26 Ağustos'ta başlayacak olan Alman Birinci Futbol Ligi (Bundesliga) 2016/17 sezonu zirvede yine yeknesak geçeceğe benziyor. Şampiyonluk rekortmeni Bayern Münih şimdiden mayıs ayındaki şampiyonluk kutlamalarının hazırlığına başlayabilir. Çünkü Birinci Lig takımlarının biri hariç bütün teknik direktörleri, ‘Bu sezon şampiyon kim olacak?', sorusuna aynı cevabı vermiş. Gerçi futbol hocaları da yanılabilirler ama tahminlerinin yanlış çıktığına ender rastlanır.
Bayern Münih sportif başarısı dışında da rakiplerini fersah fersah geride bıraktı. En fazla taraftar, en fazla taraftar kulübü, en geniş reklam etkisi, en pahalı futbolcular ve en fazla para Bayern Münih'te.
Aslında diğer Birinci Lig kulüplerinin durumunun kötü olduğu da söylenemez. Kulüplerin kasasına her yıl daha fazla para giriyor. Alman Profesyonel Futbol Kulüpleri Birliği (DFL) müdürü Christian Seifert'in bir yıl önce söylediği, ‘Alman ekonomisinden on kat hızlı büyüyen profesyonel liglerin istikrarda olduğu herhalde inkar edilemez', şeklindeki sözleri geçerliğini koruyor.
Deloitte adlı danışmanlık şirketinin profesyonel sporlar masasından Karsten Hollasch da Deutsche Welle'nin sorularını yanıtlarken, ‘Bundesliga'nin uzun zamandır sağlam ve sürekli büyüme gücü gösterdiğini', söyledi.
Premier Lig fark attı
Bundesliga'nın başarısı diğer ülkelerle kıyaslandığında daha bariz bir şekilde ortaya çıkıyor. Bayern Münih nasıl ligdeki rakiplerini oldukça geride bıraktıysa, İngiltere Premier Ligi de bütün diğer ligleri adeta ezdi geçti. Sportif açıdan değil. İspanyol kulüpleri Avrupa kupalarında bütün liglere fark atıyor. Ama mali bakımdan İngilizler astronomik irtifada seyrediyor. Televizyondan naklen yayın hakkına ödenen ücretler İngiltere liglerinde bütün Avrupa ülkelerinden çok daha fazla para döndüğünü gösteriyor.
Hasılat bakımından Alman Birinci Ligi İngilizlerin ardından ikinci sırada yer alıyor. Son sezonda İngiltere profesyonel liglerinin toplam hasılatı 4,4 milyar euroyu buldu. Profesyonel Alman liglerinin toplam hasılatı ise 2,4 milyar euro oldu.
Karsten Hollasch Almanya'daki gişe hasılatının yüksekliğini futbolseverlerin bu spora muazzam ilgi göstermesiyle açıklıyor. Biletli seyirci sayısı bir yılda yüzde 8 oranında arttı. Alman statlarının yüzde 90'ı bulan doluluk oranı bütün Avrupa'ya parmak ısırtıyor. Bundesliga'nın seyirciyi mıknatıs gibi çektiğini belirten Hollasch maç başına ortalama 43 bin seyircinin düştüğünü ve bu rekorun kolay kırılamayacağını söylüyor.
Her şey parayla alınmaz
Profesyonel futbolun en büyük gelir kaynağını medyadan yayın hakları oluşturuyor. Profesyonel Alman kulüplerinin bu kefeden elde ettiği hasılatın bir sonraki sezonda artacak olmasına rağmen, İngiltere'deki rakamlara ulaşması mümkün değil. 2017/18 sezonunda kulüpler birliği yayın hakları satışından elde edeceği gelirle yeni bir rekor kırmış olacak.
Gelir bakımından İngiliz kulüpleri bir üst ligde oynuyor. Manchester City'nin Schalke'nin genç yeteneği Leroy Sane'nin transferi için 50 milyon euroyu gözden çıkarması, ligler arasındaki zenginlik farkını gözler önüne serdi. 20 İngiliz kulübü transfer sezonunda 2,7 milyar euro harcadı. Alman kulüplerinin transfer bütçesi ise 1,3 milyarda kaldı.
Ancak Almanya'daki as futbolcuların İngiltere'ye kaptırılmasından endişe duymamaya da gerek yok. Schürrle, Götze ve Hummels gibi isimler transfer sezonunda kulüp değiştirmekle birlikte Bundesliga'da kaldılar. Mario Gomez Türkiye'den Wolfsburg'a döndü. Eski milli futbolculardan Max Kruse Avrupa kulüplerine değil Werder Bremen'e satıldı.
Yeni finansman kaynakları aranmalı
Alman Birinci Lig kulüpleri İngiltere'ye sattıkları futbolculardan elde ettikleri milyonları rekor transferlere yatırıyor. Transfere Dortmund 110 milyon, Bayern Münih ise 70 milyon euro harcadı. Son sezonda vasata gerileyen ve Avrupa kupalarında ismi olmayan eski lig şampiyonu Wolfsburg bile orta saha ası Julian Draxler'i yüksek ücretle kalmaya ikna ettiği gibi onun dışında transfer ettiği futbolculara da 50 milyon euro harcadı.
Geçen sezon transfere 415 milyon harcayan 18 Birinci Lig kulübünün transfer bütçesi yüzde 10 oranında artarak 460 milyon euroya çıktı. Transfer sezonunun kapanacağı 31 Ağustos'a kadar yarım milyar sınırının aşılması sürpriz olmayacak.
‘Balonlaşma yok'
Sezon sonunda şampiyonluk kupasını hangi takımın kazanacağı sorusundan daha önemlisi, profesyonel Alman futbolunun mali kapasite sınırına dayanıp dayanmadığı olacak. Transfer ücretlerindeki çılgınlığın yakında balon gibi patlaması beklenebilir mi?
Aralarında Arsenal'ın ‘ebedi' menajeri Arsen Wenger'in de bulunduğu bazı futbol adamları ‘gerçekten futbol balon gibi şişti, patlayabilir' diyorlar. Deloitte danışmanlık şirketinden Karsten Hollasch ise bu endişeye katılmıyor. Hollasch futbolun giderek uluslararası karakter kazanması sayesinde kulüplerin gelirlerini arttırdıklarını ve bunun da ekonomik büyümenin sağlıklı bir şekilde devam edebileceğini gösterdiğini söylüyor. Hollasch, “Profesyonel futbolun balon gibi şiştiğine ve büyüme potansiyelinin sonuna gelindiğine inanmıyorum”, diyor.