Utku Çakırözer
(Cumhuriyet - 16 Eylül 2012)
Ankara Dempsey’den ne bekliyor?
ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, bugün Ankara’ya geliyor. AKP hükümetinin öncelikli beklentisi Suriye’de içine düştüğü zor durumdan ABD’nin somut desteğini alarak kurtulmak.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyi’ni, Suriye içinde bir tampon bölge ve uçuşa yasak bölge kurulması yönündeki ikna çabasında başarılı olamadı. New York’taki toplantıya, öneriye kesinlikle karşı çıkan Rusya ve Çin gibi ülkelerin yanı sıra müttefikimiz ABD Dışişleri Bakanı’nın da katılmaması, başta Davutoğlu olmak üzere Ankara’daki yöneticilerde rahatsızlık yaratmıştı.
Davutoğlu ‘tampon’a destek arıyor
New York’taki bu fiyaskonun ardından CIA Başkanı, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı, senatörler ve son olarak da ABD Genelkurmay Başkanı’nın Ankara’yı ziyaretinin hükümetin bu yalnızlık psikolojisini gidermeye yönelik olduğu anlaşılıyor.
Ankara diplomasi kulislerindeki bilgilere göre, BM kararından şimdilik umudunu kesen Türkiye hükümeti, sınırın Suriye tarafında Özgür Suriye Ordusu’nun denetimi altındaki bölgelerde başını Türkiye’nin çekeceği fiili bir “tampon bölge” uygulamasının başlatılması için dış destek arayışı içinde. Rızasını aradığı ülkelerin başında ise ABD geliyor. “Güvenliği kim sağlayacak?” sorusu yanıtsız dururken ABD böyle bir senaryoya “evet” diyebilir mi?
İdarei maslahat yapacaklar
Bu soruyu ABD başkenti Washington’da Türkiye büyükelçisi olarak görev yapmış iki deneyimli büyükelçi Nüzhet Kandemir ve Şükrü Elekdağ’a yönelttim. Onların gözüyle Dempsey’in ziyaretinin anlamı şu: Emekli Büyükelçi Kandemir’e göre son dönem Washington’dan Ankara’ya yönelik ziyaretçi trafiğinin ardında yatan neden “idarei maslahat yapmak”. Yani, “bir yandan Türkiye’nin oldukça ileri düzeydeki beklenti ve taleplerini frenlerken diğer yandan Türk hükümetini iç politikada zor duruma düşüren ‘Suriye yalnızlığı’ algısını engelleyici jestler yapacaklar”.
Libya’dan sonra çekinirler
Kandemir’e göre Libya’da aralarında Büyükelçi Christopher Stevens’ın da bulunduğu 4 Amerikalı yetkilinin ölümüne neden olan, Mısır ve birçok diğer Arap ülkesine de yayılan ABD karşıtı gösteriler de Suriye konusunda Beyaz Saray yönetiminin Ankara’nın beklentileri doğrultusunda hareketini kısıtlayacak. “Bu olaylar sonrasında başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’da çok daha çekingen davranacaktır ABD yönetimi” görüşünü savunuyor eski Washington Büyükelçisi.
ABD’de görev yapan bir diğer Büyükelçi Elekdağ da “Libya’daki olayların, ABD’nin Ortadoğu politikasını gözden geçirmesine neden olacak kadar önemli olduğu” görüşünde. Bu görüşünün temel dayanağı ise ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın, “Ama biz onlara özgürlük götürmüştük” şeklindeki, bölgeye ilişkin beklentileriyle aldıkları sonuç arasındaki uçurumdan duyduğu şaşkınlığı açığa vuran ifadeleri.
Dempsey’in ziyaretinin Türkiye’nin beklentilerini karşılamayacağında Kandemir ile hemfikir olan Elekdağ şu görüşte:
“Zaten Suriye konusunda hep arka plandaydılar. Bu tutumları başkanlık seçimlerine endeksli değil. Obama seçimleri kazansa da, Türkiye’nin arzuladığı bir güvenlik bölgesi kurma projeleri yok. Çünkü BM’de uzlaşma yok. BM kararı olmadan atılacak her adımda sorumluluğunun kendilerine de ait olacağını çok iyi biliyorlar. Bu da işlerine gelmiyor.”
Boy ölçüsü aldıracaklar
Hatta Elekdağ’a göre, ABD yönetiminin kamuoyu önünde asla açıklamayacağı şaşırtıcı bir hedefi de olabilir Türkiye konusunda:
“ABD yıllardır asıl düşmanı olan İran’ı etkisiz hale getirmek için hep Suriye rejimini ‘izole’ etmek istemiştir. Türkiye bir dönem Esad ile aşırı iyi olarak bu politikaya karşı hareket etti. Arap Baharı sırasında ise bu kez de ABD’nin takvimine göre hareket etmedi. Çok evvel ve çok aşırı hareket etti. AKP hükümetinin biraz boyunun ölçüsünü almasını istiyor olabilirler. Türk-Amerikan ilişkilerinde biz bu tür hadiseleri çok yaşadık geçmişte.”
‘Sizi koruruz’ sözüyle yetinir
Türk-Amerikan ilişkilerinde deneyimli her iki büyükelçinin görüşü de özellikle Libya’da yaşananlardan sonra ABD Genelkurmay Başkanı’nın, Suriye konusunda ülkesini bağlayıcı ifadelerden kaçınacağı şeklinde. Dempsey’in, “NATO müttefikimiz Türkiye’yi olası bir saldırıya karşı savunmaya hazırız” şeklinde kamuoyunda iki ülkenin birlikte hareket ettiği imajı yaratacak ama Ankara’nın beklentisini karşılamaktan uzak bir açıklamayla yetinmesi büyük olasılık gibi gözüküyor.