Gündem
Bozkurt selamı ile sessizlik tilkisi benzerliği kriz yarattı
Merih Demiral'ın EURO 2024'teki Bozkurt selamı, Alman okullarında on yıllardır kullanılan bir işarete çok benzediği için farklı bir tartışmaya sebep oldu. Bremen söz konusu işareti yasaklamak niyetinde.
21 Temmuz 2024 10:17
Merih Demiral'ın EURO 2024'teki Bozkurt selamı, Alman okullarında on yıllardır kullanılan bir işarete çok benzediği için farklı bir tartışmaya sebep oldu. Bremen söz konusu işareti yasaklamak niyetinde.Almanya'daki çocuk yuvaları ile ilkokulun ilk birkaç yılında, sınıflarda gürültü olduğu zaman eğitimciler ve öğretmenler ellerini havaya kaldırır, orta parmak ve yüzük parmağını baş parmakla birleştirip işaret parmağını küçük parmakla havaya kaldırırlar. Bu el işareti, "Ağzımızı kapatıp kulaklarımızı dikiyoruz" demektir. Adına da sessizlik tilkisi, fısıltı tilkisi ya da sessiz tilki denir. Bu hareketle Alman eğitim sisteminde çocuklara, on yıllardan bu yana hemen sessiz olunması gerektiği anlatılır.
Ancak bu işaretin aynı zamanda Almanya'da iç istihbarat tarafından izlenen Ülkücü Hareket'in bozkurt sembolü olması sebebiyle son dönemde Alman okullarında rahatsızlık yaşanıyor.
Bu rahatsızlığı tetikleyen de Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Türkiye ile Avusturya arasında oynanan maçta Türkiye Milli Takımı'nın defans oyuncusu Merih Demiral'ın kaydettiği birinci golün ardından tribünlere doğru koşarak bu selamı yapması oldu.
Olayın ardından UEFA (Avrupa Futbol Federasyonları Birliği) tarafından Demiral'a iki maç ceza verildi. Türkiye ile Almanya arasında ise kısa süreli bir diplomatik kriz yaşandı ve her iki taraf birbirlerinin büyükelçilerini dışişleri bakanlıklarına çağırdı. Ayrıca kamuoyunda yaşanan tartışma Ülkücü Hareket'in ve bozkurt işaretinin Almanya'da yasaklanmasını gündeme getirdi.
Almanya'nın iç istihbarat kurumu Federal Anayasayı Koruma Dairesi'nin yıllık raporunda Ülkücü Hareket ile ilgili değerlendirmesinde "Aşırı sağcı propagandanın ana unsurlarını oluşturan abartılı milliyetçilikle, ırkçılık ve antisemitizm gibi kitlesel insan düşmanlığı, Türk Ülkücü Hareketi'nin de ideolojisini meydana getiriyor" ifadeleri kullanılıyor. Değerlendirmede Almanya'da 12 bin 100 kişinin bu harekete üye olduğu ve Ülkücü Hareket'in "Yahudilerle Hristiyanların yanı sıra Aleviler ile Kürtler gibi Türkiye'deki azınlıklara karşı nefretle baktığı ve dünyanın geri kalanını da reddettiği" belirtiliyor.
Bozkurt selamı ve siyasi sonuçları
Almanya'da Ülkücü Hareket'e yasak talebi aslında yeni değil. 2020 sonunda Alman Federal Meclisi'nde yer alan Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Harti (FDP) ve Yeşiller, Ülkücü Hareket'in yasaklanmasına yönelik inceleme yapılması için Federal İçişleri Bakanlığı'na ortak yazı göndermişti. Bozkurt selamı ile ilgili ilk büyük tartışma da dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Hamburg Başkonsolosluğundaki bir etkinlikte 2017 yılında bu işareti yapması ile yaşanmış ve o zaman da bu selam ile sessizlik tilkisinin benzerliğine dikkat çekilmişti.
Bunun üzerine ülkenin güneyindeki Baden-Württemberg eyaletinde öğretmenlerle eğitimcilere sessizlik tilkisi işaretini yapmamaları tavsiyesinde bulunuldu.
