Ekonomi

ÇAĞLAYAN: İHRACATTA DURMAK YOK ANKARA (A.A)

21 Temmuz 2011 17:57
-ÇAĞLAYAN: İHRACATTA DURMAK YOK ANKARA (A.A) - 21.07.2011 - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 1-20 Temmuz tarihleri arasında ihracatın, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artarak 7,5 milyar dolar olduğunu bildirdi.  Çağlayan, 1 Ocak-20 Temmuz tarihleri arasında da ihracatın, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,6 artışla 73,2 milyar dolara ulaştığını açıkladı.  Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) tarafından düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında konuşan Bakan Çağlayan, ihracat rakamlarının, Orta Vadeli Program'daki hedeflerin çok rahat aşılacağını gösterdiğini söyledi.  İhracatta endişe edilecek bir şeyin olmadığını vurgulayan Bakan Çağlayan ''İhracatta durmak yok, tam yol ileri'' dedi.  Çağlayan, Türkiye'nin artık siyasi istikrarın yanı sıra ekonomik istikrarı da sağladığını belirterek, ülkenin önemli başarılara imza attığını, gündemini  kendisinin belirlediğini ve artık ''sahada oyuncu değil, bizzat masada oyun kurucu'' konumunda olduğunu söyledi. Eskiden Türkiye'de faizlerin, ekonomik dengelerin hükümet liderlerinin merdiven inişinden, birbirlerine bakışından bile etkilendiği anlatan Çağlayan, Türkiye'nin o dönemde gelecekle ilgili projeksiyonları olmadığı için yatırımdan, üretimden, istihdamdan hak ettiği payı alamadığını ifade etti. Bugün Türkiye'yi güçlü bir ekonomik altyapıya getiren unsurun siyasi istikrar olduğunu belirten Çağlayan, yapılan seçimlerde de tek galibin millet olduğunu, seçimlerde de Türkiye'nin kazandığını söyledi. Çağlayan, ''Türkiye, elde etmiş olduğu siyasi, ekonomik istikrarla gerek bölgesinde, gerek dünyada önemli bir ülke olma özelliğini devam ettirecek '' dedi. -CARİ AÇIK KONUSU- Yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Çağlayan, İhracat Odaklı Büyüme Stratejisi kapsamında, ihracata dönük üretim stratejisi başlattıklarını, bunun için bir değerlendirme kurulu oluşturduklarını ve bunun hemen arkasından da sektörleri tek tek incelemeye başladıklarını kaydetti. Girdi tedarik stratejisiyle de cari açığın temel nedenlerini araştırmaya başladıklarını bildiren Çağlayan, alınacak tedbirlerin, politikaların belirlenmesi için neler yapılacağı konusunda çalışmaya başladıklarını belirtti. Cari açık konusunun bugün Türkiye için yeni bir konu olmadığını, sadece Türkiye'nin ''başının belası'' olan bir konu da olmadığını ifade eden Çağlayan, 128 ülkede yani dünyanın üçte ikisinde cari açık veren bir yapı olduğunu söyledi. Çağlayan, şunları kaydetti: ''Adeta sektörleri lime lime etmeye başladık ve ilk çalışmalarımızı demir-çelik sektörü, otomotiv sektörü ve makina sektöründe başlattık. Üç sektörü, sektörün tüm bileşenleriyle tüm oyuncularıyla beraber tek tek inceledik. Arkadaşlarımız fabrikalara gittiler bizzat yerinde tespit yaptılar. Üç sektörle ilgili çalışmaları tamamladık. Şimdi diğer 3 sektör ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bunlar kimya sektörü, tarım, gıda sektörü ve tekstil sektörü. Dolayısıyla 6 sektör bu sene masaya yatırıldı, 6 sektör didik didik edilmiş, lime lime edilmiş bir yapıya kavuşacak.'' Bu 6 sektörün 30 milyar dolarlık ara malı ithalatının yapıldığı sektörler olduğuna dikkati çeken Çağlayan, demir çelik sektörünün bir çok sektörde ana girdi olarak kullanıldığını, Türkiye'nin, dünyanın en büyük hurda ithalatçısı hem de en pahalı hurda ithalatı yapan ülkesi olduğunu söyledi. -SANAYİNİN YENİ BİR YAPILANMAYA TABİ TUTULACAĞI BİR DÖNEM OLACAK- Türkiye'nin dünyanın ikinci büyük