Gündem

Cahil CHP, kompleksli Bedri Baykam

Ayşe Böhürler "türban" konusunda CHP'yi, kültür-sanat konusunda Bedri Baykam'ı köşesinde eleştirdi.

04 Eylül 2010 03:00

T24 - Referandum tartışmaları arasında parti liderlerinin söylemlerinde yer alarak tekrar gündeme gelen "türban" tartışması üzerine Yeni Şafak gazetesi yazarı Ayşe Böhürler, 
"2007'de Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak başörtüsü meselesini çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyenler hep aynı şeyleri söylüyorlar. Sanki zamanın buzdolabında donmuş gibiler. 411 oy çoğunluğu ile TBMM'den geçen yasayı iptal ettiren CHP'nin başkanı, kendi partisinin tarihine ilişkin siyasi hafızayı, toplumun duygularını bir sözle silebileceğine (reset tuşuna basar gibi) inanması bizi şaşırtmıyor. Çünkü söylemleri gibi zihniyetleri de şartlanmış, çağdışı ve bu halkı tanımaktan uzak ve ne yazıktır ki hala çok cahiller. CHP 'başörtüsünü çözeceğiz' diyor, hem de kendi seçmenine 'biz aslında çözümden başlarını açmayı anlıyoruz' mesajı veriyor" dedi.


CNN Türk'te yayınlanan ve Cüneyt Özdemir'in sunduğu 5N1K  programına konuk olan Sanatçı Bedri Baykam'ın "Her gün imam kadroları atıyorlar, onlarla her yeri dolduruyorlar, yeni müzeler açmıyorlar, devlet sanatı dışlıyor.." sözlerine Böhürler, AKP hükümetinin 2003-2010 yılları arasında kültür ve sanat alanında gerçekleştirdiği yatırımları anlattı. Böhürler, Baykam için son olarak "Avrupa Birliği temsilcilerinin referandumu destekleyen açıklamalarını dahi "Avrupa'daki Mustafa Kemal Kompleksi" ile izah eden Bedri Baykam baktığını görebilir mi bilmiyorum" yorumunu dile getirdi.



Ayşe Böhürler'in Yeni Şafak gazetesinde "Cahiller ve Bedri Baykam" başlığıyla yayımlanan (4 Eylül 2010) yazısı şöyle:




Cahiller ve Bedri Baykam


CHP ya da MHP fark etmiyor, siyasetin bittiği, söyleyecek sözün bulunamadığı yerde "baş örtüsü" bir kurtarma sandalı gibi ortaya çıkıyor. Kılıçdaroğlu "ver gazı, ver gazı" şeklinde bir tutum ile hem karşıtlarını hem de başörtülüleri etkileyerek umut avcılığı yapmaya kalkıyor.


Senaryo yılların içinde hiç değişmiyor. Bitmeyen senfoni gibi sürüp gidiyor. Bu arada ilk başörtüsü nedeni ile üniversiteden atılan Hatice Babacan büyük anne oldu. O olayların olduğu yıllarda doğan bizler, neredeyse emekli olmaya başladık... Okuyabilen kızlarımız da neredeyse okullarını bitirip çoluk çocuk sahibi olmaya başladılar bile.. ... Bu arada yol zayiatlarının kişilik bunalımı, umutsuzluk, çaresizlik gibi haddi hesabı yok. Ve bunlar hala aynı şeyleri konuşuyorlar.1950'de çarşafa karış yasa çıkaranlar, 1960'da Hatice Babacanı dersten attıranlar, 2001'de Merve Kavakçı'yı meclisten kovanlar, 2007'de Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak başörtüsü meselesini çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyenler hep aynı şeyleri söylüyorlar. Sanki zamanın buzdolabında donmuş gibiler. 411 oy çoğunluğu ile TBMM'den geçen yasayı iptal ettiren CHP'nin başkanı, kendi partisinin tarihine ilişkin siyasi hafızayı, toplumun duygularını bir sözle silebileceğine (reset tuşuna basar gibi) inanması bizi şaşırtmıyor. Çünkü söylemleri gibi zihniyetleri de şartlanmış, çağdışı ve bu halkı tanımaktan uzak ve ne yazıktır ki hala çok cahiller. CHP "başörtüsünü çözeceğiz" diyor, hem de kendi seçmenine "biz aslında çözümden başlarını açmayı anlıyoruz" mesajı veriyor.


