Dünya

Burbach Mülteci Yurdu'nda soruşturma

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ndeki bir mülteci yurdunda kötü mualemede bulundukları saptanan özel güvenlik görevlileri toplumda infial yarattı. Sorumlular hakkında işlem başlatıldı.

29 Eylül 2014 23:01


Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ndeki bir mülteci yurdunda kötü mualemede bulundukları saptanan özel güvenlik görevlileri toplumda infial yarattı. Eyalet makamları ve güvenlik görevlilerinin bağlı olduğu özel kuruluş, sorumlular hakkında işlem yapmaya başladı. Ancak soruşturmayı yürüten yetkililer başka görevi kötüye kullanma vakalarının ortaya çıkabileceğini de belirtiyorlar.

'Güvenlik personelinin sicillerinin önceden incelenmesi şart'

Söz konusu mülteci yurdunun bağlı olduğu Arnsberg bölge idaresi ilk önlemlerini aldı ve olaylara adı karışan özel güvenlik görevlilerinin işine son verdi. Kuzey Ren Vesfalya Eyaleti sınırları dışında da mülteci yurtlarını işleten özel firmanın bir sözcüsü, Alman İkinci Kamu Televizyonu’na yaptığı açıklamada, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için yeni stardartların uygulamaya konulduğunu vurguladı. Bölge idaresi de mültecileri bundan böyle korumakla yükümlü güvenlik personelinin işe alınırken sicillerinin önceden incelenmesinin ve iyi hal belgesi getirmelerinin önşart olacağını açıkladı.

Kötü muamele ve aşağılama cep telefonu kaydıyla sabit

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ne bağlı Burbach ve Siegerland adlı yerleşme birimlerindeki mülteci yurtlarında görev yapan güvenlik personelinin, 20 yaşındaki bir Cezayirli'ye kötü muamele yaparken ve aşağılarkenki görüntüleri bir cep telefonu kaydıyla saptandı. Hagen kenti Emniyet Müdürü Frank Richter görüntülere ilişkin şunları kamuoyuna açıkladı: “Görüntüde üzerine kusulmuş bir şilte üzerinde oturan genç bir mülteci var. Ve arka plandaki bir adam, ‘Şimdi tekrar şilteye yatmazsan aynı şeyleri bir daha yaşayacaksın’ diyor. Buradan anlaşılan, mültecinin daha önce dövülmüş olduğu ve verilen emir doğrultusunda, mültecinin kustuğu şilteye yeniden yatması talebidir.”

Cep telefonu görüntülerinde elleri bağlı bir kişinin yerde yattığı ve yanı başında iki üniformalı güvenlik görevlisinin bulunduğu, bunlardan birinin yerde yatan adamın ensesine ayağı ile bastığı da görülüyor. Polis ve savcılık dört şüpheli hakkında soruşturma açmış bulunuyor ve başka vakaların olup olmadığını da inceleniyor. Bu hedefe yönelik olarak yurtta kalan yüzlerce kişinin ifadesi alınıyor. Polis, başka kasten yaralama suçlarının da işlendiğinden ve bu suçlara da özel güvenlik görevlilerinin katılmış olabileceğinden yola çıkıyor.

'Eyalet, kurbanlardan özür dilemekle yükümlüdür'

Olayın cereyan ettiği Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nin İçişleri Bakanı Ralf Jäger konuya ilişkin yaptığı ilk açıklamada şunları söylüyor: “Burbach Mülteci Yurdu'nda yaşananlar utanç vericidir, bizler sarsılmış durumdayız. Haftalar, hatta aylar boyunca savaştan, takibattan kaçan ve burada kendilerini güvende hissedecekleri bir yer bulan insanlar, kriminel kişilerin saldırısına maruz kalıyor. Bu, hiçbir gerekçe ile affedilemez. Eyalet, kurbanlardan özür dilemekle yükümlüdür, bu özürü ben burada kendi adıma da diliyorum.”

Batı Almanya Kamu Radyoları kuruluşu WDR’in “Westpol” adlı bir programında, Essen kentindeki bir mülteci yurdunda da güvenlik görevlilerinin mültecilere saldırdığı yolunda iddilara yere verildi. “Westpol” programının yapımcılarının elinde bir mültecinin aldığı yaraları belgeleyen bir doktor raporu da bulunuyor. Essen ve Burbach’daki mülteci yurtlarının güvenliğinden sorumlu European Homecare adlı firma, Almanya çapında başka mülteci yurtlarını da işletiyor. Firma sözcüsü, güvenlik görevlilerini işe alırken zaman darlığı nedeniyle bu kişilerin sicillerinin yüzde yüz incelenemediğini belirtiyor. Aynı firma, mülteci yurtlarında psikologların, eğitimcilerin ve sosyal pedagogların eksikliğinin çekildiğini, buna karşın mülteci sayısının arttığını vurguluyor.

'Devlet aslî görevi olan bir alandan çekilmiştir'

Alman Polis Sendikası Genel Başkanı Rainer Wendt ise şöyle konuşuyor: “Bu tür vakaları sık sık yaşamak zorunda kalacağız. Mülteci yurtlarındaki durum içler acısıdır. Devlet aygıtında tasarrufa gidilmiş, devlet birimleri küçültülmüştür. Bu şu demektir: İnsanların çaresiz, tehdit altında bulunduğu bir anında devlet aslî görevi olan bir alandan çekilmiştir. Bu görevi devralacak güvenilir işletmeler vardır. Ancak bunun için daha fazla paraya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu durumu yasa yapıcı da bilmekte ve kendinden bekleneni yerine getirmek durumundadır.”