ihracatçısı olarak 675 milyon dolarlık buzdolabı ihraç ettiğini ancak bozdolabındaki kompresörler için de 400 milyon dolar ithalat yaptığını anlatan Çağlayan, Türk sanayicisinin bu örnekleri değiştirebilecek kapasiteye, zekaya, bilgi ve beceriye fazlasıyla sahip olduğunu belirtti. -''ADETA YATIRIM AVCILIĞI YAPACAĞIZ''- Kendilerinin hangi sektörlerde, neden ithalat yapıldığını bildiklerini anlatan Çağlayan, Türkiye'de üretim yapısının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi ve yurt dışında belirledikleri firmaları Türkiye'ye getirmek için adeta ''yatırım avcılığı'' yapacaklarını söyledi. Cari açığın temel nedeninin Türkiye'deki tasarruf eksikliği olduğunu belirten Çağlayan, Türkiye'de kazanılan dövizin, harcanılan dövizden daha az olduğunu ve cari açıkta enerji ithalatının önemli bir payı olduğunu vurguladı. 81 ili tek tek analiz ettiklerini ve 500 sektörü incelediklerini, hangi ülkelere ihracat yapılacağını tespit ettiklerini vurgulayan Çağlayan, ikinci bir çalışma olarak da 73 ülkede, bin 243 sektörde çalışma yaptıklarını, Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkelere yüzde 30 daha fazla ihracat yapabileceğinin belirlendiğini söyledi. Çağlayan, Hindistan'ın da bunun bir örneği olduğunu kaydetti. Cari açığın etkisinin yıl sonuna kadar azalacağının görüleceğini de belirten Çağlayan, cari açığın Türkiye açısından bir risk oluşturmadığını, ekonominin son derece güçlü olduğunu söyledi ve ''gerek kamu dengesi açısından, gerek bütçe dengesi açısından Türkiye 41 kere maşallah diyebileceğimiz bir noktadır. Bu konuda bir sıkıntı bir problemimiz olmayacaktır'' dedi. -AVRUPA'DAKİ KRİZ- Avrupa'daki krize de değinen Çağlayan, bugün Avrupa'nın başına bela olan unsurdan birinin siyasi istikrarsızlık, diğerinin de ekonomik istikrarsızlık olduğunu söyledi. Türkiye'nin Avrupa'da bir çok ülkede görülen krize girmemesinin arkasında ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarının yattığını savunan Çağlayan, AB üyesi ülkelerin 2007'den beri biraz hantal davrandığını ve tedbir konusunda geç kaldıklarını düşündüğünü kaydetti. IMF'nin ve Avrupa Merkez Bankasının tüm desteklerine rağmen, sorunun artarak devam ettiğine işaret eden Çağlayan, ''Bunlara rağmen ateşin sönmemesi, AB oyuncularının zamanında karar alamayışı ve zamanında müdahale edemeyişinden kaynaklanıyor'' dedi. ''Dolayısıyla Avrupa'daki gelişmeler, ister istemez bizim ticaretimizi de etkileyebilecektir'' diyen Çağlayan, Avrupa'dan çıkan bu krizin Türkiye'ye bir diğer etkisinin de doğrudan yabancı yatırımlar konusunda olduğunu söyledi. Çağlayan, doğrudan yabancı sermayenin Türkiye gelişinde, ülkedeki genç nüfus, üretim gücü, maliyetler, lojistik ve coğrafi yapısının etkili olduğuna işaretti. Avrupa'daki krizin  Türkiye'ye Avrupa'dan gelecek olan doğrudan yatırımları biraz etkileyebileceğini belirten Çağlayan ''zaten Avrupa'nın yatırım ve üretim merkezi, şu anda en cazip, en yakın tedarik merkezi Türkiye'dir. Türkiye Avrupa'nın bir yerde akciğeridir, nefes alabileceği bir yerdir'' dedi. Avrupa'daki gelişmelerin dış ticarete, doğrudan yatırımlara etkisinin yanı sıra, avro-dolar paritesinde de olumsuz gelişmelere neden olabileceğini ifade eden Çağlayan, Avrupa ihracatında düşüş ihtimaline karşılık geçen yıl itibariyle önemli bir çalışma başlattıklarını, bölgesel işbirliklerine önem verdiklerini,rotalarını değiştirirken, dünyanın diğer ülkeleriyle de ticareti geliştirmek için yeni stratejiler belirlediklerini kaydetti. Çağlayan, ''Ancak, Avrupa başta olmak üzere elde etmiş olduğumuz pazarları hiç kaybetmeye niyetimiz yok'' dedi.