Gündem

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri yemek zammına tepkili: Piyasa kuralları dayatılamaz!

27 Ocak 2020 10:47

Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Kurulu, 22 Ocak 2020 günü yaptığı toplantıda okul yemekhanelerinde öğrenciye verilen yemek fiyatlarına zam yapılmasına karar verdi. Sabah kahvaltısı fiyatı 0,10 TL artarak 2,60 TL’ye, öğlen ve akşam yemekleri fiyatı ise 0,35 TL artarak 4,10 TL’ye yükseldi. Bu zamla birlikte yemekhane ücretine 2 buçuk yılda 3’üncü kez zam yapılmış oldu. 

İhale verilen yemek şirketinin birim yemek fiyatlarının artması gerekçesiyle zam yapılmasına tepki gösteren öğrenciler, zammın geri çekilmesini talep etti. 

Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu yaptıkları açıklamayla fiyat değişikliği olmaması konusundaki taleplerinin 'gerçekçi' bulunmadığını ifade etti.

Daha sonra 'zammın öğrencilere en az şekilde yansıtılması' şeklinde taleplerini yineleyen öğrenci kurulu, okul yönetiminden fiyatlara yapılacak zamlar oranında verilen yemek burslarına zam yapılacağının sözünü aldıklarını belirtti. 

Boğaziçi'nin Sesi ise yapılacak yemek bursu artışıyla zammın meşrulaştırılamayacağını dile getirerek şu açıklamayı yaptı:

"Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olarak yeni döneme yemekhane zamlarıyla başlıyoruz. Öğrencinin dönem arasında okulda olmamasını fırsat bilen üniversite yönetimi, 22 Ocak tarihinde aldığı kararla, yemekhane ücretini kahvaltı için 2.50 TL’den 2.60 TL’ye, öğle ve akşam yemekleri için ise 3.75 TL’den 4.10 TL’ye yükseltti. Böylelikle yemekhane ücretine geçtiğimiz 2 buçuk yılda 3’üncü kez zam yapılmış oldu! 2 buçuk yıl önce 1.50 lira olan akşam yemeği ücreti 2020 Ocak ayında 4.10’a dayanmış durumda.

Yemek şirketinin maliyet hesapları bizi ilgilendirmiyor! Üniversitede kâr zarar hesabı yapılmaz!

Öğrenci Temsilci Kurulu yaptığı açıklamada, ihale verilen yemek şirketinin birim yemek fiyatlarının artmasından dolayı yemekhane ücretlerine zam yapılmaması taleplerinin gerçekçi bulunmadığını, bir anlamda yapılan zamların “kaçınılmaz” olduğunu belirtti. Eğer üniversitenin içinde yemek şirketinin gözünden bakıp; kâr, zarar, maliyet hesapları yapmaya başlarsak pekâlâ bu zam son iki yılda yapılan diğer zamlar gibi kaçınılmazdır. Hatta enflasyonun %20’lere dayandığı bir yerde yapılan 10 kuruş ve 35 kuruşluk zamlara şükretmemiz bile beklenebilir. Ancak üniversitemiz piyasanın kurallarının geçerli olduğu bir şirket değildir. Boğaziçi Üniversitesi bir kamu kurumudur ve üniversite yönetimi; öğrencilerin, emekçilerin, işçilerin ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü yerine getirirken de kamunun ihtiyaçları önceliklidir. Dolayısıyla burada mücadele etmemiz gereken şey sadece yapılan 10 ve 35 kuruşluk zamlar değildir, mücadele etmemiz gereken şey üniversitenin içinde piyasa kurallarının uygulanmasıdır. Piyasacılığı üniversitemizden atana kadar bu zamlar hep karşımıza dikilecektir.

Artan burslarla zam meşrulaştırılamaz!

Öğrenci Temsilciliği Kurulu, okul yönetiminden yemekhane ücretlerine yapılacak zamlara oranla bursların da arttırılacağının taahhüdünü aldığını belirtti. Fakat bu yapılan zamları hiçbir şekilde meşrulaştırmaz! Biz öğrencilere burs verilmesini değil, hiçbir öğrencinin bursa ihtiyaç duymayacağı koşulların sağlanmasını gerektiğini savunuyoruz! Dolayısıyla yemekhaneye yapılan zamlar sonucunda öğrencilerin bursa muhtaç kalması, sorunun kaynağı değil ve dolayısıyla çözümü de olamaz!

İstanbul Üniversitesi yol gösteriyor. Zamlara karşı mücadeleye!

Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, öğrencilerin 3 öğün olan yemekhane hakkını 1 öğüne indirmiş bu karar İstanbul Üniversitesi öğrencilerinde büyük bir tepki yaratmıştı. Beslenme hakları için mücadele eden öğrenciler sonunda Rektörlüğün bu kararından dönmesini sağlamıştı. Şimdi ise benzer bir durumla kendi üniversitemizde karşı karşıyayız. Burada yapılan zamların görece “azlığı” öğrencilerin tepkilerini ölçmek içindir. Tepki gelmediği takdirde yeni zamlar kapıdadır. Bu yüzden burada yapılan tartışma asla zamların azlığından çokluğundan ilerlememelidir. Buradaki tartışma piyasa ve onun kurallarının üniversitede yerinin olup olmamasıdır ve tekrarlıyoruz üniversitede piyasanın yeri yoktur! Atandığı günden beri, üniversitenin bütçesini bahane edip bütçe açığını öğrencilerin, işçilerin, emekçilerin cebinden kapatmaya çalışan Üniversite Yönetimi bu politikasından derhal vazgeçmelidir. Zamlara karşı aynı İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı gibi mücadele edip Üniversite Yönetiminin öğrenci düşmanı politikalarını boşa düşürmeliyiz."