Birleşmiş Milletler (BM), Afganistan'da kız öğrencilerin eğitimden mahrum bırakılmasının "açıkça ayrımcı bir uygulama" olduğunu belirterek, Taliban geçici hükümetine, okulların ve üniversitelerin kız öğrencilere açılması çağrısında bulundu.
BM Cenevre Ofisi Enformasyon Birimi Basın ve Dış İlişkiler Bölümü Başkanı Rolando Gomez moderatörlüğünde haftalık basın toplantısı düzenlendi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Marta Hurtado, burada yaptığı konuşmada, "Kızların ortaokul eğitiminin ve üniversiteye erişiminin reddedilmesi açıkça ayrımcı bir uygulamadır" ifadesini kullandı. Bu durumun kız çocukları ve kadınlar ile onların ailelerini rahatsız ettiğini belirten Hurtado, bir bütün olarak ülkeye de derinden zarar verdiğini vurguladı. Hurtado, "Bu hafta Afganistan'daki kızlar, ortaokulda yeni bir yıla umut ve istekle başlamalıydı" diyerek, geçen yıl Afganistan'daki kızların 6. ve 12. sınıflara gitmesine izin verilmediğini kaydetti.
Taliban geçici hükümetine, üniversitelerin yanı sıra, her seviyedeki okulları kız çocuklarına açmaları yönünde çağrıda bulunan Hurtado, kız çocukları ve kadınların, eğitim hakları engellendiğinde şiddete, sömürüye ve yoksulluğa maruz kaldığının altını çizdi.
Hurtado, Taliban'ın tüm kadınlara ve kız çocuklarına eğitim hakkı tanımasıyla ilgili taahhüdünü hatırlatarak, "BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, gecikmeden bu sözü yerine getirmelerini istiyor" dedi.
Taliban'ın 15 Ağustos 2021'de Afganistan yönetimine gelmesiyle ülkede kadınların çalışmasına ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirildi.
Kızların önce ortaokul ve liselerde, Aralık 2022'de ise üniversitelerde eğitim alması engellenmişti. Yine aralık ayında Afgan kadınların yerel ve yabancı sivil toplum kuruluşlarında çalışması da askıya alınmıştı.
FAO'nun Türkiye'deki çalışmaları
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu toplantıya Ankara'dan video konferans yoluyla katıldı.
Gutu, geçen ay Türkiye'de yaşanan depremlerin ardından FAO'nun depremden etkilenen illerde sahada olduğunu, yerel otoriteler ve ortaklarla birlikte çalışmalar yürüttüğünü belirtti. FAO'nun ilk etki değerlendirme raporuna göre, depremlerin hayal edilemeyecek bir yıkıma neden olduğunu vurgulayan Gutu, depremlerden 11 ilde 14,6 milyon insanın etkilediğini kaydetti.
Mahsul ve hayvancılık üretiminde, gıda stoklarında, tarımsal altyapı ile varlıklarda 6,7 milyar dolardan fazla kayıp ve hasarın olduğuna işaret eden Gutu, bu 11 ilin, Türkiye'nin tarımsal üretiminin yüzde 20'sini, tarımsal gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 15'ini karşıladığının, tarım ve ormancılık ihracatının ise yüzde 18,7'sini gerçekleştirerek, iç tüketime ve ihracata önemli katkı sağladığının altını çizdi.
Gutu, bu zorlukların üstesinden gelmek için FAO'un, depremlerden en çok etkilenen Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya ile Gaziantep'in iki ilçesinde ihtiyaçlara öncelik verecek ve acil destek sağlayacak bir çerçeve geliştirdiğini ifade etti.
Gutu, "Kısa vadede FAO, hedeflenen bölgelere acil destek sağlamak için dahili acil durum kaynaklarını kullandı. Orta ve uzun vadede FAO, odağını proaktif olarak tarımsal gıda sistemlerini ve kırsal geçim kaynaklarını korumaya, eski haline getirmeye ve iyileştirmeye kaydıracaktır. FAO, bunu başarmak için yenilikçi yaklaşımları teşvik edecek ve teknolojiye ve iklim dostu tarıma yatırım yapacaktır" dedi. (AA)