Polis Basın Subaylığından yapılan açıklamaya göre, Irak ve Filistin uyruklu şahısları, para karşılığında deniz ve hava limanlarından, KKTC'ye girişlerini yaptıktan sonra yasadışı olarak Güney Kıbrıs'a geçmelerini sağlayan 2 kişi ile onların yardımıyla KKTC'ye giriş yaptığı tespit edilen Irak uyruklu 3 kişi tutuklandı.
Açıklamaya göre, Ekim 2008 ile 12 Şubat 2009 tarihleri arasında Lefkoşa'da sakin Kıvanç Aktuğ ve H.A'nın (46), Irak ve Filistin uyruklu şahısları, para karşılığında deniz ve hava limanlarından, KKTC'ye girişlerini sağladıktan sonra, Beyarmudu ve Serhatköy bölgelerinden birinci derecede askeri yasak bölgeyi ihlal ederek, yetkili makamdan izinsiz olarak Güney Kıbrıs'a geçmelerine yardımcı oldukları tespit edildi.
Bu kişilerin evlerinde yapılan aramalarda, para ve mültecilere ait oldukları tahmin edilen çok sayıda pasaport bulunarak el konuldu.
KKTC Cumhurbaşkanlığı'nın açıklaması
Bu arada, KKTC Cumhurbaşkanlığı, KKTC'nin insan kaçakçılığıyla mücadele etmek için bütün olanaklarını seferber ettiğini, son günlerde yapılan tutuklamaların, KKTC makamlarının suçlarla mücadele etmek konusundaki kararlılığını ortaya koyduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, örgütlü suçlarla mücadele edebilmek için Kıbrıs Rum tarafı ve diğer uluslararası örgütler ve devletlerle yapılacak işbirliğinin önemi de vurgulandı.
Göreve getiren KKTC değil
KKTC polisinin İngiliz Üs Polisi (SBA Police) ile işbirliği içerisinde düzenlediği operasyon sonunda, BM İnsani Yardım Misyonu KKTC temsilcisinin tutuklandığı kaydedilen açıklamada, yıllardır bu görevi sürdüren bu kişinin KKTC makamları tarafından göreve getirilmediği, BM tarafından görevlendirildiği ve KKTC makamlarının, BM istediği için kendisiyle işbirliği yaptığı ifade edildi.
Bu tutuklamanın, uluslararası örgütlerin Kuzey Kıbrıs'ta doğrudan faaliyette bulunmak yerine, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti makamlarıyla işbirliği yapmalarının gerekli ve doğru olduğunun yeni bir kanıtını teşkil ettiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bu gelişme, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının suç ve suça ilişkin olayların izlenmesinde işbirliği yapmasının ne denli önemli olduğunu da göstermiş olmalıdır. Kıbrıs Türk tarafı, bu konuya büyük önem vermekte ve iki halkın yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan teknik komite çalışmalarında bu konuda yeterli mekanizmanın kurulması için elinden geleni yapmaktadır.
Bu arada, Kıbrıs Türk güvenlik güçlerinin insan kaçakçılığının önlenmesi için bütün olanaklarıyla ve uluslararası işbirliğinden yoksun olarak yaptığı mücadelenin de takdir edilmesi gereken bir mücadele olduğunu belirtmek gerekmektedir. Kıbrıs Türk güvenlik kuvvetlerinin kıt olanaklarla yaptığı bu mücadelede gösterdiği başarı takdire değerdir."