Nasıl mı? İstanbul'da asılan afişler ile. Tek kelime ile kolonyal bakış olarak tanımlanabilecek afişlerde başörtüsü ile rahibeler arasında benzerlik kuruluyor. İslam'da ruhban sınıfı olmadığını bilmeyecek kadar bu halka yabancı olanların, başörtüsü ile rahibe örtüsü arasındaki farkı, Hıristiyanlık ile İslam arasındaki farkı bilmeyenlerin halkı yönetmeye talip olmaları da anlaşılır gibi değil.


Bu tiyatro içinde biz başörtülülere düşen yine her birine ayrı ayrı "la havle" çekmek...


Tüm bu fosil çağrışımı yapan insanlar arasında dün bir de Bedri Baykam'ı Cüneyd Özdemir'in programında izleyince...


Bedri Baykam diyor ki...Bunlar (yani bizim gibiler, vikipedia'ya bakmaya gerek yok -bir tür canlı) Darwin'e karşı çıkıyor, felsefe derslerini-sanatı-resmi yok ediyorlar, tiyatroları desteklemiyorlar...."


(Birden Ak Parti program kitapçığında yer alan plastik sanatları destekleme maddesi geldi aklıma. Acaba hangi partinin programında böyle bir madde vardır?)


Devam ediyor Baykam.. "Her gün imam kadroları atıyorlar, onlarla her yeri dolduruyorlar, yeni müzeler açmıyorlar, devlet sanatı dışlıyor.."


Son 7 yılda yapılanları, sanatı elitlerin ayrıcalığı olmaktan çıkarıp halkla buluşmasını yakından görebilen birisi olarak Baykam'ın sözleri ancak ideolojik körlük olarak değerlendirilebilir.


Görmese de belki duyar iyi niyeti içinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı müsteşarı İsmet Yılmaz'dan aldığım bilgiler çerçevesinde 2003-2010 yıları arasında sanata ilişkin harcamalarının bir bölümünü ancak şöyle özetledim:


"25 Sahnede perdelerini açmakta olan Devlet Tiyatroları 2002-2010 arasında toplam 29 yeni sahne açmış. Her yıl 6 uluslararası tiyatro festivali düzenlenmiş. 2009-2010 yıllarında Türk yazarlarımızın 56 yeni oyunu sahneye konularak, 41'i için dünya prömiyeri yapılmıştır. 58 farklı ilde 315 kez yurtiçi turne düzenlenmiş, 810 temsil verilmiştir, 81 il ve 297 ilçeye turnelerle oyunlar götürülmüş. Özel tiyatrolara yapılan yardım miktarları artırılmış. 69 yeni kütüphane açılmış ya da açılmasına destek verilmiş. 28 yeni sanat kurumu faaliyete geçmiş. Devlete bağlı sanat kurumlarımızca gerçekleştirilen konser/gösteri/turne sayıları her geçen yıl daha da artmış, 11. 182 etkinlik gerçekleşmiş. Devlet tarafından yaptırılan anıt-büst-heykel-rölyef-mask sayısına 2003-2010 arasında 3.493.569 i bulmuş. Plastik sanatları desteklemek ve Devlet Koleksiyonunu geliştirmek için 2003'te 5 tane yapılan plastik sanat eseri alımı; 2005-2010 yılları arasında 215'i bulmuş. 32 kültür merkezi açılışmış... Bu liste daha uzayıp gidiyor. Her şeyden de önemlisi Türkiye'de faaliyet gösteren dil ve kültür eğitimi veren Goethe Enstitüsü gibi bir Yunus Emre Enstitüsü'nün kurulması ve birçok ülkede açılmaya başlaması...


Avrupa Birliği temsilcilerinin referandumu destekleyen açıklamalarını dahi "Avrupa'daki Mustafa Kemal Kompleksi" ile izah eden Bedri Baykam baktığını görebilir mi bilmiyorum.