T24- Referandum öncesinde başta AKP olmak üzere birçok çevrenin boy hedefi haline gelen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, ‘TÜSİAD tavır belirlemedi’ şeklindeki eleştirilerden rahatsızlık duyan yönetimin bir ara 80 darbesi öncesindeki gibi “Yine gazetelere ilan mı versek” noktasına geldiğini ve bundan son anda vazgeçtiğini anlattı. Boyner, “Sonra dedik ki ‘Boş ver. Bu ilan farklı anlaşılır’. Ama bazen ‘TÜSİAD o zaman o ilanları niye verdi?’ diye düşünüyorum...” dedi.
Boyner’in bu konudaki sözlerini Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, bugünkü (06 Ekim 2010) köşe yazısında aktardı. Çakırözer’in “Boyner: Biz de özeleştiri yapıyoruz” başlıklı yazısı şöyle:
Boyner: Biz de özeleştiri yapıyoruz
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, 12 Eylül referandumu öncesinde başta AKP hükümeti olmak üzere birçok çevrenin boy hedefi haline gelmişti. Sebebi de anayasa değişiklik paketi konusunda hükümetin beklentileri doğrultusunda ‘evet’, ya da karşısında ‘hayır’ yönünde taraf olmaktan kaçınan bir tutum izlemesiydi. Eleştirenlerin kullandıkları en önemli tez ise TÜSİAD’ın 12 Eylül 1980 darbesi öncesi dönemde dönemin Ecevit hükümeti aleyhinde takındığı tavırdı. Aslında bu konuda CHP’nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu o döneme yönelik özeleştiri yaparak Ecevit hükümetlerinin de ekonomi yönetiminde yanlışları olduğunu açıklamıştı. Peki TÜSİAD da o dönemki tavrına ilişkin özeleştiri yapıyor muydu?
Ankara bürosundaki meslektaşlarımdan Murat Kışlalı ile dün TÜSİAD’ın Ankara bürosunda ziyaret ettiğimizde bu konuyu gündeme getirdik ve bu soruyu yönelttik.
“Tüm kurumlar gibi TÜSİAD da zaman içinde evriliyor. Tabii ki biz de kendi içimizde özeleştiri yapıyoruz” dedikten sonra şöyle devam etti:
“1970’lerdeki şartlarla, bugünkü Türkiye, dünya şartları aynı değil. Kurumların da kendini sürekli geliştirmesi, yenilemesi lazım. TÜSİAD da öyle bir kurum zaten. Bunu kendi içimizde yapıyoruz. Ama özeleştiri çok önemli bir şey. Yapmasak zaten 40 senedir burada olamazdık, evrilemezdik. TÜSİAD evrildi, demokrasi raporu hazırladı. Bunu ilk yaptığı zamanda tartışmalar çıktı, sonra yineledik. Bunlar artık çok doğal şeyler.”
Referandum sürecinde yoğunlaşan eleştiriler üzerine Boyner, “O zamanlar küçüktüm, şu 70’lerdeki ilanları bir de ben göreyim” diyerek arşivden gazetelere verilen ilanların hepsini çıkarttırmış. 30 yıl sonra geriye dönüp baktığında o ilanlarla ilgili TÜSİAD’ın bugünkü başkanının tespiti şöyle:
“İlanlarda ‘enflasyon canavarı, işadamının hayatını çok zorlaştırır’ diyor, ‘hür teşebbüsten yana olmalıyız’ diyor. Ama hükümet düşürecek nitelikte değil. Bir sivil toplum örgütünün ilanla farkındalık yaratması enteresan ve tabii ki hatırlanması doğal. Ama ‘hükümet düşüren, darbe yaptıran TÜSİAD’ gibi ezber, tarihi yeniden yazma çabaları var. Hükümeti doğrudan hedef alan en ufak bir şey yok. Sadece enflasyon, ekonomin gidişi konusunda bir şey yapılması için çağrı. Hükümetin yıpranmasına katkı sağlamış mıdır derseniz, bunu nasıl ölçeceksiniz? Belki de sağlamıştır.”
