İngiltere'nin 1 Ocak'ta Avrupa Birliği'nden (AB) resmen ve fiilen ayrılmasının getirdiği yeni kurallar uygulamaya girerken, Londra son bir ay içinde Avrupa'nın en büyük mali piyasası olma özelliğini kaybetti.
Amsterdam piyasasında el değiştiren hisselerin değeri son bir ay içinde günlük yaklaşık 9,2 milyar euroyu bulurken, Londra'da bu alanda ticaret hacmi 8,6 milyar Euro'da kaldı.
Brexit gerçekleştikten sonra İngiltere'nin artık bir AB ülkesi olmamasına göre düzenlenen yeni kurallar uyarınca, Avrupa hisseleri satın almak isteyen AB merkezli bankalar artık işlemlerini eskisi gibi Londra üzerinden yapamayınca, Londra'daki alışveriş hacmi ve Londra merkezli finans şirketlerinin komisyonlarında düşüşler yaşandı.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, AB'ye "Londra'yı devre dışı bırakmayın" çağrısı yaptı.
Andrew Bailey Çarşamba günü yaptığı açıklamada, AB'nin İngiltere'yi mali piyasalardan dışlamayı planladığına dair belirtiler görüldüğünü söyledi.
Getty Images
Bailey, Londra piyasasının mali kurallara ilişkin bir anlaşmaya varılmasını istediğini ancak bunun Brüksel tarafından dikte edilmesini kabul edemeyeceğini söyledi.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı'na göre, AB'nin şu ana kadarki talepleri de makul değil.
Brexit ticaret kurallarının yılbaşında yürürlüğe girmesinden beri, finans sektöründeki kuralları uyumlu hale getirmek ya da ekivalans/eşdeğerlilik sağlamak amacıyla görüşmeler yapılıyor.
Her iki taraf da İngiltere ve AB'nin birbirinin kurallarını tanıyıp kabul edeceği bu "eşdeğerlilik" rejimi üzerinde Mart ayına kadar uzlaşmayı hedefliyor.
- İngiltere’nin, AB büyükelçisine diplomatik statü vermeyeceğini açıklaması krize neden oldu
- İngiltere'nin AB ile bağları fiilen sona erdi
- Brexit: Manş'ın iki yakasında da zafer olarak sunulan ticaret anlaşması
- İngiltere ve AB, Brexit anlaşmasında uzlaştı
Kayıplar kalıcı olabilir
İngiltere'de Başbakanlık tarafından yapılan açıklamada, müzakerelere hala açık olunduğu söylendi ancak "Bütün gerekli belgeleri sunduğumuz ve gayet sıkı kurallara tabi, dünyanın en önde finans merkezlerinden biri olduğumuz halde, AB bize hala eşdeğerlilik statüsü vermedi" denilerek AB'nin tutumundan şikayet edildi.
Açıklamada, "Bu da daha önce İngiltere üzerinden alınıp satılan bir miktar AB hisselerinin ticaretinin, AB kurumlarının tavsiyesi ile AB merkezlerine kayması anlamına geldi. Fakat biz, hisse senetleri alışverişinin farklı merkezlere bölünmesinin kimsenin çıkarına olmadığını söylüyoruz" ifadeleri de yer aldı.
Londra borsası her yıl 135 milyar sterlin gelir yaratıyor ve bu ülkenin toplam gelirlerinin yüzde 7'sini oluşturuyor. Bunun önemli bir kısmı mali kuruluşların alım satımlar üzerinden elde ettiği komisyonlardan oluşuyor. Fakat borsa Brexit ile birlikte 1 Ocak'tan bu yana AB borsalarından kopmuş durumda.
Brüksel ise finans sektörüyle ilgili anlaşma konusunu aceleye getirmek istemediğini, İngiltere'nin AB standartları ve kurallarından ne kadar uzaklaşacağını bilmek istediğini söylüyor.
İngiltere'nin Singapur gibi, esnek kurallarla işleyen bir sistem benimseyerek AB borsalarına karşı haksız rekabet oluşturabileceği endişeleri var.
Buna karşılık İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, bazı kuralları değiştireceklerini ama ani ve kapsamlı bir değişikliğin gündemde olmadığını söyledi. İngiltere'nin gevşek kurallı, yüksek riskli bir mali merkez ve sisteme dönüşme niyetinde olmadığını kaydetti.
Londra'nın bir mali merkez olarak üstünlüğünü yitirmesi çok sayıda istihdam kaybı anlamına da geliyor.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Brexit sonrası süreçte şu ana kadar 7 bin işin Londra'dan başka AB mali merkezlerine kaydığını söyledi. İstihdam kaybının 50 bine varabileceği yönünde tahminler yapılıyordu.
Dharshini David
BBC Küresel Ticaret Muhabiri
İngiltere, görünmez ticaret diye de adlandırılan, ülke dışına bankacılık gibi hizmeti verme konusunda uzmanlaşmış bir ülke.
Finans sektörü İngiltere'nin gayri safi yurt içi milli hasılasının yüzde 7'sini oluşturuyor. Bankacılık ve yatırım hizmetleri alışverişinin yüzde 40'ı da Avrupa Birliği ile yapılıyor.
Fakat geçen yılın sonlarına doğru AB ile son anda varılan ticaret anlaşması finans sektörünün ihtiyaçlarının çok önemli bir kısmına yanıt vermiyor ve hisse alım satımının başka merkezlere kayması da bunun ilk sonuçlarından biri oldu.
Üstelik başka merkezlere kayan bu işlemler bir daha Londra'ya geri dönmeyebilir.
İngiltere hükümeti ile AB arasında sonunda, mali hizmetler sektörü konusunda karşılıklı birbirlerinin piyasalarına daha çok erişim imkanı veren, İngiltere'nin standartlarının AB standartlarıyla uyumlu olduğu kabulüne dayalı bir anlaşma sağlansa bile, hisse alım satımı bunun bir parçası olmayabilir.
İngiltere hükümeti, AB dışındaki mali merkezlerle daha derin ilişkiler oluşturulması imkanlarını gözönüne alarak, Brexit'in bir mali merkez olarak Londra'nın üstün pozisyonunu daha da güçlendireceğini düşünüyor. Ama bu zaman alacak bir şey.
Örneğin İsviçre hisselerinin Londra'da alım satımına izin veren yakındaki bir anlaşma bu yönde bir adım ama bir borsa simsarlık şirketinin patronu bugün bunu "futbol maçında eşitliği sağlayan golden ziyade bir serbest vuruşa" benzeterek, AB ile ilişkilerdeki uzaklaşmanın yol açtığı kaybın bu boyutlarda kazanımlarla karşılanamayacağına işaret etti.