Gündem

'Böyle kepazelik görmedim'

Emekli Orgeneral Karadayı, Tuncay Güney'in iddialarına "Böyle kepazelik, rezalet görmedim" sözleriyle tepki gösterdi.

16 Ocak 2009 02:00
Tuncay Güney, emekli Orgeneral Karadayı için ‘Ergenekon’un çekirdek kadrosunda’ demişti. Bu iddiaya ‘Böyle rezalet, böyle kepazelik, böyle hokkabazlık görmedim’ sözleriyle tepki gösteren Karadayı, ‘1 numara’ olduğu iddialarına da gülüp geçtiğini söyledi 

Genelkurmay: Masumiyet karinesi ihlâl ediliyor

Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak Kanada’dan yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Tuncay Güney’in 2001 yılında yapılan polis sorgusunda, Ergenekon örgütünün çekirdek kadrosunda komutanlar bulunduğunu öne sürdü ve eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın da adını verdi.

Karadayı’nın, soruşturması sürecinde Ergenekon örgütünün “1 numara”sı olduğu söylentileri de çıkarılmıştı. Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila, Karadayı’ya bu konuları sordu. İşte Bila- Karadayı görüşmesi:

‘Hokkabazlık’

Sayın Karadayı, Tuncay Güney’in polis sorgusu görüntülü olarak televizyonlarda yayınlandı. Ergenekon örgütünün çekirdek kadrosu olarak sizin de isminizi zikretti. Güney’in açıklamalarını izlediniz mi ?
- Doğrusu izlemiyordum ama bir arkadaşım arayıp söyledi. Ben de izlemeye başladım. Adamı dinleyince ilk intibaım, tımarhaneden bir meczup konuşuyor, şeklinde oldu. Tam bir kepazelikti.

Sizin isminizi Ergenekon’un çekirdek kadrosu içinde zikretti, başka komutanların da isimlerini verdi. Bu iddialara ne diyorsunuz?
- Şunu söyleyeyim; 50 yıllık meslek hayatımda, 78 yaşımda böyle rezalet, böyle kepazelik, böyle hokkabazlık görmedim. Böyle bir hokkabazlığı rüyamda görsem inanmazdım.

‘1 numara’ iddiası

Sizin Ergenekon’un “1 numara”sı olduğunuz iddiaları, söylentileri de yayıldı. Bu iddialar kulağınıza geldi mi? Bu söylentiye ne diyorsunuz?
- Evet. Böyle söylentiler olduğunu duydum. Hatta bir toplantıda arkadaşlarımdan biri de gülerek “1 numara sizmişsiniz” dedi. Gülüp geçtim tabii. Öyle mi diyorlarmış, dedim. Ne diyeyim? Türkiye ne hallere geldi. İnsan üzülüyor tabii.

‘Bu insanları tanımam’

Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak tutuklanan, gözaltına alınan, iddialarda bulunanları tanıyor musunuz?
- Ben Ergenekon diye resimleri, isimleri sıralanan insanların hiçbirini tanımam. Ne tanışıklığım vardır, ne görüşmüşlüğüm ne de konuşmuşluğum vardır. Ülkesine, milletine şerefle hizmet etmiş emekli komutan arkadaşlarımızın bu insanlarla bir ilgisi yoktur. Onları bulaştırmaya çalışıyorlar. TSK’yı yıpratmaya çalışıyorlar. Buna da üzülüyorum.

‘Veli Küçük’ü tanımam’

Veli Küçük, Ergenekon’un en önemli ismi olarak geçiyor ve tutuklu. Veli Küçük’ü tanır mıydınız?
- Hayır. Ben Veli Küçük denen adamı hiç görmedim biliyor musunuz, tanımam.

Genelkurmay Başkanı olduğunuz dönemde Ergenekon diye bir örgüt duymuş muydunuz?
- Hayır, duymadım. Duysam, böyle bir örgüt olduğunu bilsem, zaten müdahale ederdim. Böyle bir şey duymadım. Hatta ben, bu mevzu kamuoyuna yansıyınca Yaşar Paşa’ya (Büyükanıt) sordum. Nedir bu, diye. O da bu soruşturmadan bahsederek buna Ergenekon adını verdiler, diye anlattı. Benim öyle bilgim oldu.

‘28 Şubat ihtilal değildi’

Ergenekon’u 28 Şubat’la da ilişkilendiriyorlar. Bir darbe için altyapı hazırlanması amacıyla kurulduğunu ve eylemler yaptığını öne sürüyorlar?
- 28 Şubat’ın bir ihtilal olduğunu söylüyorlar. Hayır. 28 Şubat bir ihtilal değildi. Meşru zeminlerde yaşanan bir olaydı. Milli Güvenlik Kurulu zemininde alınan kararlarla ilgiliydi.