Bugünlerde bir adım daha ileri giden Bremen eyaleti ise sessizlik tilkisini tamamen yasaklamayı planlıyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Bremen Eğitim Senatörlüğü Sözcüsü Patricia Brandt, bu işaretin taşıdığı siyasi anlamın Bremen şehrinin değerlerine "hiçbir şekilde uymadığını" söyledi.
Sessislik tilkisinin yasaklanmasına tepkiler
Tartışmayı DW'ye değerlendiren Bremen Yahudi Toplumu Başkanı Elvira Noa, "EURO 2024'ün ardından bozkurt selamı ile ilgili tartışmaların neredeyse ortadan kaybolması, bu selamın, hele hele ardındaki ideolojinin kaybolduğu anlamına gelmiyor" diyerek Bremen eyaletinin yasak kararını destekledi.
Alınan kararı, nasyonal sosyalist dönemin sembollerine karşı takınılan tavra benzeten Noa, "Bu sebepten (Bozkurt selamına) çok benzeyen sessizlik tilkisini yasaklamak mantıklı; nasıl ki SS sembollerine, gamalı haça ve benzerlerine yakın semboller de yasaklanıyor ya da yasaklanması gerekiyorsa" dedi.
Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkanı Gökay Sofuoğlu ise karara farklı bir tepki vererek "Bu yasak bence yanlış bir yöne gidiyor. Yasak kararları alınmadan önce toplumun aydınlatılması lazım" ifadelerini kullandı. DW'ye konuşan Sofuoğlu, öğretmenlerin sessizlik tilkisini on yıllardır kullandığını dile getirerek "(Sessizlik tilkisinin) 'konuşma ve kulaklarını dik tut' sloganına sadık kalarak her zaman bir varoluş gerekçesi olmuştur. Umarım sessizlik tilkisi Bozkurt'u yener" dedi.
Eğitimciler sessizlik tilkisine alternatif arıyor
Yaşanan gelişmeler Sofuoğlu'nun temennisinin yerine gelebileceğine işaret etmiyor. Sessizlik tilkisi çağdaş eğitimciler arasında zaten kısıtlayıcı olarak algılandığı için sık sık tartışma konusu oluyordu. Buna alternatif olarak akustik bir ses, örneğin bir gong öneriliyor. DW'ye konuyla ilgili görüşlerini aktaran, Dortmund Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Eğitim Bilimleri profesörlerinden Ahmet Toprak, "Birçok öğretmen artık sessizlik tilkisi metodunu kullanmayarak başka yöntemler deniyor. Sessizliği ve düzeni sağlamak için alternatifler mevcut. Öğretmenler bu konuda oldukça yenilikçi" dedi.
Bir el işaretinin yasaklanma sebebinin her zaman detaylı bir biçimde açıklanması gerektiğini vurgulayan Toprak, "Bir eğitimci olarak prensipte yasakların sorunları çözmediğini, tersine daha da keskinleştirdiğini düşünüyorum. Ancak bir yasağa karar veriliyorsa, bunun iletişiminin şeffaf ve anlaşılabilir bir şekilde yapılması gerekir. Aksi takdirde genelleştirilmiş ve keyfi bir karar olarak algılanır" uyarısında bulundu.
Derslerdeki semboller ve okulun görevi
Bremen Yahudi Toplumu Başkanı Elvira Noa, alınan yasak kararının derste de öğrencilerle birlikte tartışılması gerektiği görüşünde. Noa bu sayede öğretmenlere, semboller ve onların olumsuz etkileri ya da olumlu tesirleri ile ilgili olarak konuyu derste işleme fırsatı doğacağını belirtti.
Bavyera Öğretmenler Birliği de Noa ile benzer düşüncelere sahip. Birliğin Başkanı Simone Fleischmann, Bavyera eyaletinin kamu medya kuruluşu olan Bayerischer Rundfunk'a (BR) yaptığı açıklamada, "Toplumsal konuları ele almak ve tartışmak prensipte okulların görevidir" diyor. Öğrencilerin bu sayede, Bozkurt selamının anlamı ve hangi bağlamda kamusal alanda yapıldığının arka planını araştırıp, konuya dair sunum yapabileceğini aktaran Fleischmann, "Şu anda güncel siyasi bir tartışmadan yola çıkarak eğitim yapabiliriz" ifadesini kullandı.
DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?