Gündem

Karar yazarı Çakır: Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum’un 'AYM kararının icra etkisi yok' sözüne Anayasa’nın 153. Maddesini hatırlatacak bir tane başdanışman yok mu?

"Anayasa Mahkemesi diyor ki, 'vekilliğin düşürülmesi merasimi' Anayasa’nın tamamen dışındadır ve hukuki dayanağı yoktur. Can Atalay hala milletvekilidir"

02 Ağustos 2024 09:32

Karar yazarı Elif Çakır,  Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un AYM'den  Gezi tutuklusu Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine  "yok hükmü" verilmesinin ardından "kararın icra yetkisi yok" sözlerini köşesine taşıdı. Anayasa Mahkemesi'nin "Anayasa Mahkemesi’nin kararları Resmi Gazetede yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar" 153. maddesini hatırlatan Çakır, " Uçum’un 'AYM kararının icra etkisi yok' sözüne Anayasa’nın 153. Maddesini hatırlatacak bir tane başdanışman yok mu" dedi.

"Anayasa Mahkemesi diyor ki, 'vekilliğin düşürülmesi merasimi' Anayasa’nın tamamen dışındadır ve hukuki dayanağı yoktur. Can Atalay hala milletvekilidir. diyen Çakır'ın köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Anayasa’ya göre AYM kararları Resmi Gazete’de yayınlanır, yayınladıktan sonra da ağasını da paşasını da bağlar, kararın gereği ilgili her kurum onun icrası aynen yapar, yerine getirir diyor.

 Anayasa’nın tartışmaya kapalı 153 ve 154’üncü maddelerine ne diyor Uçum?

Bu iki madde Anayasa’da yazılı duruyor.

Elbette nasıl olsa ülkemiz anayasal bir devlet olmadığı için Mehmet Uçum bunu da izah eder, anlatır. Çünkü Mehmet Uçum için öncelik hukuk değil, bunu zaten biliyoruz, onun önceliği siyaset, dolayısıyla Beştepe’nin siyaseten işine gelecek yorum neyse onu yapıyor. Bundan yana bir kuşku yok. Ama üzgünüm; sözlerini baştan aşağı ‘milli yargı, yerli yargı’ kavramlarıyla süslese de Uçum’un getireceği yorumun hukuki hiçbir değeri olmaz.

Anayasa’da 153. Madde yazılı olduğu müddetçe, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcı olduğu gerçeği de varlığını sürdürecek. AK Parti AYM’nin kararlarına uymadığında hukuk ihlali yapmış olacak, Anayasa’yı ihlal etmiş olacak. Gerçek bu.

Can Atalay üzerinden Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında yaşanan yargı krizi, Türkiye’nin anayasası olan ama anayasal bir devlet olmadığının en somut örneği oldu.

AYM kararlarının, AİHM kararlarının uygulanmadığı, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’ne açıktan savaş açtığı bir ülkenin anayasal bir devlet olduğunu söylemek mümkün mü?

Bir Anayasamız var, evet, o kadar.

Beştepe’de bir dünya dolusu başdanışman var, Mehmet Uçum Erdoğan’ın tek başdanışmanı değil. Ayrıca Uçum hukukçu kimliğe sahip tek başdanışman da değil.

Ayrıca yaptığı acıkmalar başdanışmanlık eşiğini aşıyor, 'not edildi, kaydedildi, devlet haddini bildirir' diyor parmak sallıyor, AİHM kararları bağlayıcı değil, yönlendiricidir diyor… İktidarın yakından takip ettiği dava dosyalarıyla ilgili mahkemelerden önce çıkıp görüş (karar) açıklıyor, nasıl hüküm olması gerektiğini söylüyor.

Beştepe’deki başdanışmanlardan biri de çıkıp bir şey söylemiyor. En basit örnek Uçum’un 'AYM kararının icra etkisi yok' sözüne Anayasa’nın 153. Maddesini hatırlatacak bir tane başdanışman yok mu Beştepe’de… Bu gerçekten tuhaf bir durum değil mi?

Yok mu burada bir anormallik."