‘Pişman değilim’

Ergenekon’u 28 Şubat’ın uzantısı örgütlenmeler olarak tarif edenler oldu?
- 28 Şubat’ın hiç ilgisi yok. Ben Çelik harekâtını (Kuzey Irak’a sınır ötesi harekât) yaptık, Kardak’ı yaptık. Belki bunları başarıyla yaptık diye bu olaylar oluyor.
Belki Çelik harekâtını, Kardak’ı yapamasaydık, bunlar olmazdı, diye düşünüyorum.
Ama biz görevimizi yaptık. Yaptıklarımın hiçbirinden pişman değilim.

‘TSK bölünürse ülke bölünür’

Ergenekon soruşturması çerçevesinde üst düzey emekli komutanlar da tutuklandı, bazıları da gözaltına alındı. Bu gelişmeleri nasıl karşılıyorsunuz?
- Ben Genelkurmay Başkanı olarak hep Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le çalıştım. Demirel’in çok güzel bir sözü vardır. Şöyle derdi: “Türkiye’de en önemli kurum, TSK’dır. Allah korusun, TSK bir zaafa uğrar, bölünürse, Türkiye bölünür.”
Bu çok doğru bir sözdür. Şimdi bunu yapmaya çalışıyorlar. TSK’yı bölmeye, yıpratmaya uğraşıyorlar. TSK aleyhine bir hava yaratmaya çalışıyorlar, onu hedef alıyorlar. Demirel’in bu sözünün ne kadar doğru olduğu anlaşılıyor.
Benim söyleyeceğim budur.

‘Encümen-i Daniş nedir?’

Eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç’a, Encümen-i Daniş sorulmuş. Bu heyete sizin de dahil olduğunuzu söylüyorlar. Encümen-i Daniş nedir?
- Encümen-i Daniş 1850 yılından beri var olan bir gelenek. Üst düzeyde görev yapmış insanların bir araya gelip ülke meselelerini konuştukları sohbet toplantıları. Bu geleneği biz de sürdürüyoruz. 15 günde bir araya gelip konuşuyoruz. Sonra yapılan tespitleri, varılan sonuçları yazılı hale getirip Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a gönderiyoruz. Belki ülkeye bir hizmet olur diye.

Bugünkü Encümen-i Daniş toplantılarında kimler var?
- Üst düzeyde görev yapmış, devlet tecrübesi olan emekli insanlar var. Başkanımız, eski Meclis Başkanı Necmettin Karaduman’dı. Ondan sonra Prof. Dr. Sefa Reisoğlu başkan oldu. Bülend Ulusu var, ben varım, Sayın Kıvrıkoğlu var, Mustafa Aysan var, İlter Türkmen var. Necdet Üruğ var. Özden Sanberk, Köksal Sönmez gibi isimler var. Bu gibi devlet tecrübesi olan, üst düzey görevler yapmış isimler var. Biz bir araya gelip ülke meseleleri üzerine sohbet ediyoruz.
Sonra başkan olarak Sayın Reisoğlu bunları kaleme alıyor ve Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a gönderiyor. Mesela Sayın Ahmet Necdet Sezer, bunları çok faydalı bulurdu. Yararlandığını söylerdi. Göndermemizi isterdi.
Encümen-i Daniş’in ebediyete intikal etmiş üyelerinden bazılarını da zikredeyim ki bu heyetin nasıl bir heyet olduğunu kamuoyumuz da öğrensin.
Mesela şu isimler var: Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele, Hasan Saka, Falih Rıfkı Atay, Hüseyin Cahit Yalçın, Tayfur Sökmen, Feridun Cemal Erkin, Kazım Orbay, Memduh Tağmaç, Cihat Baban, Sadi Irmak, Kemal Kayacan, Celal Eyiceoğlu, Asım Gürbüz, Fahrettin Altay, İrfan Özaydınlı.
İşte bu gibi devlet tecrübesi olan isimlerin bir araya geldiği heyet, ülke meseleleri üzerine sohbet ediyor. Görüşler tespit ediyorlar. Bu tür insanlardan bu ülkeye zarar gelir mi? Herkes kendi uzmanı olduğu konuyu izliyor, anlatıyor. Bu heyette 1959-60 Zürich, Londra antlaşmalarına imza atmış insanlar var. Memleketine faydalı olmaya çalışıyor. Böyle bir heyetin ortaya atılan saçma sapan iddialarla bir ilgisi olabilir mi?