Guardian yazarı Seumas Milne, yazısında Mısır, Brezilya ve Türkiye’deki son gösterileri ele aldığı yazısında, göstericilerin tabana yayılı bir şekilde örgütlenmelerini yaratmamaları durumunda göstericilerin sonuçsuz kalma riski bulunduğunu iddia etti.
Yazara göre gösterilerde farklı politik grupların ve taleplerin bulunması, genel ve kapsamlı bir örgütlenmenin var olmaması, sosyal medya ve anlık kurulan ağların eylemlerin örgütlenmesinde büyük rolünün olması, eylemlerde orta sınıfların önemli bir yerinin bulunması gibi ortak özellikler bulunuyor.
Bugünkü eylemleri tarihteki benzer eylemlerle karşılaştıran Milne, göstericilerin tarihten çok önemli dersler çıkarması gerektiğini özetle şöyle söylüyor:
"Demokratik bahar sözü veren ve orta sınıf mensubu reformcuların liderlik ettiği 1848 devrimleri neredeyse bir yıl içinde yıkıldı. 1968 Mayısındaki fırtınalı Paris ayaklanmasını Fransız sağının seçim zaferi izledi. 1989’da Doğu Berlin’de demokratik sosyalizm için yürüyenlerin eylemi kitlesel özelleştirmeler ve işsizlikle sonuçlandı. Geçen on yılın Batı sponsorluğundaki renkli devrimleri, göstericileri iktidarı oligarklara ve elitlere devretmek için kullandı. İspanya’daki Öfkeliler hareketi sağın dönüşünü ve daha derin kesintilerin içine dalınmasını engelleme karşısında güçsüzdü."
Milne bütün bu örneklerden sonra neoliberalizm çağındaki dünyada bugünkü gibi protestoların bazı değişiklilere neden olabileceğini, hatta hükümetleri indirebileceğini ancak tabana yayılmış şekilde örgütlü olmamaları ve net politik gündemlere sahip olmamaları durumunda sistem değişikliğinin elit grupların merhametine kalacağını belirtiyor.
BBCTürkçe