Dünya

Brunson krizi | Netanyahu-Trump-Erdoğan üçgeni, soru işaretleri, ABD iç politikası ve krizin finansal etkileri

Yabancı basın Papaz Brunson hadisesini nasıl gördü?

27 Temmuz 2018 15:48
Derin Koçer

ABD’li papaz Andrew Brunson, 2016’nın ekim ayından bu yana tutukluydu. Geçtiğimiz günlerde mahkeme, Brunson’ın pasaportuna el koymak koşuluyla ev hapsiyle tahliye edilmesine karar verdi. 

İlk açıklama ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’dan geldi. Bakan, gelişmeleri ‘memnuniyetle karşıladıklarını ancak yeterli bulmadıklarını’ ifade etti. 

Ancak Pompeo’nun ardından konuşan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ‘Türkiye’ye geniş yaptırımlar uygulanabileceğini’ söyledi. Yardımcısına Twitter üzerinden destek çıkan ABD Başkanı Donald Trump da Brunson’ın ‘uzun tutukluluk süresi’ne dikkat çekerek, "Amerika Birleşik Devletleri, çok iyi bir Hristiyan, aile adamı ve harika bir insan olan pastör Andrew Brunson'ın uzun süreli tutukluluğundan ötürü Türkiye'ye büyük yaptırımlar uygulayacak” dedi.

Art arda gelen açıklamalarla eş zamanlı olarak, ABD Senatosu Dış ilişkiler Komisyonu’nun Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan 'Türkiye Uluslararası Finansal Kurumlar Yasası’nı kabul etmesi, iki ülke arasındaki gerilimin tuzu biberi oldu. 

Beklentiler karşılanmadı mı?

ABD’li yayın organları da geçtiğimiz 24 saat içerisinde yaşanan son gelişmelere geniş yer verdi. 

New York Times gazetesinin editöryel ekibinin her gün hazırladığı, günün önemli başlıklarını bir araya getiren ‘özet’te ABD ile Türkiye arasındaki gerilim de yer buldu. 

İngiliz The Guardian gazetesi, Washington’un Papaz Brunson’ın salıverilmesini beklediğini, hatta bir kaynağın bu beklenti doğrultusunda Reuters haber ajansına konuştuğunu haberleştirdi. 

Gazetenin iddiasına göre Papaz’ın salıverilmemesinin üzerine Pence ve Trump bir araya gelip ‘anlaşmanın bozulduğu ve bu yüzden geniş yaptırımların getirilmesi gerektiği’ne karar verdiler. İkilinin açıklamaları da bu kararın alınmasının ardından geldi. 

Washington ile Ankara arasındaki gerilimin gelişmelerle iyice arttığına dikkat çeken gazete, Hristiyan-sağ seçmenin Brunson konusunda Beyaz Saray’a baskı yaptığını da ileri sürdü ve bu seçmen kitlesinin Trump ve Pence için önemli bir oy deposu olduğunu hatırlattı. ABD’li Washington Post gazetesi de yaptığı geniş haberde Guardian’ın tespitini onayladı. 

TIKLAYIN - Washington Post: Trump ile Erdoğan Papaz Brunson ve Ebru Özkan takasını NATO zirvesinde yaptı

Post, habere ‘’Başkan Trump ortada bir anlaşma olduğunu düşünüyordu’’ diyerek başladı ve geçtiğimiz ayın başındaki NATO zirvesinde buluşan Trump-Erdoğan ikilisinin görüşmeyi ‘kocaman gülümsemeler ve yumruk tokuşturmayla’ noktaladığını hatırlattı: 

‘’Trump, Brunson’ın serbest bırakılması için anlaşmaya varıldığını düşünüyordu.’’

Yayımlanan haberde Trump’ın 14 Temmuz’da, NATO zirvesinin ardından İskoçya’ya geçtiği ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ileri sürüldü. 

Görüşmede masaya yatırılan temel mesele olarak ‘bölgedeki gelişmeler, Suriye ve İran’ gözükse de sözün Türkiye’ye geldiği de ifade edildi. 

