Fransa'da burka yasağı beşinci yılını doldurdu. Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı döneminde Avrupa'da bir ilk olarak yürürlüğe giren yasada aslında burka kelimesi geçmemesine rağmen kamuoyuna burka yasağı olarak yansıdı. Yasa, kamusal alanda maske ve motorsiklet kaskı dahil olmak üzere yüzü görünmeyecek şekilde örtmeyi yasaklıyor ve yasa ihlaline 150 euroluk para cezası öngörüyor. Fransa'dan kısa süre sonra Belçika da benzer bir yasayı yürürlüğe soktu.
Yasağı savunanlar, yüzün kapatılmasının Fransa'daki ‘vivre ensemble‘ (birlikte yaşam) ilkesine aykırı olduğu tezini öne çıkarıyor. Yasağın lehinde oy kullanan milletvekilleri ayrıca kamu düzeni ve ulusal güvenlik boyutlarına da dikkat çekmişti. Yasağa karşı çıkanlar ise din özgürlüğü ve kadınların izole edildiği tezini savunuyor.
AİHM kararı
Konu bir Fransız kadının açtığı davayla 2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı. AİHM, davacının din özgürlüğü, Fransız hükümetinin de ulusal güvenlikle ilgili tezlerini reddetti. Mahkeme'nin geçerli saydığı tez ise yasanın Fransız kültürüne uygun olmaması oldu ve yasağa yapılan itirazı reddederek yasayı onayladı.
Siyasi İslam uzmanı Oliver Roy, AİHM'nin kararını kadınların izolasyonu değil, Fransız kültürüne uygunlukla gerekçelendirmesinin entresan olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Ama dindar olsun ya da olmasın Müslümanlar burka yasağının bir din olarak İslam üzerindeki baskıyı artırdığı görüşünde.“
“Peçeli çarşaf bir istisna“
Fransa'da yaklaşık 5 milyon Müslüman yaşıyor. Yasanın yürürlüğe girdiği dönemde burkalı kadın sayısının yaklaşık 2 bin olduğu tahmin ediliyor. Roy, çarşaflıların çoğunluğunu sonradan İslam dinine geçen Fransız kadınların oluşturduğuna dikkat çekiyor ve aslında istisna olan ve az sayıda kadını etkileyen bir duruma karşı niçin harekete geçildiği sorusunun yanıtsız kaldığını belirtiyor.
İslam'da kadın konusunda yıllardır çalışmalar yapan sosyolog ve film yapımcısı Agnes De Feo, “Konu, insanlar arasında bir uçurum oluşturmak. Bu kadınlar sokakta sıkça hakarete maruz kalıyor“ diyor. 2013 yılında hamile bir kadın, sokakta başörtüsünü zorla çıkarmaya çalışan iki kişinin kendisine saldırması sonucu düşük yapmıştı.
Fransa İçişleri Bakanlığı verilerine göre yasanın yürürlüğe girmesinden 2015 yılı ekim ayına kadar geçen dönemde 908 kadına karşı yaklaşık bin 550 para cezası uygulandı. Ceza alanların çoğunun daha önce de yasağı ihlal ettiğine, hatta bir kadının 33 kez ceza ödediğine dikkat çekiliyor.
“İnadına giyiyorlar“
Sosyolog De Feo, kadınların çoğunun peçeli çarşafı inadına giydiğine dikkat çekiyor. Bazılarının çarşafı ‘İslam'a karşı girişilen bir saldırıya karşı savunma mekanizması‘ olarak gördüğünü, bazılarının hiç dini nedenleri bile olmadığını, sadece farklı hissetmek istediklerini belirtiyor. De Feo, “Ebeveynlerine ve topluma karşı çıkmak, özel ve farklı olmak için peçeli çarşafı bir imkan olarak görüyorlar“ diyor.
İsviçre'de Tessin kantonu da bu yazdan itibaren burka yasağı getirmeyi planlıyor. Ancak burada para cezası çok daha yüksek. Kantonda peçeli çarşaf giyen kadınların yaklaşık 10 bin euro para cezası ödemeleri gerekecek. Hukuki tartışmalar sürüyor. Çünkü Fransa konusunda AİHM'nin verdiği karar, cezanın kamusal yaşama katılımı engelleyecek kadar yüksek olmamasını göz önünde bulundurmuştu.