Gündem

“Bu saldırı halkların kardeşliğine yapılmıştır"

“AKP iktidarı ülkeyi Ortadoğu bataklığına çekti”

21 Ağustos 2016 22:20

İstanbul Emek ve Demokrasi Kodinasyonu'nun çağrısıyla yüzlerce insan, dün Gaziantep'te gerçekleştirilen bombalı saldırıyı protesto etmek için Galatasaray Lisesi önünde toplandı.

 

Emekten ve demokrasiden yana pek çok siyasi partinin ve sendikanın da yer aldığı eylem gergin başladı.

 

Eylemin yapılacağı alanın etrafı polis barikatiyla çevrilirken, polis eyleme gelenleri ayrıntılı arama yaparak alana aldı.  Kitle henüz toplanmaya baslamışken polis, eylem komitesiyle yaptığı görüşmede,  hükümet aleyhine atılacak bir slogan olursa müdahalede bulunacağını söyledi ve açıklamanın hemen yapılıp kitlenin dağılmasıni istedi. "Katilleri tanıyoruz,  katliamlara teslim olmayacağız,  yaşasın halkların kardeşliği" pankartınin açıldığı eylemde sık sık "Yaşasın halkların kardeşliği", "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atıldı.

Eyleme HDP İstanbul Milletvekilleri Hüda Kaya, Filiz Kerestecioglu ve CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker de destek verdi.  Burada konuşan Kerestecioğlu, saldırıyı kınadığını ve üzgün olduğunu belirterek, Ankara Katliamı'ni hatırlattı.  Ankara Katliamı dosyasında saldırının olacağının bilindiğini söyleyen Kerestecioğlu,  "Ama hiçbir olayda siyasi sorumluluk almak, istifa etmek, hesap vermek gibi bir sorumluluğa sahip olmayan bu iktidar maalesef bunun yollarını açtı,  yollarını ördü" diye konuştu.

Evrensel'in haberine göre, Kerestecioğlu, "Biz barış olsun istiyoruz, müzakerelere başlanmalıdır. Biz 1 yıldır, 7 Haziran iradesi tanınmadığından beri,  nerede patladığı belli olmayan bombalarla yaşayan bir ülke haline geldik. Hiçbirimiz bunu hak etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

Kerestecioğlu şiddete karşı diyalog yollarına dikkat çektiği konuşmasını "Birlikte, yan yana mücadele edeceğiz" diye sonlandırdı.

 

“Bu saldırı halkların kardeşliğine yapılmış bir saldırı”

 

Ortak basın açıklamasını yapan KESK Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Emin Kırşanlıoğlu Gaziantep’in Şahinbey ilçesine bağlı Akdere Mahallesi'ndeki Kürt yurttaşların düğününe yönelik canlı bomba saldırısını kınayarak söze başladı.  Kırşanlıoğlu, "Bu saldırının faillerini ve katilleri tanıyoruz. Amed, Suruç, Ankara Gar, katliamlarında hedef ne ise, Antep’te gerçekleştirilen son katliamın hedefi de aynıdır. Kürt yurttaşlarımıza karşı yapılan bu alçakça katliam barışa, özgürlüğe, adalete, eşitliğe ve halkların kardeşliğine karşı yapılmış bir saldırıdır" dedi.

 

“AKP iktidarı ülkeyi Ortadoğu bataklığına çekti”

 

AKP iktidarının bölgesel amaçları için ülkeyi Ortadoğu batağına çektiğini belirten Kırşanlıoğlu, "Saldırıyı gerçekleştiren IŞİD’e, AKP iktidarının her türlü desteği verdiğini Türkiye’de örgütlenmesine, ülkeyi saldırı üssü olarak kullanmasına yardımcı olduğunu" belirtti.

 

“Katliamların sorumlularını başka yerde aramıyoruz”

 

Kırşanlıoğlu, "Suriye’de yenilen, dış politikası iflas eden AKP iktidarı bizzat Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ağzından 'Başımıza ne geldiyse Suriye politikasından geldi' diye itirafta bulundu. Bu katliam IŞİD çetelerini Antep ve çevre illerde kamplara yerleştiren, kamplarda eğitim veren AKP iktidarının eseridir. Katliamın sorumlularını başka yerde aramıyoruz. Şimdiye kadar 'öfkeli çocuklar' diyen anlayış bu katliamın sorumlusudur. Antep katliamı, Suriye’de Menbic’de yaşanan savaşta ağır bir yenilgi alan IŞİD’in savaşı Türkiye topraklarına taşıma isteğini ve halklarımız arasında etnik çatışmanın zeminini yaratmayı amaçladığını ortaya koymaktadır" diye konuştu.

 

“Saldırılar mücadele kararlığımızı daha da güçlendirecek”

 

Kırşanlıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "OHAL uygulamaları olarak Kürt illerinde ve metropollerde DBP, HDP yöneticilerini, yurtsever halkımızı gözaltına alan, tutuklayan; Özgür Gündemi kapatan; HDP il-ilçe binalarını polis baskınları ile harabeye çeviren AKP hükümeti IŞİD barbarlığına karşı halklarımızın güvenliğini sağlamaktan sorumludur. Özellikle son iki yıldır IŞİD’in halklarımıza dönük gerçekleştirdiği bütün katliamların faillerini, bütün uyuyan hücrelerini tespit edip cezalandırmalıdır. IŞİD’in savaşı topraklarımıza taşıma çabasına karşı etkin önlemler almalıdır. Bunu yapmadığı durumda IŞİD’in şimdiye kadar yaptıklarından olduğu gibi bundan sonraki bütün vahşetinden de siyaseten sorumlu olacaktır.Hiç kimse ne IŞİD saldırganlığı karşısında ne de OHAL uygulamaları adı altındaki baskı, gözaltı ve tutuklama saldırıları karşısında Emek ve demokrasi güçleri olarak korkacağımızı, sineceğimizi düşünmesin. Tüm bu saldırılar, mücadele kararlılığımızı daha da güçlendirecektir; bizler sokakları, meydanları daha kitlesel dolduracağız."