GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
Polisin, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki rektör atamasını protesto eden öğrencilere yönelik uygulamalarıyla ilgili tartışmalar sürerken, yargıdan emsal niteliğinde, tarihi bir karar çıktı. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, protesto gösterilerine müdahale ederken darp, işkence, hakaret gibi eylemlerde bulunmalarına rağmen, valilik ve kaymakamlıkların soruşturma izni vermemesi nedeniyle soruşturulamayan polislerin “izin alınmaksızın soruşturulması” gerektiğine karar verdi.
Mahkeme, bu kararı, polisin, Gebze Cezaevi’nde açlık grevinde bulunan çocukları için basın açıklaması yapmak isteyen annelere yönelik eylemleri nedeniyle verdi. Kararda, “üstlerine atılan ‘darp, hakaret, kasten yaralama gibi’ fiillerin görevleriyle bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilgililere isnat edilen fiillerin görev sırasında olmakla birlikte görevden kaynaklanmadığı, yani görev sebebiyle işlenmediği açık olduğundan, yasanın öngördüğü özel soruşturma usulünün uygulanması ve soruşturma izni verilmesi/verilmemesi yolunda karar tesis edilmesi mümkün değildir” denildi. Karara göre, benzer durumlarda valilik ve kaymakamlıklardan izin istenilmeden doğrudan soruşturma yürütülmesi gerekiyor.
2019’da, cezaevinde açlık grevinde bulunan çocukları için Gebze Cezaevi’nin önünde eylem yapan annelere, polis, tazyikli su ve coplarla müdahale etti. Annelere hakaret eden, dağıldıkları ve yürüdükleri sırada arkadan iten, copla vuran polislerin görüntüleri kamuoyuna yansıdı. Kocaeli Valiliği, tepki çeken görüntüler nedeniyle, görev sınırının dışına çıkan memurlarla ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı. Ancak idari soruşturma, Gebze Kaymakamlığı’nın, “Görevlerini yaptılar” diyerek, soruşturma izni vermemesi nedeniyle adli soruşturmaya dönüştürülemedi.
O dönemde, Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli emniyet müdürü, başkomiser ve 5 komiser yardımcısı hakkında görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla barolar ve ÖHD suç duyurusunda bulunduGebze Kaymakamlığı’nın, soruşturma izni vermemesi üzerine Avukat Ramazan Demir, bu kararın iptal edilerek, polislerin soruşturulması için idare mahkemesinde dava açtı. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdare Dava Dairesi, bu başvuruyu karara bağlarken, emsal niteliğinde bir karara imza attı.
“Görev sırasında işlense de görev suçu sayılamaz”
Kararda, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri anımsatılarak, kanunun, görevle ilgili suçları kapsadığına dikkat çekildi. Kararda, “görev sırasında işlenmiş olsa bile görevin niteliğinden kaynaklanmayan ve görevin yerine getirilmesi ile ilgisi bulunmayan suçlar hakkında bu yasada öngörülen özel soruşturma usulü uygulanamaz” denildi.
“Darp, kötü muamele, hakaret görev kapsamında değil”
Kararda, söz konusu polislerin, Gebze M Tipi Kapalı Kadın Cezaevinde kalan bir kısım tutuklu ve hükümlülerin açlık grevi eylemine destek vermek amacıyla cezaevi önünde oturma eylemi yapan tamamı tutuklu ve hükümlü yakını olan müştekilere karşı darp, kötü muamele, hakaret, kasten yaralama, kanuna aykırı emir vermek ve yerine getirmek, ifade özgürlüğünün kullanımını engelleme suçunu işlediklerinin iddia edildiği anımsatıldı.
Kararda, şöyle devam edildi:
“Ön inceleme sonucu üstlerine atılan "darp, hakaret, kasten yaralama gibi" fiillerin görevleriyle bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilgililere isnat edilen fiillerin görev sırasında olmakla birlikte görevden kaynaklanmadığı, yani görev sebebiyle işlenmediği açık olduğundan, yasanın öngördüğü özel soruşturma usulünün uygulanması ve soruşturma izni verilmesi/verilmemesi yolunda karar tesis edilmesi mümkün değildir.”
Darp iddiası varsa, izin şartı yok
Karara göre, darp, işkence, hakaret vb. iddialar söz konusu olduğunda, soruşturma izni istenilmeksizin, soruşturma yürütülmesi gerekiyor. Emsal niteliğindeki karar, yerleşik uygulama haline gelirse, benzer basın açıklamaları ve protestolardaki uygulamalar nedeniyle, polisler, valilik, kaymakamlık kararlarıyla korunamayacak. Suç işleyip işlemediklerine soruşturma ve açılacak olası dava sonunda karar verilecek.