Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Çok net bir şekilde söyleyebilirim ki Türkiye'nin iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı anlamında en ufak bir eksiği kalmamıştır" dedi
Bakan Çelik, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktör Yardımcısı Sandra Polaski ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti.
Kabulde, Türkiye’nin 1 Aralık itibariyle G-20 dönem başkanlığını yürütmeye başladığını anımsatan Çelik, bu kapsamda uluslararası kuruluşlarla işbirliğini önemsediklerini dile getirdi.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Türkiye’nin ILO’ya 1932’de üye olduğunu ve aradan geçen süre içerisinde birlikte önemli çalışmaların hayata geçirildiğini belirten Çelik, Türkiye’nin geçtiğimiz aylarda en fazla oyu alarak ILO yönetimine seçildiğine dikkati çekti.
'Yaşadığımız acı olayların nedeni ne denetimsizlik ne mevzuattır'
ILO’nun 167 ve 176 sayılı sözleşmelerinin TBMM’de kabul edildiğini ve böylece Türkiye’nin ILO’da taraf olduğu sözleşme sayısını 59’a çıktığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti: "Sadece 167 ve 176 sayılı sözleşmeler değil 155, 161, 187 sayılı sözleşmeleri de biz Meclis’ten geçirdik. Geneli itibariyle bakıldığında bunlara bağlı olarak çıkardığımız İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası da AB standartları çerçevesinde çıkartılan bir yasa.
Yani çok net bir şekilde söyleyebilirim ki Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı anlamında en ufak bir eksiği kalmamıştır. Son dönemde yaşadığımız acı olayların altında yatan neden ne denetimsizlik, ne mevzuattır. Farkındalık dediğimiz meselenin ele alınması ve yasaların emrettiği hükümler çerçevesinde bir çalışma hayatının tanzimi konusunda gerek işverenlerin gerekse de çalışanların hassas olması gerekmektedir.
Yoksa kanunların kitaplarda kalması bir anlam ifade etmez. Bunlar uygulanması için vardır. Bu duyarlılığın artırılması için ILO ve sendikalarımızla ortak çalışmalarımız katkı sağlayacaktır."
ILO Genel Direktör Yardımcısı Polaski, Türkiye’nin ILO’nun inşaat ve maden işlerinde güvenlik ve sağlığı düzenleyen 167 ve 176 sayılı sözleşmelerini onaylamasını son derece önemli ve kritik bir karar olduğunu düşündüklerini belirterek, "Bu sözleşmelerin onaylanmasını hükümetin ve Meclis’in alkışladığımız bir girişimi olarak değerlendiriyoruz. ILO da bu kapsamda bir uzmanını Türkiye’deki mevzuatın geliştirilmesi ve bu mevzuatın uygulamaya konulmasıyla ilgili olarak görevlendirmiş bulunuyor" dedi.