‘İlan verelim’ tartışması
Referandum sürecindeki ‘TÜSİAD tavır belirlemedi, rengini belli etmedi’ şeklindeki eleştirilerden rahatsızlığını TÜSİAD Başkanı şöyle dile getirdi: “O sözleri duydukça çıldıracak gibi oluyordum. ‘Tavır belli etmedi’ demek, ‘Bununla ilgili hiçbir görüş koymadı’ demektir. Halbuki biz tek tek referanduma sunulan her maddeyle ilgili fikrimizi açıkladık. ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ demedik ama maddeler hakkındaki tavrımızı ortaya koyduk”
TÜSİAD yönetiminin bu yorumlardan duyduğu rahatsızlık bir ara “Yine gazetelere ilan mı versek” noktasına bile gelmiş. Boyner’den aktaralım:
“Her maddeyle ilgili TÜSİAD’ın görüşlerini gazete ilanlarıyla halka anlatsak mı acaba dedik. Çünkü başka nasıl anlatacağız? Anlatıyorum gazetede eksik çıkıyor, başka gazete onu görmüyor. Sonra arkadaşlarla dedik ki ‘Boşver. Bu ilan verirsek farklı anlaşılır’. Ama bazen ‘TÜSİAD o zaman o ilanları niye verdi?’ diye düşünüyorum...”
Başbakan’ın özrünü kabul etti mi?
Başbakan Erdoğan’ın kendilerini hedef alan “Bitaraf olan bertaraf olur” sözlerini anımsattığımızda Boyner “Talihsiz bir dönemdi diye düşünmek istiyorum” yanıtını veriyor. Tartışmanın geride kalıp kalmadığı konusunda “Bir yansıması olmadı, biz bakanlarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyor ve devam ediyor:
“Bu ilk defa olmuyor Türkiye’de. Seçim gibi referandum gibi siyasi gerginliğin tırmandığı zamanlar siyasilerle TÜSİAD arasında sıkıntılar oluyor. Belli noktalarda görüş ayrılığına düştüğümüz vakit veya yeteri kadar destek olmadığımızı düşündükleri vakit bize kızıyorlar. O yüzden zaten ben siyasetçi olamam”
Başbakan Erdoğan, referandum akşamı yaptığı konuşmasında kampanya süresince kırdıklarından toplu bir şekilde özür dilemişti. Boyner, açıkça söylemese de bu açıklamayı TÜSİAD olarak çok üzerine alınmış gözükmüyor.
*****
TÜSİAD’ın 13 Mayıs – 13 Haziran 1979 arasında gazetelere verdiği 24 ilanda neler vurgulandı?
* Gizli işgal ordusu (enflasyon) l Üretemiyoruz. Geleceğimizi yiyoruz.
*Tartışılan: Tüketim, Tartışılması gereken: Üretimdir, üretmezsek, neyi tüketeceğiz?
* Bir var olma sorunu: Üretkenlik
* Enflasyon? Durdurulabilir. Ekonomiyi, ekonomi kuralları yönetirse...
* Daha çok tüketip, daha çok tasarruf edilebilir mi?
* “Zannolunmasın ki ecnebi sermayeye hasımız” (Mustafa Kemal, 1923)
* Dünyanın en dışa bağımlı ülkesi İsviçre hakkında
* Verim düşüklüğünün acısını kim çeker? Zararını kim öder?
* Ne kadar çalışıyoruz?
* Borç hazinesi tükendi
* Kamu, gayri iktisadi teşekkülleri
* Pamuk, tütün, fındık ve buğday petrole karşı savaşıyor
* “Efendiler, kudretli bir Türkiye, iktisaden kuvvetli bir Türkiye’dir” (Mustafa Kemal, 1923)
* İşsiz milyonlar ve milyoner işçiler
* Ortak pazar (şimdiki AB)