Post’un kaynağına göre Trump, Netanyahu’dan İsrail’de Hamas kaçakçısı olduğu iddiasıyla gözaltında bulunan Ebru Özkan’ın serbest bırakılmasını istiyordu. Haberde Erdoğan hükümetinin Özkan’ın gözaltına alınmasına dair öfkesi de hatırlatıldı. 

Ebru Özkan'dan Erdoğan'a: Benim davamla ilgilenecek kadar kibardı

Netanyahu ile Trump’ın görüşmesinden bir gün sonra İsrail, Özkan’ı serbest bıraktı ve sınır dışı etti. Özkan, İstanbul’a vardığında Erdoğan’a ‘benim davamla ilgilenecek kadar kibardı’ diyerek teşekkür etti. İsrailli yetkililer ise anlaşma üzerine konuşmayı reddetti. 

‘’Türkiye büyük bir fırsat kaçırdı"

Gazete, 18 Temmuz’da Brunson’a getirilen ev hapsinin anlaşmayı bozduğunu iddia ediyor. Anonim kalmak koşuluyla konuşan bir Beyaz Saray yetkilisinin ‘’Türkiye büyük bir fırsat kaçırdı. Brunson pazarlık malzemesi değil’’ dediği de haberde aktarıldı. 

Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Haziran seçimlerini kazanmasının ardından Washington’da umutların yeşerdiği de yayımlanan haberde dile getirildi ve Trump yönetiminin, ‘Erdoğan’ın hassas Türkiye ekonomisini biraz yumuşatmak için Brunson’ın bırakılacağını düşündüğü’ söylendi. 

Yeni krizin ekonomik değerlendirmesi

Bloomberg de Türkiye ile ABD arasındaki gerilimin Türkiye ekonomisi üzerine etkilerine geniş yer verdiği bir haber yayınladı. 

Türkiye’nin zaten büyük bir ‘kur şoku’ ve yüksek enflasyon sorunu yaşadığını belirten haberde Trump’ın ‘geniş yaptırımlar’ tehdidinin durumu daha da kötü hâle getirebileceği söylendi. 

Erdoğan’ın 24 Haziran’da yeniden seçilmesinin öncesinde Merkez Bankası’na daha çok müdahil olacağını ifade ettiği ve MB’nin faizleri çok yüksek oranda tuttuğunu açıklaması da hatırlatıldı. Seçimin ardından yapılan ilk MB toplantısının ardından da faiz yükseltmemesi, yatırımcının endişelerini artırdığı dile getirildi. Trump’ın ‘geniş yaptırımlar’ tehdidi de ‘son darbe’ olarak nitelendirildi. 

Bloomberg, Foundation for Defense of Democracies’in kıdemli Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer’in ‘ABD’nin yaptırımlar başlatmasının Türk finansal sistemi için yıkıcı ve felaket’ olacağını söylediğini aktardı. 

Haberde, ne Trump’ın ne de Beyaz Saray’ın yeni ekonomik yaptırımlar ile ilgili anında detay vermediğinin de altı çizildi. Ancak gelişmelerin ardından Senato’nun Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan 'Türkiye Uluslararası Finansal Kurumlar Yasası’nı kabul etmesi hatırlatılabilir. 

‘’Türkiye için sorun şu ki..."

Bloomberg, normalde ABD’nin yaptırımlarının Türkiye gibi ‘orta boy’ ekonomilerde doğrudan çok büyük etkilerinin olmayacağını da söylüyor. 

Ancak Türkiye için durumun pek de ‘normal’ olmadığının da altı çiziliyor: 

‘’Türkiye için sorun şu ki, zaten finansal zorluklar hissediliyor. Erdoğan, ekonomiyi seçimlere kadar sıcak bir şekilde getirdi ve şimdi bir bedel ödeyebileceği endişesi var. Enflasyon geçen ay 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Türk şirketlerinin dolar ve avro cinsinden ödünç aldığı borçları ödemek, lira fiyatlarındaki düşüşten sonra zor olacak.’’