müdahale ettikleri, görevlilerin müdahalesinin yasal dayanağının anılan yasa olduğu kaydedildi.
'Kamu düzeni bozuldu'
Gerekçeli kararda, “Dava konusu eylemlerin ika edildiği mahaller ve nitelikleri de nazara alındığında kamu düzeninin bozulduğu ve bozulan düzenin sağlanması bakımından görevlilerin 2559 sayılı yasa gereğince eylemlere müdahale ettiği anlaşılmıştır" denildi.